Özgür Mumcu

Çoban

22 Nisan 2015 Çarşamba

AKP herhalde tarihinin en kaotik ve en hazırlıksız seçimine giriyor. Da-ha evvel gündem yaratan AKP seçim bildirgesinden bahseden yok. Aslında var. Bildirgenin çözüm sürecine ilişkin bölümü matbaaya giderken yolda kaybolmuş. Organizasyon gücüyle haklı olarak övünen bir partinin böyle sakarlıklar yapmaya başlaması, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında partinin hafiften sarsılmaya başladığını gösteriyor.
Sadece bu matbaa kazası değil. Cumhurbaşkanı’nın açıklanmasından önce ben de gördüm deyip sonra “Yok, görmedim” dediği bildirgede de bu sarsaklığı görmek mümkün. Davutoğlu’nun akademik çalışmalarından alışık olduğumuz bir dolu boş lakırdı. “Modernite, kadim, tarihdaşlık” gibi kavramların belli aralıklarla bir metne püskürtülmesini entelektüel birikim zanneden köhne ve hantal bir zekânın ürünü.
CHP ve HDP’nin iyi hazırlanmış seçim bildirgeleri de AKP’nin bildirgesinin kofluğunu iyiden iyiye ortaya koydu.
HDP, kendini Kürt meselesine hapsetmeyen, dünya radikal solundaki gelişmelere koşut ve “Türkiyelileşme” iddiasını iyi taşıyan bir bildirge açıkladı.
CHP ise daha evvel “aile sigortası” ile yarattığı heyecanı devam ettirip bir dizi sosyo-ekonomik tedbiri sıraladı.
CHP’ye “kaynak nerede” sorusunun yöneltilmesi ise AKP’nin israfını, yolsuzluk iddialarını, örtülü ödeneği tekrar gündeme oturttu. CHP’nin ekonomiden sorumlu isimleri de iyi çalışılmış ve makul izahlarla şimdilik iyi bir performans sergiliyor.
Dolayısıyla bunca yıpranmış ve sarsılmış AKP’nin elinde sadece Erdoğan kaldı. Bugün AKP ne vaat ediyor diye sorulduğunda elle tutulur tek cevap Erdoğan’ın başkan olması.
AKP seçimlere “ya aslında bana çok da gerek yok, bizim reis şey etsin” diyen bir genel başkanla giriyor. Seçim süresince her söylediği de bunun altını iyice çizecek. Seçim kazanmak için aslında ne kadar gereksiz olduğunu ispat etmek zorunda kalmak da bir hayli büyük bir egosu olan Davutoğlu’nun trajedisi olsun.
AKP’nin elinde kala kala Erdoğan’ın başkanlığının kalmasını geçen gün Cumhurbaşkanı’nın televizyon kanallarına yaptığı Çanakkale çıkartmasında da gördük.
Hem başkanlık arzusunu vurguladı hem de muhtaç olduğu MHP oylarına göz kırptı.
Arif Nihat Asya’nın şiirini seslendirdi. Bakın ne diyor o şiir:
“Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allahım!”
Şiirin adı dua. Erdoğan’ın duası. Başımıza çoban olamazsa, dağıtılmamızdan yana.
AKP’nin başkanlık getirecek bir çoğunluğa ulaşması zor. CHP ve HDP’nin bu konudaki tavrı da açık.
MHP’nin tutumu ise henüz soru işareti.
Ancak CHP ve HDP’nin seçim kampanyasını kendi bildirgeleri üzerine kurmaları ve Erdoğan’ı fazla muhatap almamaları seçim başarıları açısından faydalı olabilir.
Şu anda gündemi belirliyorlar. AKP ise gündemin peşin-den koşmaya alışık olmayan bir parti.
Allah çobansız bırakmasın tabii.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları