Öztin Akgüç

Nasıl Bir Ekonomik Düzen?

10 Ekim 2014 Cuma

Türkiye’de 1980’den bu yana olmayana ergi yöntemiyle ekonomide neler olamayacağı adeta denendi. Bu bağlamda bir sonuca ulaşıldı mı? Gelecek, uygulamadan ders alınıp alınamadığını gösterecek. Neoliberal politikalarla, özelleştirmeyle, borçlanmayla sözde serbest pazar düzeni aslında patronaj sistemiyle bir yere varılamayacağının öğrenildiğini ümit edelim.
Bol övgü düzüldü, övünüldü, pembe tablolar çizildi, sanal ekonomik refah yaratıldı.
Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük, en güçlü on ekonomisi arasına gireceği algısı yaratıldı. Alınan sonuç ise orta gelirli, yavaş büyüyen, fiyat artış hızı yüksek, eğitim düzeyi düşük, işsizliği yaygın, dış borcu ağır, kırılgan, her an krize yuvarlanabilecek bir ekonomik yapının oluşması.
Türkiye artık olmayana ergi yoluyla deneme yaparak daha fazla zaman yitirmemeli; dış ayartı, dış telkin, çıkar çevrelerinin boş övgülerine de kapılmamalıdır.
Benimseneceğini ummakla beraber şöyle bir düzen gerçek hatlarıyla önerilebilir:
?Devletin ekonomideki yeri ve etkinliği, payı artırılmalıdır.
Türkiye enerji açısından dışa bağımlı; döviz gelirlerinin büyük bölümünü enerji alımında kullanıyor, ileri teknoloji ürünü üretemiyor; savunma sanayii yetersiz, madenlerini rasyonel, toplumsal maliyeti düşük birşekilde işletemiyor. Özel kesimce işletilen maden ocaklarının iş kazalarının yüksekliği, yaratılan çevre kirliliği nedeniyle toplumsal maliyeti çok ağır... Devletin tekel şeklinde olmamakla beraber, enerji, savunma sanayii, madencilik ve ileri teknoloji ürünü üretimi alanlarında yeni kamu işletmeleri de kurarak payı ve etkinliğinin artması çözüm olarak öngörülmelidir.
Uzun yıllar KİT’ler kara delik olarak nitelendirildi. Kamusal varlıklar yangın fiyatına çoğu kez yandaş, yalaka beslemek, desteklemek için elden çıkarıldı. Sonuç, giderek büyüyen dış ticaret ve cari işlemler açıkları ve borçlar, artan işsizlik, kapanmayan bütçe açıkları, toplumsal maliyet yüksekliği oldu. İç ve dış çıkar çevrelerinin bu bağlamdaki ayartılarına kapılmadan, gelişmeler uzun vadeli olarak değerlendirilmelidir.
?Özellikle ithal ikamesi için sermaye mal ve ileri teknoloji ürünü üretmeye yönelik KOBİ’ler desteklenmelidir.
Türkiye’nin yaratıcı, düzgün, sosyal sorumluluklarının bilincinde, etik değerlere sahip girişimcilere gereksinimi vardır. Ekonominin genel başarısı, işletmelerin başarısına dayanır ve işletmelerin sonuçlarını yansıtır. KOBİ’lerin güçlenmesi, yaygınlaşması, ülkede yalnız girişimci açığının kapatılması açısından değil, ekonomik istikrar, iç ve dış şoklara dayanıklılık hatta siyasal iktidarların ekonomik baskılarının sınırlanması açısından da önemlidir.
KOBİ bağlamında destek, moralitesi yüksek, özsaygısı olan, yeniliklere açık ve yenilikleri uygulama kapasitesinde olan girişimcilere verilmelidir.
?Büyük özel kuruluşların, ortak ülkeler doğrultusunda etik değerlere dayalı olarak hareket etmesi özendirilmeli, sağlanmalıdır.
Günümüzde cepçi, havuzcu olarak nitelendirilen, siyasal iktidarlar etrafında çöreklenerek, yaltaklanarak, siftinerek kamudan bir şeyler koparan sözde işadamlarıyla, ekonominin, toplumun ileriye gitmesine olanak olmadığından böyle aferist kişi ve grupların engellenmesi, güçsüzleştirilmesi gerekir.
Türkiye’nin toplumsal sorumluluğu olan, çevre sorunu yaratmayan, çevre sorunlarının çözümüne katkıda bulunan, çalışanları ezmeyen, gelişmelerine-eğitilmelerine katkı yapan, gerektiğinde kamu çıkarlarını hükümetlere karşı da koruyabilen, savunan; tek amacı para kazanmak, özel kârı ençoklamak olmayan özel kuruluşlara, girişimcilere gereksinimi vardır. Bu tür girişimcilerin, kuruluşların önü açılmalı, en azından rekabet eşitliği hukuki güvence sağlanmalıdır.
Ekonomik ve toplumsal düzenin böyle gitmeyeceği artık görülmeli, yeni modeller önerilmeli, tartışmaya açılmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları