Özgür Mumcu

Anadolu

15 Nisan 2017 Cumartesi

Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır
Anadoluyum ben
Tanıyor musun?

Utanırım
Utanırım fıkaralıktan
Ele güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim
Harmanım kesat
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin
Atom güllerinin katmer açtığı
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında
Kalmışım bir başıma
Bir başıma ve uzak
Biliyor musun?

Binlerce yıl sağılmışım
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar
Haraç salmışlar üstüme
Ne İskender takmışım
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım
Görüyor musun?

Nasıl severim bir bilsen
Köroğlu’nu,
Karayılanı,
Meçhul Asker’i...
Sonra Pir Sultan’ı ve Bedreddin’i.
Sonra kalem yazmaz
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan
Selvi dalından
Ölüme nasıl gülerdi
Bilmeni mutlak isterim
Duyuyor musun?

Öyle yıkma kendini
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol
İçerde, dışarda, derste, sırada
Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne celladın
Fırsatçının, fesatçının, hayının
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile, diş ile
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni

Gör nasıl yeniden yaratılırım
Namuslu, genç ellerinle
Kızlarım
Oğullarım var gelecekte
Her biri vazgeçilmez cihan parçası
Kaç bin yıllık hasretimin koncası
Gözlerinden
Gözlerinden öperim
Bir umudum sende
Anlıyor musun?

Ahmed Arif



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları