Özgür Mumcu

Darbelerin panzehiri

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Yabancı bir işgal gücü gibi halka ateş açan, kamu kuruluşlarını bombalayan gözü dönmüş bir çetenin terör saldırısı püskürtüldü. TBMM’yi bombalayacak, doğalgaz istasyonlarını hedef alacak kadar çıldırmış bu girişim elbette tarihe bir kırılma anı olarak geçecek.
Senelerce siyasi davalarla ordunun komuta kademesini altüst eden, ne kadar tehlikeli olduğu konusunda uyarıda bulunanları hapse atan, tasfiye eden ve itibarsızlaştıran bir anlayışın nerelere vardığını hep beraber tecrübe ettik.
Bu oluşumla senelerce ittifak kuranlar, onları savunanlar, kumpaslarını medya ve siyasette destekleyenler elbette bu yaşananlarda pay sahibidir. Demeçler, açıklamalar, ortak faaliyetler, yazılan yazılar, yapılan haberler arşivlerde. Beslenen karganın, gözü oymaya çalışması, karganın çok ama çok uzun bir zaman boyunca beslendiği gerçeğini değiştirmemekte.
Bu darbe girişimine Gülenci olmayan unsurların katılıp katılmadığı ve hangi saiklerle davrandıkları ise ileride ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının bu denli yakınına sızılmasıysa çok derin bir istihbarat boşluğuna işaret ediyor. Cumhurbaşkanı on beş dakikayla kurtulduğuna göre, darbenin tamamlanması ve dolayısıyla daha da şiddetli bir çatışmanın gerçekleşmesi dakikalarla engellenmiş. Bunu da herhalde istihbarat teşkilatına değil; halk, polis ve özellikle darbeye katılmayıp çoğu yerde de karşı koyan Silahlı Kuvvetler mensuplarına borçluyuz.
Darbeler, hukuk devletini ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak ve dolayısıyla demokrasiyi rafa kaldırmak amacı taşır. Darbe girişimine karşı sert tedbirlerin alınması hem gerekli hem de meşrudur. Bu tedbirlerin anayasal düzen içerisinde ve hukuk devleti ilkelerine sadık kalarak alınması ise darbe girişiminin saldırdığı demokrasi için elzemdir. Ceza hukukunda keyfilikle, hukuk devleti bağdaşmaz. Aleyhe cezaların geriye yürümemesi ise ceza hukukunun en temel kurallarından. Bu sebeple idam tartışmaları hukuk devletini temelinden sarsar. Benzer şekilde, alınacak kararlı ve sert tedbirlerin bir cadı avına dönüşmesi de. Devlet, meşru şiddet kullanma tekeline sahiptir. Güvenliğin sağlanması da halkın değil, güvenlik güçlerinin sorumluluğunda. Bir an önce hukuk devletinin bütün kurallarıyla işlemesi darbe girişimine karşı verilebilecek en önemli cevaptır.
İki büyük şehri saatlerce savaş uçakları, helikopterler ve tanklar tarafından terörize edilmiş memleketin derhal sakinleşmesi gerek. Muhalefeti dışlayıp ötekileştirmek darbenin alaşağı etmek istediği demokrasiye zarar verir.
Unutulmamalıdır ki, memleketi kurtaran ve Cumhuriyetimizi kuran “Gazi Meclis” bu çetenin savaş uçakları tarafından bombalanmıştır. Gün, hedef alınan Meclis’in itibarını savunup onu yüceltmek günüdür. Meclis’te halkın iradesini temsil eden bütün siyasi partiler darbeye karşı süratle tek vücut oldu. Demokratik, laik parlamenter sistemden uzaklaştıracak her adım, hukuk devleti ve anayasal düzeni zedeler. Hukuk devleti ve anayasal düzene sahip çıkmak ise darbe tehlikesine karşı verilecek en sert ve kararlı cevaptır. Darbelerin tek panzehiri budur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları