Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Devletin meşruiyeti
Şiddet yöntemini kullanan örgütlerin pratikte en büyük işbirlikçileri karşılarındaki şahin kanattır. Kürt vatandaşlara yönelik saldırılar örgütün propagandası için paha biçilmez bir malzeme.
Saldırıları düzenleyenler PKK’den daha bölücü bir işlev görüyor. Milyonlarca Kürt’ü tedirgin bir şekilde yaşamaya itmek bir arada yaşamak iradesine vurulabilecek en büyük darbelerden biri.
Devleti hukuk dışına çıkmaya zorlamak da silahlı örgütlerin işine gelir. Devlet, şiddet kullanma tekeline sahip. Bunu da meşruiyetine borçlu. Bu sebeple devlet şiddet kullanırken bir terör örgütünden farklı olarak hukuk kurallarına uymak zorunda. Bu terörle mücadeleyi ne kadar güçleştirse de kaçınılmaz bir zorunluluk.
Aksi hal, yani devletin hukuk kurallarına uymaması, zamanla kendi varlığını erozyona uğratır. Sadece hukuk kurallarına uymamak da değil, olağanüstü hallerin olağanlaşması da aynı sonucu doğurur.
Bir vatandaş bir terör örgütünü ancak kınayabilir. Fakat devletten hesap sorar. Ondan hukuk kurallarına uymasını talep eder çünkü vatandaş terör örgütüne vatandaşlık bağıyla bağlı değildir ve vergisini devlete ödemektedir.
Bu sebeple bugünlerde Cizre’de terörle mücadele yöntemi hatalıdır. Birkaç yüz militana operasyon düzenlemek için 140.000 kişiyi günlerce evlerine hapsetmek “kolektif bir cezalandırma” niteliğindedir. Bu, bırakalım insan hakları hukukuna, çok daha esnek olan “savaş hukuku”na da aykırı.
Bu “kolektif cezalandırma” ve sivil ölümleri sonucu ne olursa olsun devletin elini zayıflatır ve örgütü güçlendirir. Kaldı ki yakın tarihimiz benzer operasyonlarla dolu. Aynı savaşı senelerdir aynı şekilde yürütmenin bir faydası olmadığı ortada.
Bir devlet hukuka uymadığı oranda mücadele ettiği örgütle eşitlenme riskiyle karşılaşır. Devletin hukuka uymayarak zayıflayan meşruiyeti örgütün tabanında meşruiyet kazanmasına yol açar. Özellikle bölgede ciddi bir meşruiyet transferi ihtimali baş gösterir ki bu örgütün yapabileceği en büyük şiddet eyleminden daha yıkıcıdır.
HDP’nin 6 milyon seçmenden oy alması bu meşruiyet transferini engelleyebilecek bir olgu. Ancak belli ki bu durum iktidarı olduğu kadar PKK’yi de rahatsız etmiş. Kürt halkının temsilcisi olma rolünü kaptırmaya hazır görünmüyor. Silahların konuştuğu bir ortamda, Meclis’in de işlevsiz kalmasıyla bu 6 milyon oy ve karşılığı olan 80 milletvekiliyle HDP’nin seçmenlerinin iradesini demokratik ortamda ifade etme imkânları sınırlandı. Toplumsal barış için ele geçirilen tarihi bir fırsat telafisi zor bir şekilde kaçmak üzere.
Şuurlu ya da şuursuz bir şekilde devletin PKK’yi cezalandırması için gerekirse hukuk kurallarını görmezden gelmesi gerektiğini düşünenler bugün devletin meşruiyetinin altını oymakta.
Demokrasi olmadan çözümün gelmeyeceği herhalde artık iyiden iyiye ispat edilmiştir. Çözüm olmazsa Türkiye’nin bulanıklaşmış sınırlarından hızla Ortadoğu kaosuna sürükleneceği de.
AKP ve MHP’den bir medet ummanın anlamı olmadığına göre CHP hiçbir komplekse kapılmaksızın çözüm eksenli politikalar üretmeli.
“Türkiye’nin birleştirici gücü” sloganının altının doldurulması çoğu kişinin zannettiğinin aksine CHP’ye güç kazandıracaktır.
Bu seçimin konusu çözüm ve demokratikleşme. Bunu sağlayabileceğine kamuoyunu ikna eden siyasi akımların toplumda karşılık görmemesi için hiçbir sebep yok.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- DP'de deprem: İstifa ettiler