Selçuk Erez

Çalıyorlar ama Çalışıyorlar da!

09 Nisan 2015 Perşembe

Bu sözleri duyduklarında hissettiklerini bazen kızgınlık, bazen de acıma içeren cümlelerle dile getirenler öyle çok ki...
Maslow adlı psikolog gerçeği ta 1943’te sezmiş, insanın gereksinimlerinin yeme, içme, barınma gibi temel bir basamaktan başlayıp adım adım yükselerek güvence, sevgi, saygınlık gibi düzeylere vardığını söylemiş; insanın yer aldığı basamaktaki dertlerini çözümlemeden üst basamaktaki gereksinimleri dert etmeyeceğini de belirtmiş.
Öyleyse çok şeye muhtaç vatandaşımızın seçimde kendisine verilen paranın, kömürün kaynağını sorması, bunları alırken veren konusunda yaygın ve çoğu belgeli olumsuz söylentilerin etkisinde kalması beklenmemelidir.
İnsan hırsıza bile bile oy verir mi?
Aç kaldığında daha kötüsünü de yapar: 1972’de And Dağları’nın karlı tepelerine düşen uçağı hatırlayın: Yolcular, yiyecek bulamayınca kazada ölmüş arkadaşlarının cesetlerini yiyerek sağ kalabilmiş, 72 gün sonra gelen yardımı bekleyebilmişlerdi. Demek ki açlık, insanın arkadaşının cesedini kavurma gibi görmesine bile yol açabiliyor.
Muhtaç olanın sadece bir lokma ekmeğe değil beş on kuruşa kavuşabilmek için yapacaklarını anlatan o kadar çok roman var ki...
Norman Lewis adlı yazar, “Naples ’44” adlı eserinde 2. Dünya Savaşı’nda bombalanmış, işgal edilmiş Napoli’yi anlatır: İnsanlar yiyecek bulmak için çöp karıştırırlar, papaz, kilisesinin tokmaklarını satar, birçok kadın üç kuruş verip kendisiyle yatacak asker arar. Bir aşevinde yemek yerlerken kapı açılır, içeri iki küçük kız çoçuğu girer: İkisi de kör olan bu çocuklar günlerdir aç olduklarından yemek kokusunu kimbilir nerelerden algılayıp gelmişlerdir.
- Ne olur biraz ekmek!
Herkes açtır, bir şey vermez, çocukları itekler, dışa çıkarırlar.
Demek ki Maslow’un hakkı var, insan aç kaldığında, her şeyi yapar, bu ara yoksulluğunu seyreltecek ufak bir şey verene çok şey verir, oy bile verir.
Ne zamana kadar mı? Ekonomi bozuluncaya, o aldığı yardımın yetmeyeceği zamana kadar oy verir; sonra başka şeyler söylemeye başlar, mesela “Elim kırılsaydı da oy vermeseydim!” der.
Öyleyse yoksul olan, biraz kömür alıp “Çalıyor, ama iş de yapıyorlar!” dediğinde şaşmamak gerekir.
“Peki, yoksul olmadığı halde anafordan dünyanın parasını toplayana, olmadık yerlerde saklayana ne demeli?” diye sorarsanız, size sadece Maslow’un o en alt basamağındaki gariban, oyunu esirgediği gün, o istifçinin hangi basamakta durup kendini nerelere atacağını çok merak ettiğimi söyleyebilirim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları