Özgür Mumcu

Demokrasinin sırat köprüsü

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Erdoğan istediğini elde etti ve memleketi tekrar seçime götürdü. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar erken seçim yapılıyor. Anayasada anayasa hukukçularının bile unuttuğu seçim hükümeti maddesi ilk defa kullanılıyor.
Ülkenin başında bir fiili durum yaratmakla övünen ve bu fiili durumu kalıcı hale getirmeye çalışan biri var.
Partisinin başında ise hırsları kabiliyetlerine bir boy büyük, siyasi hükmü bitmiş, ancak bu kendisine henüz tebliğ edilmediği için hâlâ kendini başbakan zanneden biri var.
Neden yeniden seçimi zorluyor?
Dört partinin Meclis’e girmesi halinde AKP’nin tek başına iktidar olması için yüzde 44’ün üzerine çıkması gerekiyor. Yani hedef ya HDP’nin baraj altı kalması ve üç partili bir Meclis’te daha az oy oranıyla tek başına hükümet kurmak. Ya da AKP’nin oylarını artırması.
HDP şayet kapatılmazsa ya da henüz aklımıza gelmeyen bir oyun oynanmazsa baraj altı kalacağa benzemiyor.
Nereden gelecek AKP’yi tek başına iktidar yapacak oylar?
Baraj sebebiyle işlevsizleşen Saadet Partisi’nden, tekrar çıkan çatışmaya tepkili MHP’lilerden ve muhafazakâr Kürtlerden. Herhalde hesap bu olsa gerek.
Bu hesap tutar mı?
Pek tutacağa benzemiyor. Seçmen ekonomik kötüye gidişin, artan şiddetin ve hükümet kurulamamasının hesabını birinden soracak.
İktidarda hâlâ AKP olduğuna göre ekonomide kime hesap sorulacağı ortada.
Erdoğan asker cenazesinde bir elini tabuta dayayıp nutuk attı. Ama buna devam edemedi. Asker cenazelerinde ardı ardına gelen tepkiler Erdoğan’a ve hükümetine yöneliyor.
Koalisyon kurulamamasının baş sorumlusunun Erdoğan olduğu da milli bir sır değil. Bütün bu faktörler sebebiyle bırakalım AKP’nin oylarını artırmasını, oylarının düşmesi daha akla yatkın.
Başkanlık için gereken milletvekilini bulması mümkün değil, tek başına iktidar olması da gayet güç gözükmekte.
Öyleyse neden tekrar seçim olsun isteniyor?
Şansını son bir defa zorlamak için mi? İktidar yanlısı anketler bile yüzüne gülmezken böyle bir zorlama akıl kârı mı?
Seçimden sonra memleketi hükümetsiz bırakan, koalisyon kurmaya yanaşmayan AKP ve MHP. Bu iki parti kasım ayında hangi sebeple oylarının artacağını bekliyor?
Acaba kestirmeden bir çözümle üç partili bir Meclis mi hedeflenmekte? Yani HDP’nin hukuken ya da fiilen, şu ya da bu şekilde Meclis’e girmesi mi engellenecek?
Bir yandan iktidar ve MHP öte yandan da PKK, HDP’yi sıkıştırmakta. Demirtaş’ın “amasız silah bırakma” çağrısına PKK cenahından gelen yanıt bu sıkıştırmanın boyutunu da gösteriyor.
Üç partili bir Meclis Erdoğan’ın yaratmaya çalıştığı fiili durumu bir hakikate çevirir. Aynı zamanda da Meclis’te temsil edilmeyen Kürt siyasi hareketinin giderek memleketten kopmasının yolu açılır.
Bu seçim çok tuhaf bir seçim. Bu seçim çok garip bir seçim.
Bu seçim demokrasinin sırat köprüsü. Herkesin adımlarına azami dikkat etmesi gereken bir köprü.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları