Özgür Mumcu

Başkanlık geldi

24 Eylül 2015 Perşembe

Memlekette geçici bir seçim hükümeti var. Daha evvel lüzum duyulmamıştı çünkü genel seçimlerden sonra şu ya da bu şekilde bir hükümet kurmayı başaran bir demokratik gelenek vardı. MHP’nin muhtemelen kendisinin de pek anlayamadığı uzlaşmaz tavrı ile AKP’siz hükümet kurulamadı.
AKP ise Saray’ın müdahalesiyle koalisyon kurmaya yanaşmadı. CHP’yi nasıl günlerce oyaladığı ortada. Üç aylık koalisyon teklif etmek için bir ay görüşme yapmak herhalde az bulunacak siyasi bir zekâ örneğiydi.
“Tekrar seçim” adı altında erken seçim isteyen Erdoğan amacına ulaştı. 7 Haziran sonuçlarına baktı “acımadı ki” dedi ve bir daha güreş çayırına çıkmaya karar verdi.
Seçime bir AKP azınlık hükümetiyle gitmek istediğini biliyoruz. Bu olamayınca anayasadaki “geçici seçim hükümeti”ni bir AKP azınlık hükümeti haline getirmeye çalıştı.
Her partiye düşen bakanlık kontenjanına kimlerin geleceğini partilere bırakmadı. Her parti içinde kargaşa yaratmak amacıyla teker teker milletvekillerine teklif götürüldü. Bu, MHP’de Tuğrul Türkeş sarsıntısına yol açtı. HDP de ise şimdilik atlatılmış gibi görünen ufak çaplı bir EMEP krizi çıkartılmaya çalışıldı.
Hangi bakanlıkların ne şekilde dağıtılacağı anayasada açıkça öngörülmediği için, HDP’ye bu süreçte suya sabuna dokunmayacak bakanlıklar verildi.
CHP ve MHP’nin geçici seçim hükümetine katılmaması, AKP’ye iyi bir fırsat sundu. Bağımsız adı altında kendine yakın kişileri bakan yaptı.
Ancak çok dikkat çekmeyen daha da cüretkâr bir hamle yaptı. Vecdi Gönül, Ali Rıza Alaboyun ve Kutbettin Arzu alelacele AKP’den istifa ettirildi ve “bağımsız” bakan yapıldı. Bin yıllık AKP’li Vecdi Gönül’ün bağımsız bakan sayıldığı bir hükümet kurulmuş oldu.
Kamuoyunun gözleri önünde anayasanın arkasından dolaşıldı, anayasaya hile yapıldı.
İşe MHP’li bakan olarak başlayıp AKP’ye geçen Türkeş’in vaziyeti de benzer. Hukuka karşı hile ve siyasi etik eksikliğinin güzel bir harmanını izledik.
Böylelikle Erdoğan’ın talep ettiği AKP azınlık hükümeti fiilen kurulmuş oldu. Bunun son çapağı olan iki HDP’li bakanın istifasıyla iş iyiden iyiye su yüzüne çıktı.
Memleketin şu manzarasında bu vaziyet bir ayrıntı gibi gelebilir. Ancak asıl tehlike bu hüllelere, hukuka karşı hilelere alışmak. Ne yaparsa yapsın anayasayı değiştirecek milletvekili sayısına ulaşamayacak olan Erdoğan ve AKP’si anayasal çerçeveyi esnetmeye çalışıyor. Her hamlesinde.
Tarafsız cumhurbaşkanını seçim mitinglerine sürerek, cumhurbaşkanının tarafsızlığını anlamsızlaştırdılar.
Geçici seçim hükümetini baştan bir AKP azınlık hükümeti olarak kurgulayarak anayasanın ilgili hükmünü fiilen ortadan kaldırdılar.
Sırada seçim sonuçları ne olursa olsun fiilen başkanlığı kurmak var.
Haziran başında çoğunluğu yitiren bir parti hâlâ memleketi yönetiyorsa bunda başarılı olmamaları için de bir sebep yok. Başkanlık rejiminden korkmayın.
Başkanlık rejimi geldi. Üç aşağı beş yukarı böyle bir şey.
Sırada zaten pek bir anlamı kalmamış hukuk güvenliğine veda etmek ve rahatsızlık veren muhalefetin tasfiyesi kaldı.
Milli/gayri-milli tartışmasıyla da bu süreç başlatıldı.
Seçimden sonra bir AKPCHP koalisyonu bunu engeller mi?
Sizce Saray buna müsaade eder mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları