Selçuk Erez

Şimdi ne olacak? (11.08.2016)

11 Ağustos 2016 Perşembe

Darbe istemediğimizi duymayan kalmadı. Artık bundan sonra kalkışmaların bir daha görülmemesi için ne yapmamız gerektiğini düşünmenin zamanı gelmiştir.
Bir aydır bu konuda atılan hamasi nutuklarda darbeciler lanetleniyor, idam cezasının geri getirilmesi öneriliyor ama ülkede darbelerin neden gerçekleştiğini ciddi bir şekilde irdeleyip açıklayan pek yok.
Pensilvanya bağlantıları konusunda konuşanlar da bize sadece onların “meğerse” ne hain olduklarını, kandırıldıklarını ve işin iç yüzünü anlayınca onlardan nasıl uzaklaştıklarını anlatıyorlar:
-Bugüne kadar vatan haini olduklarına inanmamıştım. Allah rızası için çalıştıklarını düşünüyordum. Ancak darbe teşebbüsü sonrasında ne olduklarını anladım.
-İçinde bulunduğum durumun hata olduğunu kabullenmemle birlikte bu terör örgütü tarafından yapılan darbe girişiminden sonra benim de herkes gibi fikrim değişmiştir.
-17 Aralık olaylarına kadar Gülen’i ziyaret eden, yanında olan birisiydim. Fakat bu olayların ardından okuduğu belalar ve ülke için söylediklerinin ardından bir daha geri dönmemek üzere yanlarından ayrıldım.
Bu kandırılmışlar neden onun peşinden gitmişler? Sadece Allah rızası için çalıştığına inandıkları ve dinsel söylevlerinden huzur duydukları için mi?
Başka şeyler de var:
-Işıklar Askeri Lisesi’nin sınavlarına girdim. Sınavı kazanacağımdan emindim, cemaatteki abilerim de emindi. Fakat yine de bana sınav olmadan önceki gece yarısı soruları verdiler.
-Sınav soruları geliyordu. Sınavlara bu şekilde önceden hazırlanıyorduk. Yazılı sınavdan başarı ile geçtim. Sonrasında referans gerekti ve orada yargı imamları devreye giriyordu. Bu şekilde yargıya atandım.
Hangi din, sınav sorularının çalınmasını, başkalarının haklarının yenmesini, eksik bilgiyle yükselmeyi onaylar?
Darbelere, yurttaşların, çalıştıklarında ve sadece bilgi sahibi olduklarında yükselebilmelerine olanak sağlayan, çeşitli nedenlerle insan kayırmayan dürüst, demokratik bir ortamın var olmaması yol açar!
Edmond Rostand, ünlü oyununda Cyrano de Bergerac’a söyletir:
“Sağlam bir arka mı bulmalıyım?/ Onu mu bellemeliyim?/ Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi / Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? / Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? / İstemem eksik olsun!”
Bu soruyu Cyrano gibi soran ve onun gibi cevap verenlerin çoğaldığı ülkelerde darbeler gerçekleşemez.
Bu sağlanmadıkça da darbeler bitmez: Askeri darbeleri sivilleri izler; tek kişinin her konuda 80 milyon vatandaştan daha doğru kararlar vereceğine inanmamızı isteyen, yargının, parlamentonun vb. bu insanın güdümünde olmasına karşı çıkarsak cezalandırılacağımızı bize bin yoldan bildiren bir ortamda buluruz kendimizi.
Kalkışanları hain mezarlığına gömerek değil, saydam ve demokratik bir ortamın oluşması sağlanarak önlenir darbenin her türlüsü.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları