Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Barışla Savaş Oyunları İç İçe...
Barış diliyle yola çıkıp aynı toprakları paylaşan insanlara, savaşların en acımasız koşullarını dayatmada öylesine ustalaşıldı ki... En tartışılmaz bilinen örgütlenme eylem kalıplarına bakarak olup bitenlere ilişkin sağlıklı sonuç çıkarmak, kimin elinin kimin cebinin içinde olduğunu anlamak giderek zorlaşıyor...
Barış sürecinde 1.5 yıldır kan akmaması, bu sürece umut bağlayanların sayısını katlayan en önemli, anlamlı gelişme, sonuç değil miydi? Çekilme sürecine uyulmamış, barış süreci gelişmeleri durmuş gözükse de kanın akmadığı bir uzunca sürecin barıştan yana beklentileri katladığı, aksine görüş açıklayabilecek de yokken... Ne olduysa yerel seçim sonuçları ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaşması üzerine yapılan siyasi hesaplar, zorunluluklar, kimi acil sonuç alıcı adımların hesabının yapılmasını gündeme getirdi...
Hükümet-Öcalan eksenli taraflar arasındaki görüşmeleri, pazarlıkları çabuklaştırmayı zorlayan bir takvim ortaya çıktı... Seçim sonuçlarının ilk gecesinden başlanarak Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığında Kürtlerin önemli oranda oylarına gereksinimi olduğu dillendirildi. Çok dillendirilmeyen ama bilinen bir başka gerçek de sol kökenli Kürt siyasal hareketlerinin, Meclis’te ağırlığı olan siyasi hareketin, Erdoğan iktidarı ile olan Kürt açılımı ilişkilerini bozmamaya yönelik Gezi eylemlerinde simgeleşen, Erdoğan iktidarları karşıtı toplumsal muhalefetin eylemlerinde simgesel görünmeyi seçip ağırlığını koymaktan çekindiği idi... İşte Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden yolda Kürt açılımı üzerinden alınabilecek sonuçlara bağlı olarak Kürt siyasetçilerinin birinci turda olmasa da ikinci turda Erdoğan’ı, hükümeti desetekleyecekleri bir pazarlığın sıcak gündeme girişinin yalın açıklaması...
***
Kürt siyasi partileri, hareketleri açısından Öcalan-Kandil’e uzanan bir halkada, siyaseten çok yıpranmış ve öfke, hoşgörü sınırlarını zorlayan, sivil diktatoryal öfkeli çıkışları, tehdit, baskı gücüyle oylarını korumayı seçmiş, seçmeninin sorgulamadığı varsayılsa da siyaseten en çok kirli çıkar, sermaye ilişkileri üzerinden yıpranmış Erdoğan’ın beklentilerine karşılık verilebilmesi sanıldığı kadar kolay bir iş değil... Kürt açılımı üzerinden inandırıcı, Kürt seçmene çok çekici gelebilecek, vitrinde çarpıcı sonuçların, kazanımların alındığına dayanmak gerekiyor...
Hükümetin Diyarbakır çalıştayı, Kürt açılımı üzerinden somut adımların atılması arayışları, uzaktan barış amaçlı takvimin zorladığı adımlar olarak değerlendirilseler de bölgenin iç dinamikleri, gerilimden, dünya çapında yine bölge ağırlıklı oynanan bölücü, savaştan yana oyunlardan pay almamaları, kirlenmemeleri olanaksız gibi... Aynı hafta sonunda Irak’ta yaşanan, yüzlerce olduğu bilinen katiamların yansımalarını, El Kaide kökenli Irak-Şam terör örgütü eksenli yeni terör dalgasını, Irak merkezi yönetimi ile kuzeydeki Kürt devleti savaşlarından, aynı paralelde Suriye Kürdistan’ı kanlı çatışmalarından ayrı tutabilir miyiz? Çifte pasaport - çifte ülke vatandaşlığı, ucu açık sınır hesapları ile Türk bayrağının indirilmesinin anlamlarını savaş oyunları, hesaplarının dışında okuyabilir miyiz?
***
Sınırlarımızın içindeki büyük çoğunluğun barış içinde, birlikte yaşam iradesinin ağır basacağına güvenli, korkmadan evrensel insan hakları değerleriyle, Kürt açılmında ortak değerlerde buluşma zorunluluğunu sorgulamadan yürümek zorunda olduğumuz bir yoldayız tamam da... İktidarlarının seçim hesapları taktiklerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine ilişkin beklentilerini, demokrasinden hızla kopan icraatlarını nereye koyacağız? Güç kazanmak, kazançlı çıkmak adına; ucu açık, evrensel insan hakları, sözleşmeleri ile çatışan, barış içinde birlikte yaşam adına, savaştan yana, ayrılıkçı pek çok adımı atmakta sabıkalı iktidarlarının sayısız icraatları ortada... En başta Irak’ın işgalinde, sonraları üst üste Libya, Mısır, bize en ağır bedelleri ödetilen Suriye politikalarındaki rollerinden yeterince ders alınmadı mı?
Bir de iktidarlarının devam edebilmesi adına, yürürlükteki çok eksikli-gedikli anayasal, yasal hukuk düzeni içinde girdiğimiz seçimlerin hukukunu da yok sayan Erdoğan odaklı hesapları nereye oturtacağız? Ne pahasına olursa olsun, Cumhurbaşkanı seçimi içinden, halkımızı kucaklamayı, bütünü içinde temsil etmeyi unutun; partili, hükümetin yönetimini de elinde tutan, sonunda otoriter, sivil diktatoryal bir başkanlık sistemine geçişi öngören bir sonucun amaçlandığı şimdiden ilan edilmişken... Hem Türk-İslam-Sünni hem de Kürt-İslam oylarını kaçırmama, siyasal İslamcı, ırkçı kimliklerle oy avcılığında, kirli, küçük hesapların içinde, nasıl bir gerçekten demokratik, insan haklarından, barış içinde birlikte yaşam koşularından yana sonuç çıkarılabilecek?.. Yani yeni cepheleşmeleri, iç çatışmaları, sınır savaşlarını üretmeyecek, Türkiye’yi Suriye’ye, Irak’a, en azından Ukranya’ya benzetmeyecek bir olumlu Kürt açılımı projesi, barış süreci üretilebilecek?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki
- Ölü ve yaralı var!
- AKP'li isim açıkladı!