Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Allah İçin Siyaset...

10 Temmuz 2014 Perşembe

Dün Başbakan Erdoğan’ın herkesi kucaklayacak, devletten yana değil milletten yana taraf olacağını ilan ettiği Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gittiği Tokat konuşması başlamadan bir okurun araması ile ayırımına vardım.. Devleti; kamu kadrolaşmaları, yasama, yürütme, yargı gücü ile ele geçirmiş İktidarlarının başı, devlet kesesi, kaynakları, gücü ile Tokat’a gidişini, “Son yerel seçimlerde AKP’ye verdikleri oylar için teşekkür..” başlığı altında sunuyorlarmış. Yerel seçimlerde tüm belediyelerin AKP tarafından kazanılmasına karşı bir jest yani.
Erdoğan’ın devletten yana değil milletten yana taraf olacağını ilan etmesinden sonra, seçilirse Cumhurbaşkanlığı yemini nasıl edebileceğini sorguluyordu Kılıçdaroğlu. İlgili metinde anayasal, yasal hukuk düzeninde, devleti temsil edecek cumhurbaşkanının, devlete bağlılığını göstermek üzere yemin etmesi zorunluluğu var.. Yemin etmeden Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturulamıyor.. CHP Genel Başkanı’nın dediği gibi ya yemin etmeyecek ya da yalandan yemin edecek. Bakanının açıklamasından öğrendiğimize göre adaylık forsunda Arapça yazılı olduğu söylenen Muhammet’e olan bağlılığına da ihanet etmiş olacak...
İsterseniz okurumuzun Tokat’tan gelen sıcak sorgulaması ile başlayalım.. Erdoğan’ın AKP’nin bütün belediyeleri almasına sevinmesini, Erdoğan’ın teşekkür ziyaretini anlıyor da bir Tokatlı olarak İktidarlarının döneminde toplam nufusunu, iç göçle yüz binler olarak kaybetmiş, kendisinin de içinde yaşadığı bir ilin seçmeninin davranış refleksini açıklamakta, anlamakta zorlandığını söylüyor. İşsizliğin, yoksullaşma, yoksunlaşmanın anlamlı verilerle yükseldiği bir ilde, İktidarlarının politikaları ile ezilmiş halkın İktidarlarına bağlılığının bilimsel açıklamasını istiyor.. Üretimin, yatırımın gerilediği Tokat’ta KOSKAP kredileri ile esnafın nasıl gerçekdışı dolandırıldığının öyküsünü bizim de araştırmamızı istiyor.. “Gönül bu..” Tokat seçmeninin akla, mantığa uygun görülmeyen yönelimi üzerinden hiçbir söz söylemeyelim..
Başbakan Erdoğan’ın şimdilerde cumhurbaşkanı adayı olarak da kavramları çok bilinçli anlamları dışında tersyüz etmesinin peşinden sürüklenen medya, medyanın silahlı güçten daha etkin güdüleme gücü ile de bizim gibi sıradan vatandaşlar, seçmenler üzerinden doğal algılama, kavram kargaşasına anlamlı, vahim sonuçlar doğuran bir ucundan bakmaya çalışalım..

***

Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, devlet gücünü 12 yıllık iktidarı sürecinde, hiçbir demokratik modelde görülemeyecek ölçülerde ele geçirmiş bir İktidarın başı olarak devletten yana değil de milletten yana bir cumhurbaşkanı olarak taraf tutacağını ilan ediyor.. Eğer içten, kararlı iseler, seçilirlerse, demek ki Köşk’e çıktıkları günden başlayarak kendi elleriyle AKP lideri, başbakan olarak tüm kurumları ile en etkin ve demokrasi ile çatışan boyutlarda AKP İktidarları adına ele geçirmiş oldukları devlete karşı, milletin çıkarlarını korumak üzere karşı tarafta savaş mı verecekler? Yanılıyor muyuz? Köşk’e çıktıktan sonra devleti ele geçirmiş İktidarlarının bu insan hakları, demokrasi, hukuk devletine aykırı elde ettikleri derin devlet gücüne karşı bir duruş mu sergileyecekler?
Kafanız zaten kavram karagaşası nedeniyle karmakarışıktı.. İktidarlarının medyası “derin devlet” kavramını İktidarlarının tam da istedikleri gibi uysa da uymasa da her olumsuzlukla buluşturarak özünde Cumhuriyet, laiklik, Atatürk devrimlerine karşıtlık yaratmada öylesine çok kullandılar ki.. Devletlerin İktidarları ile derin devlet yapılanmaları arasındaki ilişkilerinin temel, bilimsel algılamaları altüst edildi. Çok azı iyi niyetli olsa da çoğunluğu kasıtsız değil, çok bilinçli, kasıtlı hesaplarla.. Kuşkusuz iktidarlar geçici, devletler uzun soluklu olduğuna göre, sürekliliğin, insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasinin kalıcılığı, geçerliliği için, sorumlu kurumları bağımsız kılacak, hukuk devleti düzeni kurallarının uyumu aranmalıdır..
Diktatörlüklerde derin devlet, lider ile halkın karşısında oluşturulmuş etkin, askeri ya da polisiye silahlı güç ittifakı söz konusudur. Demokrasilerde iktidar derin devlet ilişkileri iğne oyası gibi, kamu yararı, halkın çıkarları, insan haklarının gasp edilemeyeceği dengeyi kuran, hukuk devleti düzenlemeleridir..
Sanıldığının aksine uç örnek ABD modeli başkanlık sisteminde, konfederal yapı devletlerin birleşmesinin ürünü olarak oluştuğunda bu bağımsız kalması gereken kurumların güvenilirliğinin korunması gereği katlanmıştır. Yargının dokunulmazlığı, palamentonun, yerel yönetimlerin gücü.. demokratik örgütlenmeler, ticari kurumlara kadar uzanan bir güvenlik halkasının anlamı seçimle gelen güçlü lider, başkanın devleti ele geçirmesini önlemek içindir. Siyasi partilerin, liderlerin iktidarları, icraatlar için çok güçlü, halkın çıkarlarına karşı işleyişi önleme adına, kalıcılk çok kısa sürelidir..
İktidarda kalıcılık; Başbakan Erdoğan’ın kavram kargaşası içinde ortaya koyduğu model, Ortadoğu diktatörlüklerin uzanan devleti, rejimi ele geçirmedir.. Sandıkta verilecek oyun hukuksal geçerliğine göre amaç olarak açıklananlar suçtur..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları