Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sinek tersinden nane yaprağı
Eskiden delikanlıların, ergen kızların yüzünü sivilce basardı. “Dolunay çıkınca ona dönüp “Ayı gördüm okşadım ben bu sivilceyi boşladım dersen sivilceden kurtulursun” derlerdi. Ama deneyip başaranı görülmemiştir. Bu bela yüzünden kim bilir kaç gencin yüzü çopur oldu?
Okuduğunuz bölümü yazdıktan sonra Cazim Gürbüz’ün İslam’dan Deizme (1) adlı kitabının “Sinek tersinden nane yaprağı ve...” bölümü aklıma geldi. Bölümü tekrar okuyunca, kafamdaki yazının amacıyla örtüştüğünü gördüm. Şimdi alıntımızı yapalım:
[Osmanlı padişahı, hemi de Tanzimatçı ve de yenilikçi II. Mahmut’un hekimbaşısı Behçet Efendi’nin 1862 yılında yazdığı “Hezar Esrar” adlı bir tıp kitabı var. Aşağıya aldığım saçmalıklar bu kitapta bir tamam yazılı:
- Sinek tersinden nane yaprağı nasıl yetiştirilir?
- El cevap: Sinek tersine bulanmış bir ip, toprağa dikilirse o ip nane yaprakları verir.
Gülmeyin. Demek ki adam denemiş, siz de deneyin belki naneyi elde edersiniz.
Devam edelim mi? Tamam.
Bakınız, Behçet Efendi hazretleri, dolunun çaresini bulmuş. Okuyunuz:
Timsah ya da maymun derisi alınır, bir köyün bir yerine asılırsa, bu köye dolu düşmez.
Yahu ruhunu mu çağırsak ne etsek; Behçet Efendi, depremin de çaresini biliyordur, mesela eşek derisi iyi gelir mi acaba, fay hatlarını bir ayarda tutar bakarsın.
Hadi bir tane daha yazalım. Behçet Efendi, nihayet tıpa gelmiş. Ve nasırın ilacını beyan eylemiş:
Nasırlı bir adam hilali gökte ilk görüşünde “Ay gördüm ay gibi, nasırım oldu yağ gibi” diye üç kez tekrar eder, sonra da salavat parmağını tükürükleyip nasırın üzerine sürerse o nasırdan eser kalmaz.] (s. 68)
Biraz aşağıda bir de her derde deva “hoca nefesi” ilgili ilginç bir bölüm var:
[Kayserili Mehemmed Sadık Efendi’nin nefesinden başlayalım.
Aşağıya metnini aldığım ilan 1878 yılında Vakit gazetesinde yayımlanmış.
Bakın ne diyor:
Sara illeti, kara sevda, ağırlık, gaflet, evham, sarılık, sıtma, kulunç, baş, göz, kulak ağrıları, yürek çarpması vesair illetlerin envanına (her türüne);
Kayseri’de medfun ve meşhur meşahihi ecille-i kiramdan Şeyh Taceddin-i Veli kaddes Allahü sırrehu sülale-i tahirelerinden Mehemmet Sadık Efendi okumaktadır.] (s. 69)
Erkekliği bağlanan bir kimsenin bu illetten hangi dualarla kurtulacağını, umrede deve sidiği içen iki Türkün nasıl hastanelik olduğunu öğrenmek isterseniz kitabın 70 ve 71. sayfalarını okumanız gerekecek.
Bu alıntıları AKP’nin ülkemizi “bu kafa” ile yönettiğini söylemek, yazmak için yaptım. Bu kafa ile Cumhuriyeti soysuzlaştırmak için “3000 yıllık devlet asırlık Cumhuriyet!” safsatasını sloganlaştırıp afiş yapmışlar. İddiaya göre bazılarının Türklükleri tartışmalı bu 16 devletin Cumhuriyetimizin atası olduğu iddiası sinek tersinden nane yaprağı üretme saçmalığına benziyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu 16 devletin devamı olabilmesi için bu 16 devletin Anadolu toprakları üzerinde kurulması gerekir. Belki sadece Osmanlı İmparatorluğu. “Belki” diyorum, çünkü Osmanlı Anadolu’yu sömürge, Anadolu Türk boylarını da düşman olarak görmüştür. Halkı vatandaş yapan Cumhuriyet devletinde egemenlik halka ait olduğu için halkı “kul”; devletin toprağını “mülk” sayan Osmanlı’nın devamı değildir.
R. T. Erdoğan “Hamas terör örgütü değil, kurtuluş ve mücahitler grubudur” demiş. Hoppala! Türk Vikipedi’sinden aktarıyorum: “Hamas ve diğer Filistin silahlı grupları, 2001’den bu yana İsrail’e binlerce roket fırlattı ve bu saldırılarda yüzlerce sivil öldü, birçok kişi yaralandı ve yaklaşık 800 bin İsrailli sivilin yaşadığı ve çalıştığı bölgelere sürekli bir tehdit oluşturdu. Hamas yetkilileri, roketlerin sadece askeri hedeflere yönelik olduğunu, sivil kayıpların ise silahların kötü kalitesinden ‘kaza sonucu’ kaynaklandığını söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Hamas liderlerinin açıklamaları, roket saldırılarının amacının gerçekten de sivilleri ve sivil objeleri vurmak olduğunu göstermektedir.”
Uluslararası kamuoyu Hamas’ı terör örgütü saymaktadır. Hamas terör örgütü değilse, birileri çıkıp PKK’nin, IŞİD’in, Boko Haram’ın, Taliban’ın ve El Kaide’nin de terör örgütü olmadığını iddia edebilir. “Mücahit”, “cihat” sözcüğünden gelir. İslami kaynaklara göre Allah yolunda yapılan mücadele ve savaşa cihat denir. Ama uygulamada başkalarının malını yağmalamak, insanları köle yapıp satmak anlamındadır... Başta Hz. Muhammed’in devletinde olmak üzere bütün İslami devletlerde cihat ve gaza, fetih anlamında kullanılmıştır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!