Selçuk Erez

Demokrasi ne demek?

10 Eylül 2015 Perşembe

Anayasa, “Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğunu söylemiştir ama demokrasisinin ne tür bir demokrasi olduğunu açıkça belirtmemiştir.
Demokrasi bir ülkenin iç hatlarında yüzen vapurların şekillerinin halk tarafından saptanmasından ibarettir. Alexis de Tocqueville, “Demokrasi, öksüz bir çocuk gibi büyümüştür” dediğinde işte bunu kastetmiştir. Türkiye, bu açıdan şanslı bir ülkedir. Bugün bile birçok ülkede şehir hatları vapurlarının şekilleri halka sorulmamakta ve halk zevkleriyle çelişen vapurlara binmek zorunda bırakılmaktadır.
Doğal olarak her şeyin olduğu gibi demokrasilerin de bir sınırı vardır: Bugün birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi bizde de halk, tasarımını beğendiği gemilere biner ama bu gemilerin ne biçim köprülerin altından geçeceği ona sorulmaz. Bu gemilerin Leonardo da Vinci’nin, Haliç için tasarladığı köprünün evliya çarpmışının altından mı yoksa Kurbağalıdere Köprüsü’nün altından mı geçeceğine kentin üst düzey yöneticileri karar verir.
Demokratik ülkelerde insan, tutacağı futbol takımını kendi seçer. Bizde bu konuda da sonsuz bir hürriyet geçerlidir: Havasına, suyuna, taşına, toprağına kurban olduğumuz bu ülkenin halkı, isterse Galatasaray’ı, Fener’i ve Beşiktaş’ı ya da on beşinci ligin en sonuncu takımını kalbine bastırabilir ve bu konuda hiç kimseye de hesap vermez.
Peki, “Demokrasimizin hiç mi kusuru yok?” Evet, vardır: Rektör seçimlerinde üniversite hocalarının seçtikleri adaylardan hangisinin rektör olacağını Cumhurbaşkanı saptamaz mı? Saptar. Peki Cumhurbaşkanı, seçimde en çok oy alanı değil de başka birini –sıkça- rektör atamaz mı? Evet! Öyleyse Cumhurbaşkanı’na genel seçimlerde de elde edilen sonuçları yeniden düzeltme yetkisi neden verilmesin? Ülkenin bilim yuvalarına kimin rektör atanacağını profesörlerden daha iyi bilen biri varken onun bu yeteneğinden genel seçimlerde faydalanmamak hatadır! Demokrasimizin böyle bir kusuru olmasaydı sık sık seçim yapmak zorunda kalır mıydık?
Gerçek böyleyken yani ülkemizde tüm Türkler, Kürtler (doğal olarak Zazalar, Çerkezler, Arap Alevileri ve Yezidiler) eşine az rastlanan bir demokratik ortamda ve huzur içinde yaşamaktayken halkımızın bir bölümünün bunu hâlâ anlamamış olması insanı üzmektedir. Birçok yabancı muhabirin de aynı bilgisizliği sergilemekte olmaları bir insanlık ayıbıdır.
Unutumamamız gerekir: Demokrasi aile terbiyesinin bulunmadığı yerde gelişmez. Şimdiki gençlik hapşırana “çok yaşa” diyor da bu ülkeye çağ atlatan projeleri imzalamış liderleri gereğince alkışlamıyor hatta bazen bunlar hakkında tuhaf tuhaf tweet’ler atıyor. Ey Türk gençliği, böyle davranacağına, 400 milletvekili verirsen Başkanımız gider yurtiçinde ve dışında Türkiye’de demokrasinin bulunmadığını ileri sürenlere hadlerini bildirir. Bu son fırsatı kaçırma!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları