Öztin Akgüç

Ekonomi Ne Ölçüde Güçlü?

12 Nisan 2013 Cuma

Yerli, yabancı ekonomistler, uzmanlar, bazı kurumların yöneticileri, zaman zaman ekonomi güçlü, başarılı diye yorumlar yapıyor, övgü düzüyorlar, kredi notunu yükseltiyorlar. Hangi ölçülere göre ekonomi güçlü, başarılı? Bu bağlamda genelde bir ölçüt, bir tanım ortaya koymuyorlar. Bazıları “görünen köy kılavuz istemez”, “görmeyenin başına taş düşer” veya benzeri ifadelerle son derece “bilimsel” değerlendirmeler yapıyorlar. Son dönemde bu övgü kervanına IMF’nin de katıldığını görüyoruz. IMF övgüsü üzerine, Türkiye’nin 2000 Yılı Enflasyon Düşürme Programı’nı; döviz kurunu çapa olarak kullanarak, TCMB’nin iç varlıklarını sınırlayarak bankacılık sektörüne ve kamu kuruluşlarına kredi verme olanaklarını ortadan kaldırarak; parasal genişlemeyi sadece dış varlık artışına bağlayarak enflasyonla mücadele etme, Türkiye’yi 2001 krizine götüren IMF programını anımsadım. Kriz öncesi Davos’ta Türkiye krizden çıkıyor öngörüsünde bulunan bilim adamlarını, ekonomistleri de unutmamak gerekir.
Ortaya konulmuş nesnel (objektif) ölçütler olmadığından değerlemeler bu ölçütlere dayanarak yapılmadığından, sözler, övgüler afaki ve siyasal ya da çıkar beklentili oluyor. Türkiye’nin ekonomik açıdan güçlü olan yönleri neler? Yüksek büyüme hızı mı? Döviz rezervleri mi? İş tasarruf oranının yüksekliği mi? Dış ticaret ve cari işlemler fazlası mı? Yaptığı büyük sınai yatırımlar mı? Dünya piyasalarında tutunmuş markalar mı? Kaliteli eğitimi, en azından yeterli insan gücü mü? Yoksa uyguladığı ekonomik model mi? Günümüzde SWOT analizi yapılıyor en azından güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar, olası tehditler nedenleriyle ortaya konuluyor. Ekonomimiz hakkında zahmet edip, nesnel ölçütlere dayalı SWOT analizi dahi yapılmıyor.
Türkiye’nin son on yılda ortalama büyüme hızı yüzde 5.0... Bu hız, Çin dışındaki gelişmekte olan ülkelerin (GÜO) ortalama büyüme hızından dahi düşük. Kaldı ki son 10 yılda ekonominin büyüme hızına olumlu katkıda bulunan çoğu etmen gelecek için söz konusu değil ya da etkileri zayıflamış olarak sürecek. Türkiye’nin Hanehalkı Borcu/GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) oranı yüzde 20.0’ye ulaştı. Bu oranın kredi desteği ile daha da yükselmesi olanağı çok zayıf, kredi riskini büyük ölçüde artırır. Kredi desteği ile iç tüketimi canlandırma olasılığı zayıf. Türkiye geçen 10 yıllık dönemde büyük cari işlemler açıkları verdi. Açığın/GSYH oranının yüzde 10.0’a yaklaştığı yıllar oldu. Türkiye’nin artık bu düzeyde cari işlemler açıkları sürdürmesi olanağı da yok. Cari işlemler açığının daralması, geçmiş deneyimlerin de ortaya koyduğu büyüme hızı üzerinde olumsuz etki yapıyor. Dünya ekonomisinde yavaşlama doğal olarak Türkiye ekonomisine de yansıyor, yansıyacak. Yakın gelecek için yıllık ortalama yüzde 4.0 büyüme hızı bile büyük hayal.
Zaman zaman TCMB’nin döviz rezervi ile övünülür. Burada da kandırmaca güdüsü egemendir. Brüt rezervin, çok büyük bölümü TCMB’nin yükümlülüğüdür, borcudur. Bankaların döviz mevduatı, zorunlu karşılıklar ve kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplarından oluşur. TCMB’nin net rezervi, ancak bankacılık sisteminin döviz pozisyon açığını karşılayabilir. Özel sektörün dış borcu Eylül/2012 sonu itibarıyla 217.2 milyar USD, 100.0 milyar USD döviz pozisyon açığı olduğu hesaplanıyor. Bu denli borçlu bir ülkenin net döviz varlığı olamaz.
İhracat artışı ile övünüyoruz. İhracat açısından başarılı sayılan 2012 yılında bile ihracat ithalatın ancak yüzde 65.0’ini karşılayabiliyor. Bu düzey 2001 yılı düzeyinin dahi çok gerisinde kalıyor.
Türkiye’de iç tasarruf oranı yüzde 13 - yüzde 14 dolayına kadar gerilemiş. Türkiye’nin uluslararası bir markası yok, tasarım konusunda çok gerilerde. Eğitim düzeyimizin ne derecede olduğunu sınav sonuçları ortaya koyuyor. Herkesin eline bir şekilde diploma verilmekle eğitim olmuyor. Bütçe açıklarının gelecek dönemlerde hem özelleştirme gelirlerinin azalması hem de cari işlemler açıklarının daralması nedeniyle daha da artması olasılığı yüksek. Gelecek yılların ekonominin başarımı (performansı), 2012 yılını bile aratabilir. Lafı bırakıp, güçlü yönler, fırsatlar, tehditler neler, nesnel biçimde ortaya koyalım.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları