Özgür Mumcu

Allah Belanı Versin İnternet

04 Ekim 2014 Cumartesi

Sayın Cumhurbaşkanı dün yabancı basın özgürlüğü savunucusu bir heyeti kabul etti. Eleştirileri dinledi ve şu cevabı verdi: “İnternete olan karşıtlığım her geçen gün daha artıyor.”
Çok haklı.
Eline interneti alanın yazıp çizdiklerinden kim olduğu anlaşılıyor. Bunun da türlü türlü sakıncası var.
Misal anayasa hukuku profesörü diye bir âdemi partinize alıyorsunuz. Hatta kameraların önünde kendisine yeni anayasa yapsın diye talimat veriyorsunuz.
O da gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Gerçi bakan olmak istiyor, olmuyor. Meclis başkanı olmaya niyet ediyor, umursanmıyor. Ama olsun, çalışıyor.
Fakat bunca çalışma ve kıymet bilinmeme karşısında bazen geriliyor. Açıyor bilgisayarını içini döküyor.
Din dersi olmazsa herkesin terörist olacağı şeklindeki iktidar söylemine destek vermeye çalışıyor. Belki cumhurbaşkanı, başbakanı bir büyüğü okur da kıymeti bilinir diyerek yazdıkça yazıyor.
Gelgelelim bunca iş yükü altında kafası biraz bulanmış belli ki. Habertürk’te Fatih Altaylı ironik bir yazı kaleme almış. IŞİD mensuplarının yüzde 20’si Harvard mezunu diyerek iktidarın terör ve din dersi hakkında yaptığı açıklamalarla dalga geçmiş.
Komşumun 10 yaşındaki oğlu kıkırdayarak yazıyı okuyordu. Bana da o gösterdi.
Bakın o yazı üzerine Twitter’da Burhan Kuzu ne buyurdu:
“İŞID üyelerinin yüzde 20’si Harvard mezunuymuş. Yüksek lisans ve doktoralı var. Demek ki tahsil terörist olmayı engellemiyor. Doğru din eğitimi şart.”
Bu internete karşı olmayacaksın da ne yapacaksın! Komşumun oğlunun anladığını Sayın Burhan Kuzu’nun kavrayamadığını ortaya çıkaran bir mecrayı lanetlemeyeceksin de ne yapacaksın!
Bir de adamcağıza anayasa emanet etmişsin. İçin içini yemez mi? Bir köşe yazısını anlayamayan biri anayasaya ne yazar diye?
Bu internet başa bela.
Geçen gün mesela bilgisayar başındayım. Şeytan dürttü girdim Anayasa Mahkemesi’nin sitesine. Mahkemenin kararlarını okuyorum. Karşıma AKP kapatma davası çıktı. Bir bakayım hele dedim, nasıl bir savunma yapmışlar.
Sayın Bekir Bozdağ, ortaöğrenimde kamuda başörtüsü hakkında konuşmuş. Aklımdan çıkmış. Bakın şunu demiş:
“Bizim kamuya, ortaöğretime veya ilköğretime dönük bir çalışmamız yok. Ama bizim olmayan niyetimizi, olmayan çalışmamızı varmış gibi gösterenler kendi ahlak anlayışları içerisinde bunu yansıtabilirler.”
Şimdi internet olmasa ben bunu nereden bulacağım.
Bekir Bozdağ ortaöğretimde başörtüsü düzenlemesi yapılacak iddialarında bulunanları ahlaksızlıkla suçlamış mı, suçlamış.
Bugün o düzenleme yapılınca doğrusu bu açıklaması biraz tuhaf kalmakta.
Zamanında söyledikleri doğru çıkanlar mı ahlaksız?
Onlara ahlaksız diyerek sonradan bu düzenlemeyi getiren AKP mi ahlaksız?
Burhan Kuzu okuduğunu anlıyor mu, anlamıyor mu?
İşte internet olmasa bu sorular hiç sorulmayacak, gül gibi geçinip gideceğiz.
Ne Burhan Bey’in zihni melekelerini sorgulayacağız ne AKP’nin ahlakını.
Sayın Cumhurbaşkanı yerden göğe haklı.
İnternet’e ben de karşıyım.
Okuyorum okuyorum kafam karışıyor.
O sebeple bu yazıyı gazeteye gönderdikten sonra çekiyorum internetin fişini.
Zira Bekir Bozdağ’ın ahlaklı, Burhan Kuzu’nun işlek zekâlı olduğu bir dünya ancak böyle mümkün.
Tam kapayacağım interneti gözüme AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki savunması çarpıyor: “İddia makamının başörtüsü serbestisinin ilköğretim, ortaöğretim ve diğer kamu kurumlarına da taşınacağını iddia etmesi, ancak ‘niyet okuyuculukla’ izah edilebilir.”
Niyet okuyuculuğu mu kalmış yahu, dedim.
İnterneti ta kablosundan söktüm.
Bahtiyarım.
Din dersi almanın terörist olmayı engellediği, AKP’nin hep açık sözlü olduğu, anayasacı milletvekilinin bir hukuk dâhisi olduğu bambaşka bir dünyaya geçiş yaptım.
Rahatladım mı? Vallahi çok rahatladım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları