Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gâvur İzmir’e İnat!

24 Mayıs 2016 Salı

Gökten zembille inen yeni Vezir-i Azam, kürsüye çıktığında Temel hikâyesini şöyle anlattı: “Şimdi aklıma bir şey geldi. Temel konuşma yapmaya hazırlanıyormuş. Kürsüye çıkmış. Bakmış ki konuşması yok. Benimki gibi! Sonra topluluğa ‘Buraya çıkarken konuşmamı bir Allah biliyordu bir ben.
Şimdi artık Allah biliyor’!” demiş.
Temel’deki Alzheimer, inşallah kendisinde yoktur! Vezir-i Azam, Erzincanlı olduğu halde iki kez İstanbul, bir kez Erzincan ve son olarak da İzmir milletvekili seçilmişti.
Sultan, gâvur İzmir’in oylarını çekmek için son belediye başkanlığı seçiminde has adamını Troya’nın tahta atı olarak aday göstermişti. Ama İzmirliler yüz vermemişlerdi. Şimdi Vezir-i Azam olarak İzmir’e hükmedecek!

‘Protokol!’
Antik Yunan’dan beri kullanılan “protokol” sözü isim tamlaması olup Latinceden Batı’ya, sonra da dilimize geçmiştir. “Protokol” sözcüğü için iki değişik değerlendirme yapılıyor.
Birincisi: “Proto (ön-birinci)” ve “kol (kola-tutkal)” sözcüklerinden doğuyor. Antik dönemlerde kitap ciltleme olmadığı için, yazılar tomarlara dönüştürülür, bunların dışına bir kâğıt yapıştırılarak içindekinin ne olduğu yazılırmış. Yapıştırılan kâğıda “protokolla” denilirmiş. Sonraki yüzyıllarda şirketlerin aralarında imzaladıkları anlaşmalar, “protokol” olarak tanımlanmış.
İkincisi ise yine Yunancadan hareketle “proto (ön-birinci)” ve “kolos (kıç)” sözcüklerinin tümlenmesi ile “protokolos (öndeki-birinci kıç)” anlamına gelirmiş.

***

“Terör” nedeniyle 23 Nisan ve 19 Mayıs törenlerinin dışlandığı, her gün 5-8 şehit haberinin geldiği bir ortamda, tüm “devlet” ve “belediye” olanaklarının seferber edildiği Sultan’ın kızının nikâh törenine 6 bin 500 kişi davet edilmişti. Unutmayın ki tüm bu harcamalar Sultan’ın cebinden çıkmamış, vatandaşın vergisi ile karşılanmıştı!
Erkân-ı Harbiye Reisi Paşa da şehit cenaze töreninden sonra apar topar nikâh törenine uçtu. Eleştiriler yoğunlaşınca, karargâhtan Paşa hazretlerinin “devlet protokolü çerçevesinde katıldığı” duyuruldu! Sultan’ın kızının ne zamandan beri “devlet protokolünde” olduğunu bilen varsa beri gelsin!

***

Demokrasilerde “4Y” kuralı geçerlidir. Kurala göre “Y-asama, Y-ürütme, Y-argı, Y-ayın”, 4 “ayrı gücü” simgeler, birbirlerinin denetimi altına alınamazlar.
Ama “Yargıtay, Danıştay, Sayıştay” başkanları Sultan ile birlikte Rize’ye gidip çay topladılar. Bu kurumların yasalarında “Sultan ile çay toplarlar” kuralı var mı? Yoksa çaylar da “devlet protokolü çerçevesinde mi” yapıldı?

Ah bu yabancılar!
Yabancıların boy hedefi olan Sultan’a tepkiler her geçen gün çığ gibi büyüyor.
Avusturya’da yayımlanan Der Standard gazetesinde Sultan’dan şöyle söz ediliyor: “Türkiye’nin AB ile daha sıkı işbirliği yapması gereken anda; ülke, Azerbaycan’daki aşiret hükümdarlığı, Türkmenistan, Kazakistan ve Tacikistan gibi Orta Asya diktatörlükleri yönünde doğuya doğru gidiyor, kişi putlaştırılıyor!”
İngiltere Başbakanı David Cameron TV konuşmasında “Türkiye’nin AB’ye girmesi uzak ihtimal. AB’ye girmeleri 3000 yılı civarında olur!” demez mi?
İstanbul’a gelmeden önce Almanya Başbakanı Angela Merkel bir demecinde “Türkiye’deki gelişmeler bizi büyük oranda kaygılandırıyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması büyük sıkıntılara yol açacaktır!” uyarısında bulundu.
Fransız dergisi L’express’in kapağına “Tehlikeli Türk” diye oturtulan Sultan, acaba bu tepkileri nasıl değerlendiriyor?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları