Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeni İstifalar ve İçselleşmiş Tabi Olmak
Halet Çambel, Bozkurt Güvenç ve Ayhan Çavdar’la birlikte, Türkiye Bilimler Akademisi’nden istifa edenlerin sayısı 59’a ulaştı. Ayhan Çavdar, Akademi’nin ilk 10 kurucu üyesi arasındadır. İlk genel kurulda ilk başkanı seçildi, dört yıl sonra ikinci kez başkanlığa seçildi. Daha sonra, Akademi’nin şeref üyeliğine geçti... \n
\nDiyor ki: “Türkiye’nin en saygın bilim insanlarını kucaklayan Akademi’nin akıl ve bilimi önde tutan koşullardan uzaklaştırılmak istenmesini ve keyfi tercihleri kabul etmediğim için istifa kararı aldım..” \n
\n***\n
\nTürkiye üniversiteleri zaten siyasi iktidarın boyunduruğu altına sokuldu. “Türban konusunda zorluk çıkaran 30-35 öğretim üyesini izliyoruz” biçiminde verdiği demeçten ve bazıları hakkında soruşturma açtıktan sonra, “Üniversitelerin İnzibat Başısı” unvanını alabilecek kıvama gelen başkanların güttüğü üniversitelerinden çok cılız sesler yükselebiliyor. O da yerleşik kimliklilerinden. Şüphesiz ki bazı öğretim üyeleri derneklerini unutmuyoruz... Onlar da olmasa, hüküm süren büyük sessizliğe bakarak, bu ülkede akademisyen var mı diye soracağız...\n
\nÜniversitelerarası Kurul’da da doçentlik için ancak “akademik yükseltme yağması” denebilecek kurullar oluşturulduğunu, Hürriyet’te Yalçın Doğan’ın yazısından öğreniyoruz! Bu iş tamamen, iktidar/cemaat lehine layığı ile yerine getirebilecek ve gereğini yapabilecek birtakım “güvenilir” yeni üniversitelere verilmiş!\n
\nTürkiye’de akademisyenlik unvanı, bugüne kadar görülmemiş biçimde, kılıfına uydurulmuş yağmalama dönemine de sokuldu! Türkiye, yüzü aşkın yeni “üniversite” açısından bakıldığında “akademik karanlık çağa” girdi denebilir ve buna yol açanların Türkiye üniversiteler tarihinde çok özel bir yerleri olacaklarını kestirmek zor değil.. \n
\nBu iş öyle, köpeği ve motosikletiyle gazetelere sık sık magazin haber servisi vererek, toplumda sevimlilik parsası toplamaya benzemez... \t\n
\nÜniversitelere giriş sınav rezaletlerinin bile hesabının verilmediğini de bellek unutmaz... Yarın, cemaat ve iktidar yandaşlarından kaç on bin kişiyi haksız yere üniversitelere soktunuz diye, birilerinin hesap soracağını da unutmamanız gerekir... \n
\nBurası Türkiye kardeşim! Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner...\n
\n***\n
\nBöyle bir üniversite ortamında, TÜBA’nın masum kalabilmesi mümkün olmazdı. Nitekim iktidar kılıcını indirdi!\n
\nBurada üzerinde durmamız ve anlamaya çalışmamız gereken bir nokta, TÜBA’da kalmayı yeğleyecekler olursa, onların ruh ve düşünce halleridir. Bu cuma günü yayımlanacak CBT’deki Gündem yazımda şöyle yazdım:\n
\n“İktidar, toplumun bütününü, her yeri, her şeyi, sürü halinde güttüğü binlerceyle, on binlerceyle işgal ediyor! Hiçbir şey geride bırakmamacasına! Akil ve özgür beyin, en azından bu büyük işgal karşısında, siyasi taraf tutmayı bir kenara bırakarak, iktidar kalabalığına karışmadan, kendi benliğini ve birey olarak varoluşunu korumayı düşünmelidir, derim..”\n
\n***\n
\nPeki, bu tam gerçekleşemiyorsa, neden? \n
\nİnsanlarımızın ruhuna ve düşünce yapısına, Osmanlı’nın tebaa geçmişi önemli ölçüde hâlâ egemendir. Bunun nedeni, iktidarların (sivil ve tabii ki askeri de!), her zaman baskıcı, her şeyi devlete ve hükümetlere bağlı tutan, onlar aracılığıyla işlerin ancak gerçekleştirilebileceği düşüncesini içselleştiren siyasal ve sosyal bir ortamı egemen kılmalarıdır. \n
\nÖzetle, iktidar yapıları, sivil (hükümetler ve devlet dışı) güçlerin örgütlenmesine ve gerçekleşmesine, dolayısıyla demokratik bir ortamın gelişmesine olanak tanımamıştır. \n
\nBu bakımdan, Türkiye Bilimler Akademisi’nden bazı üyelerin, iktidarın siyasi operasyonuna boyun eğmesini, salt “hükümet yanlılığı” ile açıklamak doğru değildir!\n
\nBunlar arasında şüphesiz ki, çeşitli nedenlerden kaynaklanan hükümet yanlılığı da vardır, ama bunlarda bile şu düşünce içselleşmiştir:\n
\na) Devlet, siyaset desteği olmadan Akademi olmaz, yürümez; \n
\nb) Akademi ancak devlet tarafından kurulursa Akademi olur; sivil, kendi başına bir akademi olmaz... \n
\nBu, tamamen, baba (devlet/iktidar) erkil görüşlerin egemenliğidir; bu bakışın en yetişkin olması gereken beyinleri de esir almasıdır...\n
\nBen yakıştıramıyorum ama bir yazarımızın sık kullandığı deyimle; “Burası Türkiye abicim..”\n
\n\n
\nOkur Notu, Akın Sinanoğlu: “Sayın Bursalı, kimlerin istifa ettiği ya da edeceğini değil de kalanların listesini yakın zamanda yazarsanız daha isabetli olur sanıyorum.”
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- İhraç talebi ile disipline sevk iddiası!
- CHP'den 'İmamoğlu' çağrısı
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- Çok konuşulacak 'Kabine değişikliği' kulisi
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü