Özdemir İnce

Yerinden oynayan taşın başı

26 Ocak 2024 Cuma

3 Nisan 2017 tarihli bir yazı. Demek ki hiçbir gazetede yazmadığım için özel sitemde kalmış. Okuyalım:

***

Yazının başlığı, “Yerinden oynayan taş yetmiş yedi bela bulmuş” atasözünden mülhem. “Yerinden oynayan taşın başı beladan kurtulmaz” anlamında. Tepede yerinden oynayan (oynatılan) taş düzlüğe kadar bir taş çavlanına dönüşür. Tekin değildir. Bazen kendisini yerinden oynatan da dahil olmak üzere öne geleni ezer geçer. “Bu taş”, sivri zekâlıların sandığı gibi işe yaramaz ya da engel değildir. “Taşlar âleminde” bir kurulu düzen vardır. Bu düzene siyasette, toplum ve siyaset biliminde “statüko” (status quo) denir. Statüko, bir olgunun günümüzdeki durumunu belirten bir Latince deyiştir. Statükoyu sürdürmek, var olan durumu olduğu gibi korumak anlamına gelir. Statükoculuğun iyisi var, kötüsü var. Demokratik Cumhuriyeti korumak, elbette iyi statükoculuktur. Soygun ve zulüm rejimi olan bir diktatoryayı savunmak ise kuşkusuz çok kötü bir statükoculuktur. Statükonun yanında ya da karşısında olmak ilgililerin durum ve konumlarını belirler.

Türkiye Cumhuriyeti, nitelikleri kurucu atalar tarafından saptanmış bir statükodur. Bu statükoyu da 1920, 1924, 1982 anayasaları belirlemiştir. Anayasanın ilk dört maddesi de anayasanın metninin üzerine oturduğu dört ayaktır. Kurucu ataların söylediği “Yurtta sulh cihanda sulh”, “Arapların işine karışma, uzak dur”, “Sovyetler Birliği (Rusya) ile hırlaşma”, “Komşularınla iyi geçin!” de statükonun içinde yer alır.

Murat Yetkin ve Mustafa Karaalioğlu, NTV’de Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan “Teröre Karşı İslam İttifakı”nı tartışırken Karaalioğlu’ndan çok dikkat çeken bir yorum gelmişti. Yandaş yazar, “‘Yurtta sulh cihanda sulh’ dersen, 3 bin dolar milli gelire ülkeyi mahkûm edersin” diye konuşmuştu. Aynı cümleyi ya da benzerini AKP ileri gelenleri de söylemişti. Demek ki Osmanlılar gibi “yağma” ve “fetih” seferine çıkacaklar.

Kurucu ataların söylediği “Yurtta sulh cihanda sulh”, “Arapların işine karışma, uzak dur”, “Sovyetler Birliği (Rusya) ile hırlaşma”, “Komşularınla iyi geçin!” tavsiyeleri AKP tarafından zayıflık, korkaklık gibi görüldüğü için ülkenin sınırlarındaki bütün komşular düşmana dönüştü. AKP iktidara gelmeden önce Türkiye’nin sadece Ermenistan’la arası iyi değildi. Şu anda İran, Irak, Suriye, Yunanistan en sonunda da Bulgaristan artık düşman. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin değil AKP hükümetinin ve bizzat cumhurbaşkanının özel düşmanı. Bu kadarla da kalmadılar, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği (AB), AB içinde Almanya, Hollanda, Danimarka da düşman. Yakında İtalya, İspanya ve Portekiz de olası düşman olabilir. Ayrıca artık İsviçre de düşman. Geriye Lüksemburg, Andorra ve San Marino kalmış. Yakında onlar da düşman sayılırsa hiç şaşırmam. Hıristiyan dünyası ve ABD de düşman.

Yurtiçinde, Cumhuriyet rejiminin bizzat kendisi düşman; CHP ezeli ve ebedi düşman; “hayır”cıların tamamı da can düşmanı. Bütün bunlar, Cumhuriyet dağının temellerini dinamitledikleri için oldu. Şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar artık. Anayasa değişikliğine “hayır” diyenler, “evet” diyenleri kardeşlikten atmıyorlar. “Evet” diyenlerin büyük bir çoğunluğu da “hayır” diyenleri kardeşlikten atmıyorlar. Ama AKP hükümeti “hayır” diyen hainleri(!) neredeyse vatandaşlıktan atıp haklarında gerekeni(?) yapacak.

***

Murat Yetkin ile Mustafa Karaalioğlu bu yazıyı okurlarsa yazılı sözün kolay kolay ölmediğini görecekler. Gerekçe yaşadıkça söz-yazı da yaşar. Anımsayalım: Karaalioğlu, “‘Yurtta sulh cihanda sulh’ dersen, 3 bin dolar milli gelire ülkeyi mahkûm edersin” diye konuşmuş. Her cümlenin anlamı tersini de barındırır: “‘Yurtta savaş cihanda savaş’ dersen, 100 bin dolar milli gelirle ülkeyi abat edersin” anlamına gelir Karaalioğlu’nun iddiası. Vaziyetin durumu böyle mi?

AKP Genel Başkanı Erdoğan, 2007’den sonra Karaalioğlu’nun dediğini yaptı ve bazı komşularla papaz oldu. Dolar da enflasyon da aldı başını gitti. İyice yoksul düştün 70 sente muhtaçsın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eskiye dönüş 28 Nisan 2024
Maçı hakem bitirir 26 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları