Özgür Mumcu

Amok koşusu, Adalet Yürüyüşü

17 Haziran 2017 Cumartesi

Devletin jandarması, devletin savcısıyla devletin MİT’inin TIR’larını durdurmuş. Devletin savcısı eşliğinde TIR’lardan çıkan silahlar videoya çekilmiş. Mesele büyümüş herkes haberdar olmuş. Baskının görüntüleri her yerde. Aydınlık gazetesinde MİT TIR’larındaki silahların fotoğrafları yayımlanmış.
Cumhuriyet’te ise aynı manzaranın videosu yayımlanmış. Sayın Erdoğan silah değil, Türkmenlere insani yardımdı demiş. AKP milletvekili Yasin Aktay, Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu diye başka bir açıklama yapmış. Zamanının MHP milletvekili bugünün AKP’li Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, yemin billah ederek silahlar Türkmenlere gitmiyordu, diye feryat eylemiş. Sayın Davutoğlu çıkmış o da “Allah şahit, vallahi” diye bastıra bastıra TIR’lar Türkmenlere gidiyordu, diye buyurmuş.
Dava dosyalarındaki dinleme kayıtlarına Türkmen savaşçıların yardımların kendilerine gelmediğinden ettiği şikayâtler geçmiş.
İktidar yanlısı gazeteciler TIR’ların durdurulmasından CIA Başkanı’nın rahatsız olduğunu ve hükümeti azarladığını canlı yayında açıklamış.
Yabancı medyada Kaddafi’nin cephanesinin ABD işbirliğiyle Türkiye üzerinden Suriye’ye nasıl aktarıldığı, işlerin kontrolden nasıl çıktığı ve işleri rayına oturtmaya çalışan ABD’nin Libya Büyükelçisi’nin nasıl öldürüldüğü uzun uzun anlatılmış.
Hangi devlet sırrından, hangi casusluktan bahsediyorsunuz?
Gayri resmi koalisyon ortağı cemaate, taşeron usulüyle devletin yargısını ve kolluk güçlerini emanet etmişsiniz. Devleti, içindeki unsurlar birbirine operasyon çekecek sonra da darbeye girişecek kadar bitirmişsiniz. Suriye’de bir koyup üç alalım diye olmayacak işlere girip yanlış atlara oynayarak ülkenin itibarını dev bir kumarda çarçur etmişsiniz.
Bunları kamuoyuna duyurmak hem basının hem de siyasetçinin asli görevidir. İktidarın besleme medyasına ve cehaleti haricinde niteliği bulunmayan yorumcularına kulak asmayın.
Dünyanın kendine demokrasi diyen her devletinde bu haberdir. Bunu haber yapana da kimse ceza vermez. Operasyonu gazeteciler ya da Enis Berberoğlu yapmadı. İçten içe çürütülen, her yerine iktidar desteğiyle sızılan, yanlış politikalarla sarsılan devlet, MİT TIR’ları baskınıyla ne hale geldiğinin işaretini verdi.
Devleti bu hale getirenlerden hukuki ve siyasi hesap sorulacak yere Enis Berberoğlu müebbet hapse mahkûm ediliyor.
CHP’nin başlattığı Adalet Yürüyüşü gecikmiş ancak yerinde bir hamle. Önce çürütülen devlet, bugün devletin temelini oluşturan adalet ortadan kaldırılarak sarsılmaktadır. Cumhuriyeti kuran partinin bu rejim değişikliğine karşı işlevsizleştirilmiş Meclis’te işlevsiz nutuklar atmak yerine Adalet Yürüyüşüyle direnmesi, hem demokratik hem de zorunludur.
Zamanında “MİT TIR’ları AKP’nin elinde patlamıştır” diyen Can Dündar’a 17- 25’te durdurduğu saatiyle şirinlik yapan Devlet Bahçeli’nin bu yürüyüşü tehdit etmesi ise tarihe hak ettiği şekilde geçecektir.
Gazeteciler, milletvekilleri içeride. On binlerce insan adaletsizliğin pençesinde ya hapiste ya “medeni ölüme” mahkûm edilmiş. Bunca adaletsizliğin üzerine ne yeni bir rejim inşa edilebilir ne de devlet ayakta kalabilir.
İktidarın Amok koşusunun karşısında sakin ve kararlı bir yürüyüş var. Felakete doğru koşanlar, adalet için yürüyenlere kulak vermezse bu ölümcül adaletsizlik virüsü istisnasız herkesi bitirir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları