Özgür Mumcu

Seçimde İş Başa Düştü

30 Nisan 2015 Perşembe

Artık hiçbir şeye şaşırılmayan bir memlekette seçim güvenliğine ilişkin endişeler olmasına şaşırmak tuhaf olurdu. Kaç zamandır bu endişe var ve gün geçtikçe de endişe büyüyor.
Devletin başının kriptolu telefonum dinlendi dediği, mahkeme kararlarının ardı ardına yok hükmünde sayıldığı, işe gelmeyen dava dosyalarının üzerinin kapatıldığı bir yerde seçimlerin güvenle yapılacağına inandırmak için bir hayli çaba sarf edilmesi gerekiyor.
Türkiye’de seçimlerde 174 bin 253 sandıkta oy kullanılıyor. Seçim güvenliğinin en önemli kısmı da bununla ilgili. Bu kadar sandıkta parti gözlemcisi olması şart.
Her sandıkta üç gözlemcinin bulunması durumunda “sandık hilesi” yapılması bir hayli güç gözüküyor. Cumhuriyet’te yayımlanmış Prof. Mahir Ulusoy’un makalesi bunun sebeplerini ayrıntılı bir şekilde aktarıyor.
Yani ilk etapta sandıkları gözlemcisiz bırakmamak gerek. Siyasi partilerin bu konudaki yetersizliği sivil toplumun kendi kendine organize olmasına yol açtı.
30 Mart yerel ve 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde toplam 50.000 gönüllüyle çalışan Oy ve Ötesi bu gözlemci eksikliğinin bir cevap olarak doğdu.
Önümüzdeki seçimlerde hedefleri 120.000 gönüllü ile 106.000 sandıkta gözlemcilik yapmak.
Bu da kullanılan oyun yaklaşık olarak yüzde 65’i için gözlemci bulundurmak demek.
120.000 gönüllü hedefine ulaşmaları için, seçim güvenliği hakkında endişesi olanların Oy ve Ötesi’ne gönüllü olarak başvurmaları kafi. Başvurular internet üzerinden kolaylıkla yapılabiliyor. Daha önceki iki seçimde gösterdikleri performans tarafsız ve güvenilir olduklarını gösteriyor.
Seçim güvenliğiyle ilgili ikinci sorun ise SEÇSİS sistemi. Bu seçim sonuçlarının girildiği yazılım. Radikal’den Ezgi Başaran, sistemin açıklarını defalarca gündeme getirdi. CHP’li milletvekillerinin buna ilişkin verdikleri soru önergeleri ise tatmin edici bir cevap bulamadı.
Bu aşamada Prof. Ulusoy’un önerisi, partilerin YSK gibi çalışan bürolarının olması. Yani her sandıkta gözlemcileri olacak ve bunlardan gelen veriler YSK’yle eşzamanlı olarak partilerde bulunan yazılımlara girilecek, çıkan sonuçlar karşılaştırılacak.
Siyasi partilerin bütün ülkeyi kapsayacak böyle bir hazırlığı var mı meçhul. Özellikle muhalefet partilerinin her sandıkta gözlemci bulundurup her sandıktan gelen bilgileri bir yazılıma girip SEÇSİS sonuçlarıyla karşılaştırmaları en makul çözüm. Ancak daha önceki tecrübeler, partilerin seçim tutanaklarını sosyal medyada arayacak kadar örgütsüz olduğunu gösteriyor.
Oy ve Ötesi, bu seçimde gözlemciler tarafından toplanan tutanakların kendi merkezlerinde birleştirilerek YSK ile eşzamanlı sayımını yapmayı planlıyor. Bu da SEÇSİS’in yol açtığı soru işaretlerini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Yani SEÇSİS’i denetlemeyi.
Seçim güvenliğine ilişkin endişeleri olanların elinde bir imkân var. Seçim günü gönüllü gözlemci olmak. Bazen iş başa düşüyor. Bu da öyle zamanlardan biri.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları