Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kömürle Uçurula(n)cak Türkiye!
Yaklaşık bir yıl önce 4 Ocak’ta bu köşede (-cak)lı başlıkla şöyle yazmışız:
“Başkent Ankara’da hava kirliliği 1960’ların başında belirmeye başlamıştı. O tarihlerde başkentin nüfusu bugünün onda biri kadar olmalıydı. Gecekondu ya da konut patlaması bu denli değildi. Havayı kirleten araç sayısı da yirmide bir düzeyindeydi. Ama kötü kömür yakılmasından dolayı başkentin çanak biçimindeki çukurunda, hava kirliliği kendini ciğerlerimizde hissettiriyordu.
Bir zamanlar temiz havası nedeniyle verem hastalarının getirildiği, sanatoryumların açıldığı Ankara’da kirlilikten göz gözü görmez oluyor, solunum darlığı çekenler, hastanelerin acillerinde sıra bekliyorlardı. Cumhuriyet Ankara Temsilcisi rahmetli Ecvet Güresin hava kirliliği ile mücadele için bir kampanya başlatmıştı. Ankara’da büyük ülkelerin elçilik çalışanlarına özel ‘hava kirliliği zammı’ ödenmesi örneğinden hareketle, önerim üzerine Türkiye Gazeteciler Sendikası, gazetelerle yaptığı toplusözleşmelere, Ankara’da çalışan üyeleri için ‘hava kirliliği tazminatı’ koymaya başlamıştı. Bu uygulamayı bazı sendikalar da yerel yönetime, hükümete ve işverenlere baskı olması için benimsemişlerdi.
Baskılar sonuç vermiş. Hükümet Ankara’da kullanılan kömürü denetim altına almış, kentin çeşitli yerlerinde hava kirliliği ölçümü için gezici istasyonlar kurulmuş, zaman zaman alarmlar verilmişti. Doğalgazın devreye girmesi ile sorun çözümlenmişti. Doğalgazın ulaşamadığı yörelerde sobalar için Ankara Belediyesi, Güney Afrika’da kirlilik oranı çok düşük kömür madeni bile satın almıştı. Biraz pahalı olan bu kömür nedeniyle Ankara’ya kaçak kömür girişi denetlenir olmuştu.
Ancak, Melih Gökçek’in belediye başkanı olmasından sonra, Ankara’da değil kirlilik yaratan kaçak kömürün önlenmesi, bu kömürlerin belediye eliyle seçmene hediye olarak dağıtılmasına başlandı. Hava kirliliği yeniden hortladı.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi, Ankara’nın sekiz yerinde hava kirlilik ölçüm merkezini birkaç hafta önce yeniden hizmete sokmak zorunda kaldı. Merkezin Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek basına yaptığı açıklamada, ‘Sunduğumuz hizmet, özellikle yaşlılar, çocuklar ve solunum yolu hastalığı olanlar için yaşamsal önem taşıyor’ dedi.
Ankara’da hava kirliliğini hortlatan AKP hükümetinin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerine bakın:
‘Valilerimiz, kaymakamlarımız şunu bilecek: Eğer evinde sobası yoksa sobasını da al, benim fakirim onurludur, gururludur, senin kapına gelmesini beklemeyeceksin. Ne yapacaksın? Gideceksin, arayacaksın, bulacaksın. İcabında sayın valim, sayın kaymakamım atlayacaksın, kamyonun şoför mahalline oturacaksın, gerekirse sen gideceksin, kapıyı çalacaksın, kömürü sen vereceksin... Bunu yaptığın gün bu Türkiye ne olur biliyor musun? Uçar, uçar...’
Hayda!!!
Dünya Kyoto Sözleşmesi ile, küresel kirlenmenin önlenmesi için bilmem neresini yırtarken, Dr. Ertek ‘AB mevzuatına uyumda hava kalitesinin öncelikli konulardan olduğunu’ söylerken; Erdoğan bey, dünyada tüketiminin sınırlanmasına çalışılan kömürü valilere ve kaymakamlara kapı kapı dağıttırıyor... Halka şirin görünmek için, halkı zehirli gazlarla uçuruyor. Halkını zehirlemeyi marifet sayan, tarihe altın harflerle yazılacak bu vecizesinden dolayı Erdoğan’ı hep birlikte alkışlayalım.”
Bir yıl öncesinde Ankara’da olacakları öngörmüştük ama Erdoğan’ın genelde Türkiye’yi nasıl uçuracağının ileri görüşlülüğünü doğrusu algılayamamışız! Son bir ayda basına yansıyan bazı haberlerden alıntılara göz atalım:
29 Kasım Hürriyet: Artan hava kirliliği kalp hastasına tehdit!
13 Aralık Hürriyet: Muğla’da bedava kömür dumanı tepkilere yol açtı.
18 Aralık Milliyet: Bursa, Sıvas, Kayseri’de zehir bulutları. Nefes almanın güçleştiği Erzurum merkezi başta olmak üzere Manisa, Kütahya ve Kayseri gibi kentlerde kara bulutlar oluştu.
19 Aralık Hürriyet: Hava kirliliğinde Ankara Sıhhiye’de dünya rekoru kırıldı.
20 Aralık Akşam: Doğalgazı kıstık, seçim kömürüne yüklendik, bedava zehir... İstanbul’un bazı semtleri duman altı... Bedava kömür havamızı bozdu.
21 Aralık Cumhuriyet: AKP’li Çevre Komisyonu Başkanvekili Mustafa Öztürk bedava kömürlerin hava kirliliğini tetiklediğini, halk sağlığını olumsuz etkilediğini, Denizli, Afyon ve Konya’nın en kirli kentler olduğunu itiraf etti.
21 Aralık Hürriyet: Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfü Akça, hava kirliliğinin yüksek görünmesinin yanlış ölçüm ve araçlardaki arızadan kaynaklandığını öne sürdü. Akça için “Özrü kabahatinden büyük” diyen Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Profesörü Recep Akdur, “Diyelim ki Sıhhiye’deki alet bozuktu. Bahçelievler’deki, Kayaş’taki, Demetevler’deki alet de mi bozuk?” sözleri ile tepki gösterdi.
Türk tarihine “halkını zehirleyen başbakan” diye geçecek olan Erdoğan, bu haberlerden sonra tutmuş, utanmak yerine Akşam gazetesinin sahibi Mehmet Emin Karamehmet’e “Ya gazeteni kapat ya da yalan yazma” diyor. Ama hiç kuşkum yok Aziz Nesin’in halkı, kendilerini “bedava zehirleyen” bu Başbakan’a yine oy verir. Helal olsun müstahak olanlara! Olan kurunun yanındaki yaşlara oluyor!
Madalyalı Lozan Masası İlk TBMM’de
İsviçre Cumhurbaşkanı Pascal Couchepin, Ankara Büyükelçiliği’nin 80. yıldönümü nedeniyle yaptığı ziyarette Türkiye’ye olağanüstü bir hediye vermişti. Hediye, Türkiye Cumhuriyeti’ni doğuran 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması’nın imzalandığı masaydı.
Masanın Çankaya Köşkü’nde, bugünkü TBMM Binası’nda, Ankara’da Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenmesi gibi öneriler yapılmış, masa ortada kalmıştı. 14 Kasım tarihinde bu köşede yazdığımız yazı şöyle bitiyordu:
“İki önerimiz var. Yabancı devletleri bu masaya oturtan ilk TBMM Müzesi ya da Lozan görüşmelerini başarı ile sürdürüp imzası ile noktalayan İnönü’nün Pembe Köşk Müzesi en uygun yerlerdir.”
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün arayıp şu bilgiyi verdi: “Masayı, iç düzenlenmesi yenilenmekte olan ilk TBMM Müzesi’nde ve ayrıca ailesinin bağışladığı İnönü’nün Lozan Madalyası ile birlikte sergileyip 23 Nisan’da ziyarete açacağız.”
Masa en doğru yeri bulmuş, ayrıca İnönü’nün madalyası ile de taçlanmıştı.
Emniyet: ‘Bilgi verme yalanla’!
“Basın ve halkla ilişkiler” kavramının önemi ve işlevi hâlâ Türkiye’de anlaşılmış değil. İster kamu, ister özel olsun, kurumların kamuya “doğru” ve “zamanında” bilgi ve haber akımını sağlama amacıyla çatıları altında bir birim oluştururlar. Bu birimler, kurumlarını ilgilendiren haberleri medyaya iletmekle, gelen soruları yanıtlamakla ya da bilgi edinme isteklerini zamanında karşılamakla yükümlüdürler.
5 Aralık sabahı “uyuşturucu kaçakçılığı” ile ilgili bazı soruların yanıtlarını öğrenmek amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne bir faks gönderdim. Görevli yakın ilgi gösterdi, ilgili narkotik birimine soruları aktaracağını, yanıtları alınca ileteceğini söyledi. Bayramlaştık. Araya bayram girdiği için “zamanında” yanıt beklemiyordum.
18 Aralık akşamı basındaki görevli arayıp ilgili dairenin “Beş çalışma günü sonrasında” gelen sözlü şu yanıtını iletti: “İlgili birim, internet sitemize bakmanızı, yanıtların orada bulunabileceğini bildirdi!”
Oysa orada bulamadığım için sorularımı fakslamıştım. Söz konusu narkotik birimine bir süre önce kitaplığımdaki tüm yerli yabancı uyuşturucu bağlantılı kitaplarımla, arşivimdeki bazı belgeleri “bilgi ve görgülerine” katkı olabilir düşüncesiyle hediye etmiştim. Bilgilerinin artıp artmadığını bilmiyorum ama görgülerinin artmadığı kesindi.
Ankara’da yaşadığım halde, İstanbul Emniyeti’nden internet iletileri geliyor. Hiçbiri haber değil, çoğunlukla haberlerin “yalanlaması” niteliğinde! Anlaşılan yazacağım bir yazı konusunda bilgilendirilmeyeceğim, ama ertesi günü basın iletileri ile yalanlanacağım!
Elmek: oacar@superonline.com \tFaks: 0312. 442 79 90
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'dan yeni asgari ücret çıkışı
- Bakanlık marka marka ifşa etti: Çikolata, peynir, köfte!
- Ferdi Tayfur'un Marmaris'teki evi görüntülendi
- Bağımsız Milletvekili Salih Uzun'dan açıklama
- 'Abdullah Öcalan evlenmek istiyor'
- Erdoğan'dan 'Gassal' yorumu
- Şüpheli araçtan 'kadın cesedi' çıktı
- MHP'den istifa etti: 'Susturamayacaklar'
- İstanbul'da toplu ulaşım zam teklifine ret
- Osman Gökçek, Cumhuriyet'in haberine sessiz kaldı