Yargıtay'ın İfade Özgürlüğüne Desteği

23 Mayıs 2012 Çarşamba
\n

Alışkanlıklarımızdan vazgeçmeye; saplantılarımızı değiştirmeye hazır mıyız?

\n

Değiliz diye yanıt verecekler, ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun bebek katili ya da 30 bin kişinin katili olarak görmeye şartlandığı Öcalan için, bazı Kürt asıllı yurttaşların Sayın diye seslenmesini suç saymıyor.

\n

İşlediği eylemler nedeniyle İmralı Adasında ömür boyu ağır hapse hükümlü olan Öcalanla ilgili gibi görünen karar; aslında ifade özgürlüğünün sınırlarını açtığı için, biz Öcalan karşıtları açısından da önemlidir.

\n

Kaç kişi, üstelik yargının haklarında bir duruşma bile yapmadığı ya da Cumhuriyet savcılarının polis fezlekelerine dayanarak verilen terör eylemleri savı ile suçlanarak Silivri zulümhanesinde tutukludurlar?

\n

Onların cezaevlerindeki durumlarını birebir görmüş, kendilerinden dinlemiş birisi olarak; zaman zaman; adlarına terör suçlarına bakmak için oluşturulmuş Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerindeki davalar nasıl biterse bitse de, şu şüphelidenilenlerin dosyaları bir an önce nihai karar için Yargıtaya gitmiş olsa diye düşündüğümü biliyorum.

\n

Hangi aşamasında olursa olsun Türk adalet sistemine beslenilen güvenin ne yazık ki sarsıldığını, anketleri yanıtlayan geniş halk kitlelerinin verdiği yanıtları okuyarak öğreniyoruz.

\n

Kuşkusuz o yanıtları dikkatle okumaları gerekenlerin ön safında Adalet Bakanı da, HSYK kurumunun mensupları da, bizzat hâkim ve savcılar da olmalıdır.

\n

Yönettikleri duruşmaların dosyaları iktidarın emrindeki polis tarafından hangi amaçlarla hazırlanmış olursa olsun, önünde sonunda ifade özgürlüğü şemsiyesi altına sığınmış bir masumu suçlu yapabilir. Ya da üzerine yapıştırılmak istenilen terörist yaftasını çıkarıp atmasına yardım edilebilir.

\n

Öğrenmek istediğim, ifade özgürlüğü gibi günümüzün en kutsal kavramını kullanmış gazetecilerin, öğretim üyeleri ya da öğrencilerin hürriyetlerine kavuşacakları sorusuna verilebilecek yanıttır.

\n

..Ve elbette, ifade özgürlüğü değil, terör eylemidir denilerek onlarca suçsuz yurttaşın, siyasal iktidarın acımasız anlayışının kurbanları olarak, maruz kaldıkları işlemlere ne zaman son verileceğidir?

\n

Bir Büşra Ersanlı ya da Ayşe Berktay ne zamandan beri tutukludur? Balbay, Özkan ya da Diyarbakırın ünlü cezaevinde yatmakta olan Kürt gazeteciler Vedat Kurşun, Ruken Ergün, Ozan Kılıç gibiler nicedir parmaklıklar arkasındadırlar?

\n

Müyesser Yıldız daha kaç gün kaplumbağa sırtında TÜBİTAKtan gelecek yanıtı bekleyecektir?

\n

Bir ülkede ifade özgürlüğünün varlığı ya da yokluğu, siyasal iktidar sorumlularının kürsülerdeki nutuklarının desibeli ölçülerek değil; sıradan yurttaşların yazılarına, konuşmalarına ambargo uygulanıp uygulanmaması ile belirlenir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları