Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Devlet Bahçeli’nin tuhaf işleri
Devlet Bahçeli, bir süre önce “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağv edildiğini ilan etsin” çağrısında bulunmuştu.
Şimdi okurlardan kimileri “Ohooo, üzerinden çok zaman geçti, şimdi mi aklın başına geldi?” diye düşünebilir. Ben gazeteci değilim, kovboy gibi hemen silah çekemem! Peki, Behçeli’nin her zaman yaptığı gibi sol kolunu kılıç gibi indirerek verdiği emri Abdullah Öcalan dinleyip teslim bayrağını çekerek konuştu mu? Konuşmadı! O halde bu yazıyı yazmakta geç kalmadım.
Milliyetçi olup bir türlü “millici” olamadığı için AKP’ye istepnelik yapan MHP liderinin bu sözleri İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun da aralarında olduğu siyasiler ve halk tarafından epeyce sert bir üslupla eleştirildi.
Dervişoğlu’nun sözlerine MHP’den yanıt partinin genel sekreteri İsmet Büyükataman’dan geldi. Yazılı bir açıklama yapan Büyükataman, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla terörün, terörden beslenen odakların ve terörü besleyen küresel çetelerin tüm hesaplarını bozduğunu, Türkiye’nin ve Türk milletinin varlığını hedef alan odakları darmadağın ettiğini söylemiş.
Hamasete bak! Üç beş cümleyle Türk düşmanı bütün “şer ocakları”nın hesabını görmüş Devlet Bahçeli. Biraz daha konuşsa tamamı özür dileyip teslim olacak! Bu durumda TSK’ye ne gerek var!
Basının yazdığına göre Devlet Bahçeli’nin siyasi hayatı boyunca “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışından bir adım bile sapmadığını kaydeden Büyükataman, Bahçeli’nin, Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan, her zaman milletin ve devletin menfaatlerini önceleyen duruşuyla milletin takdirini toplamış bir lider olduğunu ifade etmiş.
Büyükataman, elbette benim gibi pişmiş aşa su katmayacak, genel başkanını pohpohlayacaktı. Bahçeli gibi Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan, her zaman milletin ve devletin menfaatlerini önceleyen duruşuyla milletin takdirini toplamış başka bir lider mi var ülkede? Elbette yok! Ecevit ve Erbakan önce davranmasaydı Kıbrıs’ı mutlaka Devlet Bahçeli işgal edecekti.
Bahçeli’nin ifadelerinin gayet açık ve net olduğunu, Türkiye’nin terörle mücadelesinden taviz olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayan Büyükataman, terör belası tamamen temizlenene kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin mücadelesinin süreceğini bildirmiş. Ömürlerini siyasi rant peşinde tüketenlerin, MHP’nin duruşunu idrak edemeyeceğini belirten Büyükataman, Devlet Bahçeli’nin, bu tarihi duruşuyla ABD ve İsrail’in Türkiye’yi hedef alan büyük komplosunu çürüttüğünü, Kandil ve ABD’nin sinsi ve kanlı tezgâhını dağıttığını dile getirmiş. Ama AKP’yi memleketin başına bela ettiğini unutmuş.
Bir şair olarak kuşkusuz “söz” ve “sözcükler”in büyük gücüne inanırım. Ama bir tek cümle ile ABD ve İsrail’in Türkiye’yi hedef alan büyük komplosunu çürüten, Kandil ve ABD’nin sinsi ve kanlı tezgâhını dağıtan Devlet Bahçeli’nin bir “Hz. Hızır” olduğu abartısına amin diyemem.
Ancak “Terörist başının tecridi kaldırılırsın, DEM Parti grup toplantısına gelip konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağv edildiğini ilan etsin” buyuruyor sayın Devlet Bahçeli. Bu bir emir mi yoksa temenni mi? Apo neden böyle bir şey yapsın? Herhangi bir zorunlu durum mu var? Nasrettin Hoca’nın koyunları gibi.
Nasrettin Hoca parasını geri istemek için defalarca kapısını çalan alacaklısına kapıyı açmış, “Yakında. Yakında paranı ödeyeceğim” demiş.
- Ne zaman?
- Dinle bak... Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim.
- Eee?
- Bu tohumlar ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak.
- Peki anladım, ya sonra?
- Bu caddeden çok koyun sürüsü geçer. Geçerken, geçen koyunların yünleri çalılara takılacak. Ben de yünleri toplayacağım. Bizim hanım bunları eğirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara götürüp satacağım ve paranı geri ödeyeceğim.
Adam bu plan üzerine kahkahayı basar. O zaman hoca, der ki “Parayı peşin görünce nasıl da gülersin değil mi, seni köftehor seniii...”
Nasrettin Hoca’yı boşverelim! Diyelim ki Apo, Devlet Bahçeli’nin bu talimatına bir “Başüstüne!” çekip geldi ve DEM Parti grup toplantısında konuştu, terörün bittiğini, örgütün lağv edildiğini açıkladı. O zaman Kandil, yıllardır tecritte yaşayan Abdullah Öcalan’ın delirdiğini ilan edip onu “hacir altına” almaz mı? Unutmayalım ki Abdullah Öcalan bir Nelson Mandela değil! Devlet Bahçeli’nin muhatabı Kandil! Haydi bakalım!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!