Selçuk Erez

Kocatepe Camisi

12 Kasım 2015 Perşembe

Demokrat Parti iktidardaydı, başkentin büyük bir camisi yoktu. Mimarlar yarıştı; Vedat Dalokay ile N. Tekelioğlu’nun projeleri kazandı. İnşaata başlandı. Ancak damı üçgenlerden oluşan bu tasarıya çok kimse karşı çıktı; “Kubbesiz cami mi olurmuş” diyenler ağır bastı ve projeden cayıldı, yerine Selimiye ile Sultanahmet karışımı bir proje uygulandı.
O tarihten bu yana Ankara’nın önemlileri bu camiden, Kocatepe’den başlarlar son yolculuklarına.
Afrika’da, Asya’da modern camiler dikilirken Türkiye’de, Sinan’ın 15. yüzyılda tasarladıklarının kötü taklitleri yapılıyor.
Dalokay’ın projesi nereden mi geldi aklımıza? Davutoğlu, seçim konuşmalarında din içerikli kelimeleri kullanma rekorunu kırdı da ondan!
Açıklayalım: Aslında her fırsatta dini vurgulamak, referanslarının din olduğunu tekrarlamak âdetleriydi. Cumhurbaşkanı başladı, şimdi Davutoğlu sürdürüyor:
“Dindar nesil yetiştireceğiz” dediler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni, bir dava nedeniyle bizden öğrencilerin zorunlu din derslerinden bağışık tutulmalarını istediğinde kınadılar, din öğretileri olmazsa uyuşturucu çetelerinin gençlerimizi ellerimizden alacağı söylendi, CHP’nin camileri ahıra çevirdiği, HDP’nin dağlarda Zerdüşt dininin eğitimini verdiği de söylendi.
Vahyin bir kenara konulup aklın ve bilimin tek çıkış yolu gibi gösterilmesinin manidar olduğu bile söylendi.
Yaşamda izlenecek yolun din, hatta dinin belli bir yorumu olduğunu ileri sürenler, bunu her fırsatta dolaylı dolaysız dile getirenler, 1950’lerde alıştıkları cami görüntüsünden başkasını kabul edemeyenlerden farksızdırlar.
Her şeye tek açıdan bakılması, değişik olanın reddi, başka yolların kötülenmesi, memleketi asıl ilerletecek olanı, yaratıcılığı yok eder. Bu tutumdan sıyrılmadıkça, gençlere, “aynı yerde kalma, farklısı seni yemez, yenilerini tasarla ve dene!” diyemedikçe yerimizde sayar, görülmemiş kalkınmanın her türlüsünün, mesela uyduların, uçakların, yüzde yüz millisini değil yüzde yüz palavrasını üretmekten öteye geçemeyiz.
Diktatörlük birinci sorunumuzdur doğru ama ikincisi de budur; farklıyı, değişiği kabul edememek, incir çekirdeğinin içinde dönüp durmaktır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları