Başbakan-Cemaatİktidar Paylaşımı...

12 Haziran 2012 Salı
\n

\n

Bizim medyada, satır arası bilgi kapma, okurla paylaşma anlamında bu konuda en son söz söyleyebileceklerden olduğumun elbette bilincindeyim. Dahası bizim medyada hastalık boyutunda işkembeden atma, yandaşlık uğruna uydurukçuluk kültürü egemen olduğundan, söylenenlere, yazılanlara daha çok zaman ayırıp sizlere sağlıklı bir aktarım yapma şansımın da olmadığının bilincindeyim. Yani bu başlıkla kastım Erdoğan iktidarları ile Cemaat iktidarları arasında var olan iktidar paylaşım haritasını, son günlerde öne çıkan iktidar çatışmalarını sizlere aktarmak gibi bir amacım yok. Tam tersine, maddi koşulları da olan iktidar paylaşımı, çatışmalarını konu yapmayarak, sözü geçen iktidar ittifakında, iyi polis-kötü polis rolleri paylaşılarak, laik cumhuriyetten, Atatürk devrimlerinden yola çıkılmış düzenden, adı her ne olacaksa siyasal İslamcı bir rejim yapılanmasına gidişte, bazen ittifak, bazen çatışma vitrininde hep kazan kazanyönteminin işletiliyor olmasına dikkat çekmekti...

\n

On yılın yaşanmışlıkları, sonuçları üzerinde sıkmadan, yakın günlerin güncel gelişmeleri üzerinden de bir fikir sahibi olabiliriz.Dindar-kindargençlik yetiştirmek, toplumsal değişimi hızlandırmak üzere eğitimde yapılan üç çarpı dörtdeğişiklikler paketinin siyasi atağı Başbakan Erdoğanda. Topluma ulaşan bilgilenmeler çerçevesinde Erdoğanın İHL mezunları ile kafa kafaya verip, sorumlu bakanlıkta ön hazırlıkları bile oluşturulmadan kamuoyuna ilanı ile hızla gerçekleştirilen yasal değişikliklerde, siyasal prim kadar yaşanacak sorunların sorumlulukları da kendilerine ait. Cemaat cephesinden bir tepki, engelleme söz konusu değil. Tam tersi, tam destek var...

\n

PKK terörü, Kürt sorunu üzerinden ilk açılımda da bir çatlak söz konusu değildi, bugünün iktidar icraatları çözüm arayışlarına yönelik de duyduğumuz bir şey yok. Laf aramızda bir-iki hafta içinde yüzde yüz değişen Libya, NATO müdahalesindeki rolümüzden girin, topraklarımız üzerindeki en çok İranı, Rusyayı rahatsız eden üslere, Kürecike, genel dış politikada durmadan değişen rollere, en yakıcı Suriye vizyonuna ilişkin itiraz sesleri de duyulmuyor. ABD-AB eksenli dış politika vizyonlarında besbelli kimi ayrıntılarda önemli görüş ayrılıkları yaşansa da, ittifak cephesinde bir uyum, iktidar ittifakından söz edebiliriz...

\n

***

\n

Kabaca iktidar ittifakı, paylaşımında, toplumun laik cumhuriyetten, ılımlısının dozu, rengi çok belirsiz, iç-dış dengelere bağlı siyasal İslami yapılanmaya dönüştürülmesinde sorun yok. Dahası iktidar alanı paylaşımları, sorumlulukları üzerinden de kimi dengelerin sağlam oturtulduğu kuşku götürmez. Son günlerde gündemimize girmenin ötesinde öne çıkan Başbakan-Cemaat eksenli iktidar paylaşım kavgalarını nasıl okuyacağız?

\n

Pratikte Başbakan Erdoğanın öne çıktığı, tek otorite, tek güç merkezi görüntüsünün altında, icraatların çoğunluğu için kadrolaşmaları tüm icraatları ile birlikte Cemaat desteği, iktidar ortaklığının maddi sonuçları ortada. Bire bir hangi bakanların, milletvekilleri, AKP yönetim kadrolarının, iktidara bağlı kurumlar kadrolaşmalarının, Cumhurbaşkanlığı örgütlenme kadrosu da dahil, hangi merkeze daha bağlı olduklarını bizler hiç bilemediğimiz gibi en yakın olanların da kesin çizgilerle ayrım yapabilecekleri kanısında değiliz. Sonuçta aynı amaçlara yönelik çok güçlü bir iktidar ittifakı söz konusu.

\n

Öyle ise kamuoyundan gizlenemeyen çatışmaları nasıl mı okuyacağız? Siyasi güç, ittifakların özünde var olan, işler kötü gittiğinde paylaşılmayan sorumluluğun kaçınılmaz, bir o kadar da acımasız kuralları ile elbette. Örneğin emperyal, ABD çıkarlarının ekseninde hep var olan Büyük Ortadoğu projelerinde ana hedefler hiç değişmez. Ancak günlük dengeler değişimine bağlı çok önemli, anlamlı, cephe ittifaklı ile birlikte stratejik yol ayrımları yaşanır. ABD siyasal odağı İran-Irak savaşının da tetikleyicisi iken, bu savaştan beklenen getirilerini aldıktan sonra çıkarları gereği çok önemli ittifak değişiklikleri olduğu gibi, bölge Kürtleri, terör örgütlenmelerinin kullanılmalarında da sürekli roller değişikliği yaşanır.

\n

Bir gün Saddam diktatörlüğünün katliamından kaçırılan peşmergeler Türkiyede kampta koruma altındadırlar, bir başka gün Kuzey Irakta korunamayan ABD kadrosundan peşmergeler uçaklarla Amerikaya kaçırılırlar. Şimdilerde Kuzey Irak Kürdistanı güvenlikli bir ABD üs merkezi gibi. Rivayet o ki Türkiyeden değişen beklenti ve roller bağlantılı, PKKnin Kuzey Irakta korunması siyasetinden bir dönüş gündemde. Cemaat-Başbakanlık iktidar paylaşım ilişkilerini bir de bu gelişmelere bağlı okumak gerek. Yine de en önemli çatışma odağının, iktidarda siyaseten yorulma, yıpranma.. cemaatin iktidar icraatlarından sorumlu olmadan özel yargı eliyle fırtına estiriyor. Erdoğan cephesi iktidardan tek sorumlu, seçim kazanma öncelikleri var. Sivil darbe hukuk düzeni, yargısız infaz içerikli tutukluluklar, insan hakları ihlalleri, bitmeyecek davalardan AKP iktidarı adına Başbakan Erdoğan hükümeti hesap verecek...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları