Özdemir İnce

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın işleri

20 Ağustos 2024 Salı

Deniz Ayhan’ın 19 Temmuz 2024 tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan haberinden aktarıyorum:

[Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) yayımladığı hutbede, beden mahremiyetine vurgu yapılarak kadınların yabancı erkeklerin yanında ve evlerinin dışında yüz, eller ve ayaklar hariç bedeninin tamamının örtülmesi gerektiği belirtildi. Hutbede, “Uzuvları belli eden dar ya da açık elbise giymek, Rabbimizin emaneti olan bedenin saygınlığını ihlal etmektir. Tesettür müminin süsüdür, fıtri gerekliliktir” denilmiş.

Nişan, nikâh ve düğünlerin de sade yapılması istenen hutbede, “Alkolün tüketildiği, mahremiyet sınırlarının ihlal edildiği düğün eğlencesi dinimizde yoktur” denilmiş.

“Müslüman takva sahibidir” başlıklı hutbede; giyim kuşam ve nikâh, nişan, düğün gibi törenlere ilişkin uyarılarda bulunularak şöyle denilmiş:

- Her insanın beden mahremiyeti vardır. Yüce dinimiz İslam, bu mahremiyetin zarar görmemesi için; bedenimizin örtülmesi gereken yerlerini örtmemizi, başkalarına teşhir etmememizi emretmiştir. Kadınlar için yabancı erkeklerin yanında ve evlerinin dışına çıkarken örtülmesi gereken yerler; yüz, eller ve ayaklar hariç bedenin tamamıdır.

- Erkeklerde ise göbek ile diz kapağı arasıdır. Uzuvları belli eden dar ya da açık elbise giymek, Rabbimizin emaneti olan bedenin saygınlığını ihlal etmektir. Tesettür Allah’ın emridir, kişisel bir tercih değildir.]

İçki, içkili-mişkili derken fetva pehlivan tefrikası gibi devam ediyor. Vikipedi’ye baktım aynı minval üzere yüzlerce fetva, yüzlerce hutbe... Sosyal adalet, emek sömürüsü, kadın cinayetleri, yoksulluk ve bunalım, adaletsizce adam kayırma, yolsuzluk, rüşvet, kalpazanlık türünden pespaye (!) konular bizlere ve siyasetçilere bırakılmış gibi...

DİB başkanının “Bütün çocuklar Müslüman doğarlar” iddiası üzerine TELE1’de yaptığım konuşma üzerine bana karşı açıp yitirdiği davada yaptığım savunmayı anımsadım: Orada, DİB başkanının İslami bir devletin yüksek memuru değil, laik bir devletin memuru olduğunu söylemiş ve DİB başkanı dahil bütün çalışanlarının anayasanın başlangıç ilkelerine, 2.maddesi ile 136.maddesine uymak zorunda olduklarını söylemişim. Bu yazıya konu olan “kadın kıyafetleri” üzerine hutbe de yukarıda sözünü ettiğim anayasa maddelerine aykırı. Sözlerimin anlaşılması için anayasamızın 136.maddesini buraya aktaracağım: Madde 136: Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.

DİB başkanının yukarıda bir bölümümü aktardığım cuma hutbesi, anayasanın gene yukarıda belirttiğim maddelerine karşı olduğu için suçtur. Ayrıca becerikli bir savcı, söz konusu hutbeye yönelik Ceza Kanunu’nun “HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU” ile ilgili 216. maddesinin 3. fıkrasını da uygulayabilir.

Ceza Kanunu’nun 216. maddesini burada ansak da uygulamak cumhuriyet savcılığının yetki alanına girer ki onu anmaktan başka bir şey elimizden gelmez. Ama yukarıda yetki ve sorumluluklarını yazdığımız DİB’ye bazı pratik sorular sorabiliriz: Türkiye kadın nüfusunun büyük bir bölümü söz konusu hutbeye aykırı giyinmektedir; ülkemiz nüfusunun en azından yüzde 25’i söz konusu hutbe aykırı olarak türlü çeşitli içki içmektedir. Allah gecinden versin, bu insanların cenazesini “Müslüman olarak” kaldırmayacak mısınız?

Hamas lideri Haniye’nin cenaze namazını DİB Başkanı Ali Erbaş elde kılıçla kıldırmış (Araplar dalga geçmekte); başkanlık da videoya çektiği töreni sosyal medya hesaplarında paylaşmış. Amma söz konusu video Facebook tarafından yayından kaldırılmış. Sayın Ali Erbaş bu hususta ne yapacak acaba?

Gazetelerin yazdığına göre 2024 yılında 91 milyar 824 milyon ve de 805 bin liralık muhteşem bütçesi ile altı bakanlığı geride bırakan DİB, bu parayı Monte Carlo’da kumara basarmış gibi harcadıktan sonra yüzü kızarmadan 4.4 milyar liralık harçlık istemiş.

Gazetelerin yazdığına göre DİB’nin başkan yardımcısı eşini kuraya sokmadan özel vize ile hacca götürmüş ve Mekke’de bir ay keyif çatmışlar ve başkan yardımcısı üstelik harcırah da almış.

Ayrıca müjdeli bir haber: DİB Başkanı Erbaş’ın değerli zevceleri hanımefendi beşinci kez kurasız hacca gitmiş. Gider ama masraflar kimin cebinden?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aradığımı buldum 8 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları