Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Allah'ın Sopası Yok ki...
Fransa’nın hem demokrasiye, hem de düşünce özgürlüğüne aykırı, ucuz seçim oyu avı planı, 577 milletvekilinden ancak 50’sinin katıldığı çoğunluk oyu ile çıkardığı yasa, bizden çok Fransız halkının sorunu olmalı. Eğer biz, bu süreç içinde, en çok iktidarımızla, ilkeli duruş koyabilirsek...
\nFransız devriminin, aydınlanmanın öncü ülkesi Fransa’nın değerlerine de Fransız kalan, söz konusu yasanın sürpriz olmayan çıkarılışına, siyaseten gecikilmiş, anlık öfke, iç boşaltma yanı ağır basan bildik tepkilerin getirisinden çok götürüsü olduğunu bir kez daha yaşayarak, kafamıza vurula vurula görmüş olduk. Doğrusu son dakika toplantılarının, otel rezervasyonlarının iptali ne kadar utandırıcı bir konumsa, Sarkozy’nin TC Cumhurbaşkanı’nın telefonlarına çıkmaması, oylanan yasa kadar ağır, onur kırıcı bir davranış. Ankara’dan tepki olarak gelen yaptırımların bundan sonraki süreçde ne ölçüde işlevsel olacağını, atılması gereken adımları tartışmadan önce, gelinen noktaya ilişkin, serinkanlı, sağlıklı durum saptaması yapılmalı.
\nErdoğan hükümetine ABD, AB ülkelerinden, elbet kendi siyasal iktidarlarının çıkarları ile çatışmaması koşuluyla, siyaseten gelen banko genel desteğin, dünya vitrininde de teşhir edilmiş en ciddi kırılma noktalarından birisi bu. Fransız-Alman sağ siyasi partileri iktidarlarının Türkiye’nin AB üyeliğini istememelerinden daha kırıcı bir şovla, vitrinde yüz yüzeyiz. Türkiye’nin AB ortaklığına itirazları olsa da AB’nin sağ siyasi partileri, iktidarları Erdoğan hükümetlerini siyaseten her önemli konuda, her koşulda uzun soluklu desteklediler. Sadece siyasi-ticari çıkar ilişkileri eksenli de değil, İslam dünyasına yönelik, NATO şemsiyesinde biçilmiş roller, ağırlıklı olarak; Türkiye’yi Atatürk Cumhuriyeti kimliğinden, değerlerinden uzaklaştıracak, “ılımlı İslam cumhuriyeti” kavramlı bir proje ekseninde, denetim altına alınabilecek İslam ülkeleri için rol model biçilmekle yetinilmemiş, “yeni Osmanlıcılık”, “stratejik ortak” ego şişirmelerinin ardı arkası kesilmemişti..
\n***
\nElbet zengin Kuzey dünyasının, emperyal çıkarları ağır bastığında Türkiye için AB kriterleri, klasik demokrasi ilkeleri duyarlığı söz konusu olmayacaktı. Erdoğan hükümetlerinin, sandık çoğunluğunu otoriter iktidar aracı olarak kullanması, demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerini çiğnemesi görmezlikten gelinerek tam destek verilecekti. En çarpıcı örnek olarak AB uyum yasaları kapsamında demokratik ilkelere aykırı, düşünce özgürlüğünü de ortadan kaldıran yasal değişikliklerle, yargı bağımsızlığını, güçler ayrılığının korunma aracı üst yargı denetimini ortadan kaldıran AKP’nin 12 Eylül referandumuna AB’den gelen siyasi destekler sayılabilir.
\nİslam dünyası için rol model yapılmış bir iktidar, lider, Ortadoğu’dan ABD’nin askerlerini çektiği bir süreçte İran-Suriye ekseninde, Irak içinde mezhepler üzerinden çok derin bir iç savaş gündemde iken, Mısır başta Arap Baharı yaşanmış İslam dünyasının tümünde aynı türden iç savaşlar kaosu söz konusu iken... Sarkozy’e gelecek Ermeni seçmen oyları uğruna, yıllardır iğneyle kuyu kazılarak yaratılmış bir ılımlı İslam projesi, Müslüman halklar içinde karizmatik Erdoğan liderliğinin tuzla buz edilmesine izin verilir mi? Yoksa emperyal çıkarlarla kemikleşmiş Batı dünyası son büyük krizi ile yeni bir dağılma süreci mi yaşıyor?
\nBiz yine bize dönelim... Fransa’nın yasal sonuçlarından çok medyatik sonuçları ile Türkiye’yi yaralayan bu yasa oylaması karşısında, medyatik şovla göklere çıkarılmış Erdoğan hükümetinin siyaseten çok zora sokulduğu bir tablo ile sadece karşı karşıya değiliz. TC Cumhurbaşkanı icraatları ile AKP’nin ayrılmaz bir parçası olsa bile, Erdoğan hükümeti ile birlikte devletimizin temsilcileri olarak da, ülkemiz, tüm vatandaşlık kimliği taşıyan bizlerlerle birlikte, gelecek kuşaklarımız da yargısız infazın mahkûmları oldular...
\nAllah’ın sopası yok ki... Ergenekon sanığı olarak yıllardır yargısız infazla çok ağır koşullarda yatanları, sadece düşünceleri nedeniyle en çok gazetecisi tutuklu ülke olduğumuzu, iktidarı protesto eden her görüşten öğrenci, sivil örgütlenme üyesinin başlarına gelenleri hatırlayanlarımız, haksızlığa isyan edenlerimiz çoğunluk olabilecekler mi? Yeri zamanı geldi, istemeden cuk oturdu derler ya... Bildim bileli askeri-sivil döktatörlüklerde hep içeri tıkılmış, ömrünün çoğunu cezaevlerinde geçirmiş bir adamın adı, bugünlerde televizyonlarda, istenmeden de olsa yıldızlaştırılmakta... Çocuğu, partisinden çok sayıda kavga arkadaşı, gazetecisi ile birlikte Ergenekon’dan içeride Doğu Perinçek, Fransa’da çıkarılan, başımıza bela olan yasadan çıkış yolunu yıllar önce gösterivermişti... Milletvekili dokunmazlığı olmadan İsviçre’de yürürlükte benzer bir yasanın insan hakları, hukuk, demokrasiye aykırılığını sergilemek üzere eylem yapmış “soykırım yok” dediği için onurlu yargılanmıştı. Davası AB insan hakları yargısında...
\nDoğu Perinçek’in önderliğindeki bu direniş, en çok anımsanan örnek, yararlanılması istenenlerin başında...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!