Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Amerika’nın Keşfinden Kafa Kesmeye...

20 Kasım 2014 Perşembe

Oğul Bilal’in vakfının tanıttığı bir kitapla ilişkisi kurulmuş olsa da, 17 Aralık operasyon kasetlerinin tapelerinde ekleme-çıkarma olmadığına ilişkin yeni bilimsel rapor karşısında, kirlenen imajların aklanıp paklanmasında ne kadar işe yarayacağını zaman gösterecek. Vakıf kurucularından Prof. Fuat Sezgin’in kitabının tanıtımı, satışına katkısı olacağı ise kuşku götürmez. Batı dünyasında bizden baskın kara mizah konusu yapılan Amerika’nın keşfinde Müslümanların Kolomb’dan öncelik aldığı tezinin, bilimsel değeri olup olmadığını tartmak bizi aşar. Laf aramızda, günümüz yaşamının dayatan ülkemiz ve dünyanın yaşamsal gündem konularının ağırlığında ilgi alanımızın dışında da kalmalı...
Amerika’nın Kolomb’un keşfine dayanan dünya resmi tarihini değiştirebilecek kimi gerçekler varsa, Müslüman kökenli kimi çabaların olduğu bilimsel verilerle kanıtlanabilirse çıkarılabilecek olumlu sonuç insanlık, inanç adına olumludur... Amerika’nın bilinen resmi keşfinden önce bilimi, kültürü olumlu kullanmada öne çıkmış aydınların İslam dinine inananlar içinden de çıktığının kanıtıdır. İslam dünyası, kültürünün egemen olduğu topraklarda yaşayanlar İslam dünyasında bugün yaşanan geriye doğru gidiş, toplumsal çöküşte, İslami inancın, kutsal kitabın olumsuz etkisinin söz konusu olmadığını hep savunup durmadık mı? Siyasal İslamcı kimi akımlar, şeriat yorumlarıyla, insan haklarına aykırı dayatılan diktatörlükler, ilkel inanç, yorum kalıplarının insanlara verdikleri acılar, ödettikleri bedellerin İslam dini ile uzaktan yakından ilişkisinin olmadığını bilmiyor muyuz?
Batı dünyası Rönesans-Reform, Aydınlanma çağı ile uyanıp gelişmeden önce, bilimin, kültürün, uygarlığın İslam topraklarında gelişmesi, insanlığa öncülük yapmış olması ile övünmedik mi? Zaten Amerika-Avrupa dünyasının gelişme sürecinde keşfedilmeden önce de Amerika’da yerli uygarlığın var olduğu bilimsel kanıtı değil mi? Elbette akıl ve mantık, tarihe yazılmış olumluolumsuz yaşanmışlıkların yerli yerine oturtulmasını önemseyerek, bugüne gelişe yansıyan ekonomiksosyal- siyasal-kültürel sonuçlara bakarak dersler çıkarılmasını öngörür. Dünyanın her yerinde çok çarpıcı sonuçları ile görüldüğü üzere, Amerika’nın Kolomb’un keşfiyle yazılan tarihinin, kültürünün izleri, bugünün Amerikalıların yaşamında, kültürel varlıklarında çok baskındır...

***

İslam dünyası, Ortadoğu, bataklık, kan gölü, ırklar, ağırlıklı İslamcı şeriat yorumlarında, mezhepler, aşiretler üzerinden iç savaşlar kaosuna çekilmişse, bizi de çok boyutlu içine çekebilecek tehditler söz konusu ise, zaten bize yansımış sorunları sırtımızda kocaman bir kambur oluşturmuşsa... Yaşamsal gündemimizde Amerika’nın keşfine ancak gülümseyebiliriz. IŞİD’in aynı günlerde dehşet reklamı yapma adına yayımladığı kafa kesme infaz görüntüleri ile ürpeririz... Türkiye Cumhuriyeti’nin İktidarlarını temsil eden güçlerin, Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın yaşamsal gündemi ve sorumluluklarında, ölümden, bataklıktan kaçmış milyonlarca göçmen de içinde olarak, bizim olmazsa olmaz yaşamsal sorunlarımız öncelik almalıdır. Bizim canımızı yakan, yaşamımızı biçimleyen öylesine ağır sorunlarımız varken, İktidarlarının, liderlik kadrolarının, Amerika’nın keşfi, Dersim üzerinden siyaset yapmaları, ucuz siyasetin ötesinde, halkı aldatmaya, düşler dünyasında güdülemeye yönelik gündem saptırmacadır...
Diyeceksiniz ki... İktidarları medya çağında, silahtan etkin medya gücünü kullanmada, gündem saptırmada öylesine başarılı oldu ki... Cumhuriyet, demokrasi tarihimizin en uzun soluklu çoğunluk iktidarı olarak ayakta kalmayı bildi... Doğruya doğru da insan eksenli, insan hakları, insani gelişmişlik, hukuk devleti düzeni, demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri, laiklik, Türkiye Cumhuriyeti rejiminin ayakta kalabilirliği... Sınırlarımızın içinde barış içinde, birlikte yaşayabilme ilkeleri, düşmanlıklar, cepheleşmeden, çatışmalardan arınmış, sevgi, hoşgörünün egemen olduğu, gelecek düşlerinin kurulabildiği bir çağdaş yaşam, uygarlık düzeyini yakalayabilme, çocuklarımız için umutlu, güvenli olabilmede... Nerelerden, nerelere düştük?
Siz, birkaç dakika sonra bıçakla başları kesilecek IŞİD esirlerinin yüzlerine, gözlerine yansımış korku görüntülerine bakabildiniz mi? Unutmamak için bakmaya çalışanlardan olarak, bıçak çekilmesi sonrasına hiç bakamadığımı itiraf ediyorum... Halkımızın önemli bir çoğunluğu içlerinin kaldırmadığını söyleyerek çoktandır haberleri izlemiyor. Anlaşılamaz değil, ancak en uzun soluklu sandıktan en güçlü çıkmış, İktidarda büyümekle övünen İktidarlarının, 1’inci, 2’inci sırada güçlü liderlerinin, ülkemizi artık çok sıcak tehdit eden radikal İslami terör, IŞİD’e yönelik ülkemizi koruma siyasetlerinin çerçevelerini biliyor muyuz? Alevi oylarını CHP’den koparma umuduyla Başbakan’ın “Dersim, Dersim” diye sayıklama, “Küba’da cami” diye tutturma hakları, son birkaç günün çatışmalarında IŞİD militanı olarak ölmüş vatandaşlarımızı ya da kardeşlerimizin kardeşleri olarak gördüğümüz Kobani’den cenazeleri gelenleri görmezlikten gelme, gündem dışında tutma lüksleri olabilir mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları