Özdemir İnce

Filenin Sultanları, başkaldıran insan

25 Temmuz 2023 Salı

Dine dayalı bir zihinsel yapının yarını, dahası bugünü yoktur. Bu zihinsel yapı için gelecek “şanlı geçmiş” ve öteki dünyadır. Ölümden sonra hayat düşüncesi ve taklit edilen, tekrarlanan geçmişe tutsaklık şimdiyi, bugünü zehirleyip yok eder.

Geleceği geçmişte arayanlar, yaşadıkları çağa dayanamazlar, dengelerini yitirip akıldan olurlar. Homo İslamicus denen varlık işte bu nedenle, çağının çağdaşı olamadığı dünya cennetini cehenneme çevirir.

Homo İslamicus’un zihinsel sorunları olduğu kadar cinsel sorunları vardır, bu nedenle kadın düşmanıdır. Varlığa, zenginliğe, saltanata, iktidara sahip olmalarına karşın yaşadıkları çağa düşmandırlar. Homo İslamicus Osmanlı döneminde de vardı, imparatorluğun yıkılışına yol açtı. 1920’lerde de vardı önce işgalcilere uşaklık etti, sonra Cumhuriyete düşman oldu. Artık palazlandığı için ideali olan, İran ve Afganistan rejimleri benzeri kadın düşmanı İmamokrasi’yi kurmak istiyor.

Spor yapan özellikle de takım sporu yapan kadın çağının çağdaşıdır, özgürdür ve kendi varlığının bilincindedir. Kendi kendinin mimarıdır. Ufkunu daraltan, oksijeni solumasına engel olan düzenlerde uyumsuz insandır. Çağının çağdaşı olmayan düzenlerde insanca eşit ortamda varolup yaşayamacağı için mutlaka başkaldırır. Başkaldırdığı, hayır dediği için, kendi varlığının bilincinde olduğu için uygar ve bağımsızdır. Homo İslamicus uygar, bağımsız ve özgür kadından korkar, onun karşısında iktidarsızlaşır; işte bu nedenle, anlattığım kadını temsil ettiği için Filenin Sultanları’ndan söz etmek istiyorum.

Filenin Sultanları anayasanın ilk dört maddesidir, anayasanın 174. maddesinin koruduğu devrim yasalarıdır, Medeni Kanun’dur, Öğrenim Birliği’dir (Tevhidi Tedrisat’tır)... Öncü ve öğretmen Cumhuriyettir Filenin Sultanları, eylemleriyle Türkiye’ye yol göstermektedir: Hayır de boyun eğme, karşı çık ve baş kaldır.1

Filenin Sultanları herhangi bir hoşgörüye sığınmıyor. İnanarak sahip çıktığı çağdaşlık ve uygarlık hakkını kullanıyor, pısmış topluma, özellikle de şu pısırık “sessiz çoğunluk”a örnek oluyor. “Haklarınıza sahip çıkın!” diyor!

Yaptıkları her blok, her smaç bu bilincin çarpıcı ve inandırıcı ifadesi. Aldıkları her sayı yobaz düzene, İmamokrasi’ye karşı kazanılmış bir sayıdır. Aldıkları her sayı, kazandıkları her set, her maç İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edenlere başkaldırı; kadın cinayetlerine, çocuk evliliklerine, kadını köleleştirmek isteyen hödüklere karşı isyandır.

Sporu, voleybolu taparcasına severler, onları varlıklarının, kimliklerinin oluşturucusu yapmışlardır ama başka bir kıyafetle, başı örten boneyle, kolları ve bacakları örten formayla kesinlikle sahaya çıkmazlar. Çünkü çağdaş olmak, kendisi olmak, özgür olmak kuşkusuz voleyboldan önemlidir. Varoluşcu anlamda, kendilerini kendi elleriye yapmışlar ve kendilerini yaratmışlardır. Hiçbiri figüran değildir, hepsi başroldedir. Zaten bunu kanıtladılar ve bir numaranın koltuğuna oturdular. Dilerim orada uzun süre kalırlar.

Filenin Sultanları sadece İtalya, ABD ve Çin’i değil aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi’ni iptal eden R.T. Erdoğan’ı da yendi. Şampiyon oldukları zaman, törelerimize uygun giyinmeyen cehennemlikleri kutlamak zorunda kaldı.

Başkaldırı, haklarının bilincine varmış bilinçli kişilerin işidir. Yaşamak, özgürce yaşamak bir bağış, bir sadaka değil bir haktır. Dünyaya geldiğimiz, yaşadığımız için kimseye şükür edecek değiliz. Dünyaya geldiğimize göre dünya bize, hepimize aittir. Seçmenhalk bunun bilincine varmalı, halinden şikâyetçi, aciz emekli kimliğini parçalayıp atmalı, kendi kaderine sahip çıkmalı ve kendi hükümetini kurmalıdır. Bu kurtuluş mucizedir ama mümkündür.

Düşünün, kişi başına ulusal geliri 9 bin dolar olan, enflasyonu yüzü geçmiş, uçan kuşa borçlu, fabrikaları ve limanları, karaları ve denizleri ipotek altında, üretip vergi verenler muhalefette, vergi vermeyen, üretmeyen, hazır yiyici asalakların iktidarda olduğu bir ülkenin, ulusal voleybol takımı, ulusal geliri 80- 100 bin dolar, enfasyonu taş çatlasa yüzde 8’i geçmeyen zengin ülkelerin takımlarını yenerek şampiyon oluyor. Bunu Filenin Sultanları, Cumhuriyetin kadınları başardı. Sıradan kadınlar değil Cumhuriyetin kadınları.

1Muhbirlere uyarı: Silahlı ayaklanma anlamında değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları