Özgür Mumcu

Anladık mı?

23 Eylül 2015 Çarşamba

Müptelalığın fena tarafı, bir süre sonra müptelanın tatmin edilemez olmasıdır. İktidar ve güç hırsı da birçok kötü alışkanlık gibidir. Denetlenemezse kişiyi ve çevresini pek güç durumlara sokabilir.
Tatminsizlik insanın içinde derin kuyular oyar. İştah arttıkça kuyular daha da derinleşir. Doldukça derinleşen kuyulardan geriye asla huzur bulamayacak bir kabuk kalır.
Kendi hırsınla kendi içini boşaltınca çaresiz bir endişeyle o boşluğa dolgu malzemesi ararsın.
Ancak ne çare ki artık hiçbir şey yetmez. İşte böyle 400 milletvekiliyle başlar nihayetinde 550’sini birden istersin. İçerdeki tatminsiz açlığın iştahını biraz köreltmek için neler neler yaparsın.
Aslında 550 insan evladı ile tatmin olmak da mümkün değil. İşin doğrusu aradan aracıyı çıkarmak ve günden güne genişleyen boşluğu milletin kendisiyle doldurmak.
Meydanlara kalabalıkları doldurup onları bir nefeste içine çekebileceğini hissetmek varken 550 kişi kimin neyine yetsin. Bu işin tuhaf bir denklemi var. Hem tek, yalnız ve alabildiğine kudretli olmak hem de bunu devasa kalabalıkları içinde eriterek yapmak gerek.
Milletin kendisiyle doğrudan birbirine karışıp bir milletadam olmanın önünde Meclis bir engel. Meclis bir bela.
Ama Meclis hep birbirine benzerlerden oluşsa. Meclis koltuklarında, kafanda bir kalıba oturttuğun milletin bir örnek vekilleri otursa. O vakit belki içi biraz huzur bulacak.
Yerli milletvekili. Milli milletvekili.
Aracıya ihtiyacı yok. Ama madem bir Meclis şimdilik mecburi. Doğrudan irtibat kurduğu millet ona 550 sessiz, yumuşak başlı, ufacık biblo versin yeter.
Millet var çünkü orada. Onu başkan seçti. Ona miting yapıyor. Onun partisine oy veriyor. Boşuna “Allah bize yeter, millet bize yeter” denmiyor.
Maceramızda işin halkın seçtiklerinin bazısının milli bazısının gayri milli ilan edildiği yere vardık. Dolayısıyla oy verenlerin de bir kısmı da gayri milli olarak damgalanmış oldu.
Sıhhatli bir bünyede virüs yani. Tedip edilmesi, dezenfekte edilmesi, yok edilmesi gereken bir yabancı unsur. Yerli değil, milli değil. Düşman ve hain.
Bugün bu HDP milletvekilleri. Barajı aştılar, başkanlığın önünü kestiler. Bugün buna ses çıkarılmazsa yarın CHP milletvekilleri gayri milli olacak. Bir süre sonra MHP’nin yola gelmeyen milletvekilleri.
Neticede o millet-adam. Bu millet de kendi ifadesiyle “adam gibi adam”. Millet adam gibiyse, ancak “Milletin adamı’na” destek verenler milletin parçası sayılır.
Amacı Meclis’i “millilik” adına işlevsiz kılmak ve milletin tek temsilcisi olarak sarayı tahkim etmek.
Anlamayanlara ise Mussolini’nin şu açıklamasıyla isyan etse yeridir:
Hâlâ aklınız eski kalıplarla çalıştığı için anlamıyorsunuz. Anlamıyorsunuz çünkü Meclis siyaseti ruhunuzu öldürmüş. Bu ülke siperlerden güçlü ve hayat dolu olarak çıktı.
Bu seçimde anlayıp anlamadığımız oylanacak.
Bakalım anlamış mıyız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları