Özgür Mumcu

Bizim SYRİZA’mız Kim?

31 Ocak 2015 Cumartesi

SYRİZA’nın seçim zaferi memleketimizde haklı bir heyecan yarattı. Ucundan koalisyonlara girmek haricinde otuz beş senedir solun sosyal demokrat olanının dahi iktidar yüzü görmediği bir yerde yaşıyoruz. 70’lerde de ancak kısa, çalkantılı veya MSP ya da AP milletvekillerinin desteğiyle iktidara yaklaşmışlığı var.
Haliyle hemen sınırın ötesinde bırakın sosyal demokrat olmayı radikal sol bir ittifakın iktidara gelmesi haliyle imrenmeyle karışık sevinçli bir duygu haliyle karşılandı.
Bu vaziyet, ister istemez acaba bizden de bir SYRİZA çıkar mı sorusunu gündeme getirdi.
CHP, HDP, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi?
Hepsi ve hiçbiri.
CHP daha çok artık SYRİZA’nın yükselişiyle neredeyse tarihe karışmış Pasok’a benzetiliyor. Bir yanıyla doğru. Sosyal demokrat eğilimli ulusalcı unsurlar da barındıran iki parti. Bir yanıyla yanlış. Pasok bu çizgisinden çok senelerce iktidarda olduğu için kaybolmaya yüz tuttu. Yunanistan’ın iflasından sorunlu tutulan eski müesses nizamın temsilcisi olarak görüldü. CHP’nin Pasok gibi iktidarda bulunma tecrübesi bulunmuyor.
HDP, eş genel başkanının imajı ve kimi sol söylemleri ve sosyalist bileşenleri sebebiyle SYRİZA’ya benzetilebilir. Ancak HDP’yi asıl var eden Kürt siyasi hareketi. Her ne kadar Türkiyelileşme iddiası olsa da partinin asıl mevzuu Kürt meselesi. En azından şimdilik.
ÖDP’nin zamanında Demirel’in “GAP’ı gaptırmam” dediği üzere SYRİZA’yı kaptırmam demesi beklenebilir. İdeolojik olarak yakın. SYRİZA’nın başkanı Çipras’ın genel başkanı olduğu ve SYRİZA ittifakının ana gövdesini oluşturan Synaspismos’la çok evvelden yakın ilişkileri olan bir parti.Ancak ÖDP, zamanında Synaspismos’un aldığı oy oranına yakın bir seçim performansı gösteremedi.
Birleşik Haziran Hareketi henüz çok yeni. Bir bakımdan İspanya’nın SYRİZA’sı olarak gösterilen Podemos’u andırıyor. Podemos, 2011-2012’de Indignados adı verilen sokak gösterilerinden gücünü alıyor. Haziran Hareketi de isminden de anlaşılacağı üzere Gezi isyanıyla ilişkili. Birçok sol partinin, bireylerin, sivil toplum örgütlerinin ve bazı CHP’li milletvekillerinin de katılımıyla kuruldu. Siyasi çizgisi SYRİZA’ya yakın. Ancak yeni kuruldu ve bileşenlerin beraber nereye kadar hareket edebileceği şüpheli.
Adaylarımız böyle görünüyor. Ancak asıl sorun Türkiye’de SYRİZA’yı başarıya taşıyan koşulların olup olmadığı. Yunanistan ve İspanya’da ekonomik kriz ve AB’nin buna bulduğu çözümler başarının en göze çarpan koşullarını oluşturuyor.
Eski siyasi kasttan usanma ve yeni bir kuşağın söz hakkına sahip çıkması da göz ardı edilmemesi gereken bir başka koşul.
Türkiye diğer iki ülke gibi refahtan ani bir düşüş yaşamadı. Aksine büyük bir sosyal eşitsizlikle yürüse de görece bir refah artışı yaşadı. Ancak genç kuşağın söz hakkı olma arzusu burada da geçerli.
Elbette Yunanistan ya da İspanya’dakine benzer sert bir krizin yaşanmaması Türkiye’nin sol siyasete ihtiyacı olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine bu geçirilen dönemden sonra AKP’nin yarattığı sosyal tahribatın giderilmesi gerekecek. Gayet dindar bir toplum olan Yunanistan toplumunun açıkça ateist olduğunu söyleyen bir liderin partisine sol politikaları sebebiyle oy vermesi de öğretici olmalı.
Siyasette somut, umut vaat eden sol projeler yaşam tarzı tartışmalarını aşabilme ihtimaline sahip.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları