Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
CHP’de adaylık süreci: Yeri ve zamanı mı?
Türkiye, ekonomik kriz ve hukukun siyasallaşması gibi derin sorunlarla boğuşurken CHP yönetiminin odak noktasının cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına kayması, partinin geleceği açısından ciddi riskler barındırıyor.
2024 yerel seçimlerinden büyük bir başarıyla çıkan CHP; bu ivmeyi toplumsal sorunların çözümüne yönlendirmek yerine, cumhurbaşkanlığına aday tartışmalarıyla meşgul. Bu durum, parti içinde hem yönetim zafiyeti yaratıyor hem de toplumda CHP’nin iktidar alternatifi olma iddiasına zarar veriyor.
Seçime üç yıl varken bir ismin belirlenmesi, hem bu ismin yıpranmasına neden olacak hem de kamuoyunun beklentilerini yönetmeyi zorlaştıracaktır. Kaldı ki İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi büyükşehir belediye başkanlarının öncelikli görevi, yönettikleri kente hizmet etmek olmalıdır. İstanbul ya da Ankara gibi sorunları derinleşen metropol başkanlarının, sürekli adaylık tartışmalarıyla gündemde olması, yerel yönetimlerde güven kaybına da yol açabilir.
İKTİDARIN ‘BUNLAR HEP BÖYLE’ MANTIĞI
CHP’li belediyelere yapılan operasyonlarda farklı belediyelerden birçok başkan yardımcısı ve meclis üyesi gözaltına alındı. Aynı anda farklı belediyelere yapılan operasyonlarla “bakın bunlar hep aynı” mantığı üzerinden suçlu gösterilmeye çalışılıyor.
Yargının siyasallaşması, sadece CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda muhalefetin önde gelen isimlerini hedef alarak siyasi rekabetin adil olmayan yollarla dizayn edilmesine yol açmaktadır.
İktidarın yargıyı kullanarak muhalefet liderlerini etkisiz hale getirme politikası düşünüldüğünde, CHP’nin adaylık tartışmaları üzerinden iktidarın oyununa gelme ihtimali de güçleniyor. Ekrem İmamoğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşma sonrası ifadeye çağrılması, iktidarın olası rakiplerini yargı eliyle saf dışı bırakma stratejisinin bir göstergesi olabilir. CHP’nin, bu süreci iyi analiz etmeden, sadece aday tartışmalarıyla meşgul görünmesi, muhalefet adına ciddi bir handikap oluşturuyor.
MANSUR YAVAŞ HAKLI
Yapılması gereken, partinin kurumsal hafızasını çalıştırmak, geçmişten ders çıkarmak ve aday belirleme sürecini seçim takvimiyle birlikte başlatarak partiyi yıpratmadan yönetmek olmalıdır. Mansur Yavaş’ın, erken adaylık tartışmalarına karşı çıkarak “seçim için erken” demesi, sürecin sağlıksız ilerlediğinin bir göstergesi olarak okunabilir. Eğer önseçim yapılacaksa, bunun sadece göstermelik bir oylama olmaması, gerçek bir demokratik sürece dayanması gerekir. Ayrıca, milletvekili adaylarının da tüm üyelerin katılımıyla önseçimle belirlenmesi, CHP’nin demokratik işleyiş iddiasını güçlendirecektir. Ancak şu anki tablo, tek adaylı bir önseçim olasılığını bile gündeme getiriyor ki bu durum CHP’nin iddia ettiği demokratikleşme söylemiyle çelişecektir.
Parti içi kurulların etkin şekilde çalıştırılması ve alınan kararların sadece kapalı toplantılarda değil, toplumla da paylaşarak geniş bir tartışma ortamı yaratılması, CHP’nin daha sağlam bir siyasi çizgi oluşturmasını sağlar. Partinin içinde bulunduğu belirsizlikten kurtuluşun yolu, şeffaflık ve katılımcı demokrasi anlayışını güçlendirmekten geçmektedir.
SINAV BÜYÜK, STRATEJİ YANLIŞ
Sonuç olarak Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, hukukun üstünlüğünün zedelenmesi, basın özgürlüğüne yönelik baskılar gibi yakıcı gündemler varken CHP’nin enerjisini kimin aday olacağına harcaması büyük bir stratejik hata olarak karşımıza çıkıyor.
Aday tartışmaları yerine, iktidarın baskı politikalarına karşı toplumun farklı kesimlerini bir araya getirecek politikalar üretmek, CHP’yi gerçek anlamda bir iktidar alternatifi haline getirir. CHP’nin önündeki en büyük sınav, kendi iç çekişmelerine odaklanmak yerine, topluma umut verecek, çözüme odaklı bir siyasi çizgi geliştirebilmektir. Eğer bu sağlanamazsa 2028 seçimlerine gidilirken CHP yine adaylık tartışmaları içinde sıkışmış, toplumu kucaklamaktan uzak bir görüntü sergileyebilir.
Aykurt Nuhoğlu
CHP Kurultay Delegesi
TEK ADAM DEĞİL, CHP GÜVEN KAZANMALI
CHP’nin her basamağında alın teri olan eski Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’ndan yukarıdaki değerlendirmeyi yazmasını bizzat rica ettim. Çünkü CHP’nin kapıldığı adaylık girdabı, milletçe kurtulmak istediğimiz “tek adam rejimi”ne karşı alternatif gördüğümüz kurumun, kendi “tek adam”ını aradığını ortaya koyuyor. İktidardan bir farkı daha kalmıyor.
Türkiye’yi bu iktidarın kurumsal yenilgisi kurtarır. Tek adamın tek adama yenilgisi değil. CHP’de adaylık yarışının spordaki karşılığı “fodepar”dır. Yarışa erken başlayan oyun dışı kalabilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'nun diplomasını iptal eden akademisyen
-
Biri uzaklaştırdı, diğeri tatil ilan etti
-
'İmamoğlu' davasının kaç yıl süreceğini açıkladı
-
Kürsüde Devlet Bahçeli'ye meydan okudu!
-
Gram, çeyrek, Cumhuriyet altını bugün ne kadar oldu?
-
Türk devletleri Güney Kıbrıs'ı Türkiye'ye tercih etti
-
Sinem Dedetaş’tan net açıklama!
-
Öğrencilerin sorularına cevap veremedi, salonu terk etti
-
Kurultay soruşturmasında 86 kişinin ifadesi alınacak
-
21 yaşındaki Cuma kayınvalidesini hamile bıraktı!