Selçuk Erez

Diktatör Mezarları

07 Ocak 2016 Perşembe

Yunanistan’ı perişan eden ekonomik iflasın nedenleri arasında Atina Olimpiyatları için yapılmış olan harcamalar yer alır: 2004 Atina Yaz Olimpiyatları için 9 milyar Avro ödenerek yapılmış birçok bina halen çürümekte, spor alanları bugün yangın yerini andırmaktadır.
Eski spor alanlarının kullanımı konusunda uzman Lisa Neirotti, G.Washington Üniversitesi’nden Atina’ya çağrılıp “Bu binaları şimdi ne yapalım” diye sorulduğunda “Maalesef bu konu önceden düşünülmeliydi!” diye yanıtlamıştır. Neirotti’ye göre bu işlere girişilmeden önce ayrıntılı planlar yapılmalı. Olimpiyatlar sona erdikten sonra bu yapıların, alanların nasıl kullanılacağına karar verilmeliydi.
Sadece Atina’da değil dünyanın birçok yerinde (Cortina, Soçi, Beijing vb.) milyarlara mal olmuş birçok eski olimpiyat alanının bir bölümü bugün keçi otlağına ya da mezbeleye dönüşmüştür.
Diktatör türbeleri de bu eski olimpiyat statlarına benzer.
Açıklayalım:
Moğolistan’ın Halk Cumhuriyeti liderlerinden Horlogin Çöybolsan 1952’de öldüğünde onu bu ülkenin 1921 devriminin lideri Damdin Sükbatur’un türbesine yatırmışlardı. Ancak 2005’te her iki lider buralardan alınıp yakıldı, türbeleri de yıkılıp yerine Cengiz Han’ın anıtı dikildi.
Bulgaristan’ın ilk komünist lideri Georgi Dimitrov 1949’da öldüğünde Sofya’nın merkezinde yaptırılan görkemli bir türbeye yerleştirilmişti. Ancak 1990’da mezarından alınıp yakıldı, türbesi de yerle bir edildi.
Hitler Avusturya’nun Linz kentinde, Tuna Nehri’ne bakan bir alanda gömülmeyi hayal ediyordu: 1940’ta Mimar Hermann Giesler’i Linz kentini yeni baştan tasarlamayla görevlendirmişti. Bu kentin merkez istasyonu başka yere taşınacak, yerinde Führer Müzesi inşa edilecek, türbesi de oralarda bir yerde olacaktı. Kısmet olmadı, savaşın sonunda Ruslar, Berlin’de saklandığı korungana varmak üzereyken kafasına kurşun sıktı ve cesedini yaktırdı. Führer’in kendisine türbe olarak tasarladığı alanda şimdi başka yapılar var.
Görüldüğü gibi diktatörler genellikle öldüklerinde görkemli türbelere gömüleceklerini hayal ederler ama bu birçoğuna nasip olmaz; bir kısmının mezarı kısa bir süre sonra başka yerlere nakledilir, eskilerin tabiriyle “nakl-i kubur”a uğrar.
Diktatörler ancak fakir ve geri kalmış ülkelerin başlarına geçerler. Bu gibiler öldüklerinde çok para harcanıp yapılmış türbeleri, olimpiyat statyumları gibi akıllıca tasarlanmaz, diktatör gözden düştüğünde hangi işlerde kullanılacağı (mesela diskotek, Kakava bayramı kutlanış alanı ya da sokak hayvanı barınağı gibi) önceden düşünülmezse bu adamlar, ülkelerinin gariban halkına yaşamlarında olduklarından da fazla yük olurlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları