Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Bir Ulus Bir Halk'
İyi ki Amerikan seçimlerinin tarihi ile çakıştı, iyi ki Amerikan seçimleri medya gündemimizde çok geniş yer aldı... Bizde “Küçük Amerika” oluyoruz büyük yalanıyla, insan hakları, demokrasi, Cumhuriyet kazanımları ve değerlerinin katledilmesi anlamına gelen, medyatik pazarlanan tuzaklar... İktidarın işin içinde, suç ortaklığı yaptığı rejimimizi, kaderimizi, geleceğimizi değiştirmekte olan adımlardaki kirli oyunlar, çamaşırlar... aklını kullanabilecekler için biraz su yüzüne çıkmış oldu...
\nAmerika’nın Türkiye’ye uyarlanması sözkonu-su olmayan, konfederal yapısı, başkanlık sistemlerinin kötü kopyaları bile değil... Türkiye’de bize dayatılmak, kelime oyunları, kavram kargaşası kullanılarak bize yutturulmak istenenler, bizim için geri dönüşü olmayan, eksikli, gedikli, defolu da olsa göreceli var olan, insan hakları, demokrasi, birlikte rejimimizi, toprak bütünlüğümüzü koruyarak yaşayabilme olanakları-mızın toptan katledilmesini içeren, yaşamsal tehditlerin her biri, bir diğerinden beter...
\nBaşlığa aldığım “Bir ulus, bir halk” vurgulaması Obama’ya ait olmanın ötesinde, seçimi kazanması üzerine, gelecek dönem iktidarının önceliklerinin altını çizdiği kısa ama öz konuşmasının başında yer aldığı için, anlamını sorgulamak, üzerinde düşünmek gerek değil mi? Aynı konuşmasının içinde açtığı üzere de dünyanın en farklı etnik kimlikleri, inançları, kökenleri, kültürlerinin bileşkesi ülkede yaşayan milyonların, en aykırı farklılıkları ile ortak amaçlar, kültür ve değerlerde buluşmalarını içeriyor...
\n***
\nBilmem ABD’de vatandaşlık hakkı kazanmanın yanında bu çok farklı ırklar, dinler, inançlar, kültürler kökenli insanların, bölgelerde, konfederasyonlarda ayrı ayrı ırklar, dinler, kimliklerden iki-üç sıfırla yazılan milyonlarla çoğunluklar oluşturmuş olsalar da adam gibi İngilizce bilmek, okullarda öğrenmek, resmi kurumlarda kullanmak zorunda olduklarını anımsatmak bir işe yarar mı? Birlikte yaşayabilmenin koşulları içinde, anadilini öğrenme, kullanma hakkının kutsallığı yanında, anlaşabilecek kadar ortak tek bir dili öğrenme, resmi kurumlarda, ortak kamu alanlarında kullanma zorunluluğu da insan hakları kavramı kapsamında olarak var. ABD’de yürürlükte olan yasal düzen de, aynı zamanda birlikte yaşamanın ekonomik zorunluluğu olarak da İngilizcenin tek ortak dil olarak kullanılmasını öngörüyor...
\nİktidarlarımızın bir önceki seçim döneminden bugüne 12 Eylül’ün darbeci anayasasından kurtulmak, sivil anayasa için uzlaşma propagandasını bir yana yine dayatma olarak gündemimize soktuğu başkanlık sistemi anayasa değişikliğinin de ABD başkanlık sistemi ile uzak-tan yakından bir ilişkisi yok. Ey uysa da uymasa da her yerde Allah adını ağızlarından düşürme-yenler; Allah’ınızı severseniz Başbakan Erdoğan’ın bal gibi de kendi cumhurbaşkanlığına dönük olarak pat diye gündeme sokturduğu başkanlık sitstemi anayasa değişikliği taslağının ABD başkanlık sistemine neresi benziyor?
\nABD başkanlık sisteminin çok etkin, şaşmaz güçler ayrılığının işleyişine bir bakın, bir de bizdeki, yasama-yürütme-yargı sistemlerinin toptan işleyişlerinin, parti içi demokrasi de dahil, devlet yönetimini tümden, padişah, diktatoryal yetkiler boyutunda tek kişiye, Başbakan’a bağlanmış haline bir bakın hele... ABD sisteminin yaşamsal denge araçları, iki Meclis, çok etkin güçler ayrılığı sistemi, yargı bağımsızlığı, kuruluş yapısından gelen eyaletlerin yönetim gücü... farklılıklarına bakmadık bile...
\n***
\nABD’nin bir de, dünya kaynaklarını çok büyük ağırlıkla toplamış, ekonomik-sosyal-siyasal-askeri tek güç olarak, değişen dünya dengeleri, koşullarında, en çok da insanın, çoğunluğun canı yakan krizler karşısında, dünyada geçerli bugünkü emperyal düzeni de değiştirmeye yönelik, ABD vatandaşlarının yaşamsal sorunlarına yönelik gündemine girmiş ortak değerleri, amaçları var... Obama dünkü konuşmasında ortak değerlerini güçlü eğitimlerine borçlu olduklarını söylüyordu. İktidar icraatlarında giderek öne çıkan işsizliğe çözüm üretme, sağlık reformu, insan eksenli kamu politikalarına ağırlık verilmesi... Son örnek seçim günleri ile çakışan fırtınada, doğa felaketinde, seçim kampanyasını bir yana bırakarak acil önlemlerin peşinde koşuşturması... Bizdeki iktidarlarının icraatları, yapısal değişimleri ile tersine bir gidişi sergilemiyor mu?
\nSözün özü ABD’nin stratejik ortağı, Ortadoğu politikalarının başrol oyuncusu siyaseti ile, Irak işgali sürecinin başında kurulmuş iktidarlarının sıkı desteklenmesi konumu, yeni dengeler değişiminde fena halde çelişkili, açığa düşüyor gibi... Son Suriye politikaları çelişkisi, vitrinde ilk dikkat çeken olgu olsa da, sivil darbe hukuku uygulamaları niteliğini kazanmış özel yargı sonuçları, basın özgürlüğü raporları, daha da çok baş ağrıtacağa benziyor. Arkası geliyor...
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!