Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Ben Yokum Sen Devam Et'
Sosyal medyada çok farklı görüş odaklarının ortak algılamasından... Suriye’ye ilişkin NATO’nun Türkiye’ye verdiği mesajın Türkçesi; “Ben yokum sen devam et...” yorumsuz, net... Aslında ABD, AB ülkelerinin ortak ve tek tek açıklamaları da, Türkiye’nin Erdoğan iktidarlarının gönlünü okşayacak cümlelerden arındırıldığında aynı çıplaklıkta... Değişen dünya dengeleri, Çin, Rusya, İran’ın tutumları, ekonomik kriz gerekçeleri eklenerek işin içine girmeme niyetleri yanında, Türkiye’nin işin içine daha da bulaşmasını öngören içeriklerde...
\nİpin ucu öylesine kaçtı ki ABD-Rusya arasında Türkiye’nin var görülse de alınan kararda ikinci planda tutulduğu, BM Güvenlik Kurulu Eylem Grubu uzlaşmasının içeriği bile dünya kamuoyuna iki uc eksende açıklandı. ABD Dışişleri, BM kararı için Esad’sız geçiş hükümetinin kurulmasından söz ederken Rusya, Esad’ın yerinde duracağı bir geçiş hükümeti anlaşmasına vardıklarını ilan etti. Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanımızın söz konusu içeriği çelişkili uzlaşma sonrası söylemlerinde de Esad’ın gidişine kadar sürdürülecek savaşımda en önde, başrollerde, doğrudan taraf olma vurgulamaları var...
\nSadede gelirsek Kaddafi örneğinde yaşanan NATO gücü ile BM’nin onayı olan bir iktidar devirme operasyonu beklentilerini unutun. BM, NATO şemsiyesi, ABD, AB ülkeleri doğrudan desteğinin değil fiili, gölgesi, manevi katkısı bile ufukta görülmüyor. İllegal ayakları da çok anlamlı olmamalı ki... ABD-AB medyası sürekli Türkiye’nin, Erdoğan iktidarlarının başrolde oldukları politikaları pompalıyor... Erdoğan iktidarları; büyük düşlerle öne iteklenmiş olup ortada kalmanın öfkesi ile olacak bizim medya için çok sık, geçerli suçlamaları, bu kez kimi ABD-AB medyası için yapıyor. Bizden aslında uçağımızın düşürülmesi, ülke çıkarları ekseninde çok sınırlı eleştirilerde ise “vatan hainliği” yaftası hoyratça gündeme geliveriyor..
\n***
\nTek pazılda iki ayrı oyun, birlikte, ilişkilendirilmiş tek oyun gibi Suriye gelişmeleri ile PKK, Kürt sorunu gelişmeleri aynı anda, birbirine paralel, sanki dışardan sahnelenmiş kukla, gölge oyunu gibi de hızla tırmanıyorlar. Kaçınılmaz kafalar iyice karışmış, sosyal medyada en çok sorgulanan konu, ABD, AB siyasi odaklarının, bağlantılı Kuzey Irak yönetimi odaklarının da şu an için PKK’yi, siyasi ittifaklarını Türkiye ile uzlaşmaya zorlarlarken daha önceki sıkı destek politikalarını en azından bugünün koşullarında askıya aldıklarını ilan etmelerinin anlamı... Türkiye’yi, Kürtlerle uzlaşma, barışa teşvik edilirken Suriye’ye dönük ise tek başına doğrudan müdahale, daha açıkçası savaşkan politikalara yönlendirme çıkışları... Dahası fiilen kışkırtmaların göze batar boyutlarda tırmandırılması, oldu bitiye getirme gündemde... Bildik, çok öncelerden yazılmış, Türkiye için de sıcak tehdit, Ortadoğu haritaları senaryolarının, günün koşulları ile bağlantılı stratejik adımlar değişiklikleri ile sahneye konulmaları, kaygıları, açık açık dillendiriliyor..
\nİktidarlarının ülkenin en yaşamsal sorunlarında bile ulaşma aramadan oldu bittilerle yolunda yürüme alışkanlığında ise değişen hiçbir şey yok. Kürt sorununda önce Kılıçdaroğlu, sonra Zana’dan gelen uzlaşma, barış arayışlarına Başbakan Erdoğan’dan gelen olumlu yanıtların gerçekçi çerçevesi ise “koşulsuz, kullanabildiği kadarı ile kullanma” boyutunu geçmeyecek... İktidarları, Kılıçdaroğlu’nun, ülke için yaşamsal, can yakan sorunda Meclis içinde uzlaşma arama önkoşulunu görmezlikten gelmesi apaçık AKP icraatlarına CHP desteğini istemesi bir yana; CHP’yi sözde ikili işbirliğine çağırırken bile ne Kürt sorunu ne de Suriye gündemi üzerinden bırakınız ortak çözüm arayışını, iktidar icraatları, gelişmelere ilişkin bilgi vermeye değer bulmayan üslubu, demokrasilerde örneği olamıyacak çarpıklıkta.
\nYa Meclis’te son dakikada gelen AKP önerisi ile cemaate kaptırılmış çekişmenin yaşandığı kamuoyuna yansıtılmış ÖYM’ler yerine, HSYK’nin kadrolaşma iplerini baştan elinde tutacağı özel ihtisas mahkemelerinin getirilmesine ne demeli? Besbelli cemaat ile uzlaşma rüşveti açılmış davaların bitirilmesine kadar ÖYM’lerin görevlerinin devam ettirilmesi, ceza yasası, terör kavramının keyfi uygulamasına dokunulmaması... insan hakları, hukuk devleti, yargısız infazlara son verilmesi kaygılarının gündemde olmadığının belgeleri... Oldubittiye direnen başta CHP, muhalefete kulaklar tıkalı, sivil diktatoryal kültürle, ele geçirilmiş Meclis çoğunluğuyla, önerge ile gelen yasa bir çırpıda çıkıyor. Haberlerde Meclis’teki kavga sahneleri önde, DGM’lerin devamı, sivil diktatoryal, hukuk devleti ilkelerine aykırı düzenin devamı yasanın içeriğindeki sakıncalar gözlerden Irak kalıyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!