Hatay'da Neler Oluyor?

14 Eylül 2012 Cuma
\n

\n

1 Eylül Dünya Barış Gününü kutlamak isteyen Hatay İnsan Hakları Derneği üyelerinin arasına karışan ve Suriye diktatörü Esadın posterlerini taşıyan bir grubun taşkınlığı Vali Celalettin Lekesizin, il sınırları içinde bu tür gösterileri yasaklamasına neden olmuştu.

\n

Yasaklamayı, ifade özgürlüğü açısından doğru bulmadığımız için Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyelerinden arkadaşlarla birlikte üç günümüzü, Antakyada geçirdik.

\n

En sonda söyleyeceğimi yazının başına taşıyarak Hatay ekonomisinin büyük bir deprem içinde olduğunu belirtmeliyim.

\n

Bayramlarda 40 - 50 bin kişi, birbirleri ile kucaklaşarak bavul ticaretini hareketlendirirken, Hatayda yetişen sebze ve narenciye karayoluyla Rusya ve Körfez ülkelerine, hatta Güney Afrikaya dek gönderiliyormuş. Suriyede yetişen taze meyve, sebze ve pamuk dışsatımında da Türk taşımacıların büyük pazarının yerinde yeller eser duruma düşülmüş.

\n

Ankaranın kısa bir süre önce Kardeşim Esed sevdasını içeren ve iki devlet tek milletli söylemi, ortak Bakanlar Kurulu oluşturma, Asi Nehri üzerinde ortak bir baraj yapma projeleri bakın bugün ne hale gelmiş:

\n

Suriyede Esada karşı başlayan ayaklanmanın Amerikanın öncülüğünde İngiltere ve Fransanın da desteğiyle yapıldığı kanısı, bu güney ilimizin kamuoyunda büyük bir taraftarca paylaşılıyor.

\n

Ayaklanmanın bel kemiğini Sünni bir grup Suriyeli asker oluşturuyor. Ama onlara Çeçen, Afganistanlı, Libya ve Suudi Arabistanlı milisler de katkı yapıyormuş. Bu milislere geceleri Antakya parklarında da rastlamanın olası olduğu anlatılıyor.

\n

Kentin varoşlarında bulunan Çınaraltı Et Lokantasında geçen bir olay sığınmacı milislerin ruh halini göstermeye yeterli olmalı:

\n

Lokantaya gelen milis görünümlü bir grup, masalarına servis yapmak için hazırlanan genç kadını tersleyerek ..pis Alevi sen çekil bir erkek gelsin derler.

\n

Müşteri isteği olumlu karşılanır. Erkek garsonun hizmeti sonunda yedikleri yemeğin ücreti olarak 180 lira istenir.

\n

40 lira vererek ayrılmak isteyen milisler paranın üstünün Tayyipten alınmasını öğütlerler.

\n

Haklı olarak, olayın polise yansıtılıp yansıtılmadığını öğrenmek isteyenlere yanıt vereyim.

\n

Polis, asayişsizlik olaylarına karışan Suriyeli sığınmacılar için yapılan başvurulara ne yazık ki çaresizdir”.

\n

O çaresizliği Hatay Tabib Odası Başkanı Dr. Selim Matkaptan dinleyelim:

\n

Sığınmacıların arasında uyuşturucu kullanan ve kriz geçirirken kollarını kesenler de var. Bunlar acil hastası olarak hastanelere gelince, hekimlerin hastane polisini bilgilendirmeleri yasal zorunluluktur. Bu zorunluluğu yerine getirmek isteyen meslektaşlarımıza polis Suriyeli sığınmacılara karışamayız diye yanıt veriyor.

\n

Hatay Sanayici ve İşadamları Derneğinin Başkanı Gülay Gül, Kapıkuleden sonra ülkemizin en büyük ikinci kapısı olan Cilvegözü kapısının da can ve mal güvenliği açısından tehdit altında olması yüzünden durgunluk yaşadığından dertli. Ortadoğu ve Güney Afrika kapısını bile bile kapattılar diyor ve devam ediyor:

\n

İşadamları olarak Lübnana gittik, Beyrutta bir Hatay Fuarı oluşturup sıkıntımızı hafifletmek istedik.

\n

İranla ticaretin ambargo altında olması da bölgemizdeki durgunluğa büyük etki yapıyor. Bu ambargo mutlaka ve bir an önce kaldırılmalıdır.”

\n

Ankaranın ayaklanmacılara lojistik destek verdiği, Türkiyenin resmi politikası olarak zaten yeterince açık ve şeffaf.

\n

Kentte, bıyıksız ama uzun sakalları ile El Kaide örgütü mensuplarının kol gezdiğini de anlattı Gülay Hanım.

\n

Nakliyeciler Derneği Başkanı Salih Demirbilek, Cilvegözünün kapalı olması, can ve mal güvenliğinin bulunmaması üzerinde duruyor. Ro-Rolarla yapılan yaş sebze meyve ulaşımının eskiden beş günde yapılırken, şimdi Süveyş üzerinden ancak 22 günde tamamlandığı için, çürüme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını anlatıyor.

\n

Ankaranın bu desteğe balıklama dahil olması Hatayın dışsatımını da, dışalımını da adeta durma noktasına getirmiş, HASİAD Hataylı Sanayici ve İşadamları Derneğinin başında tam bir Cumhuriyet kadını olan Sayın Gülay Gül, gecesini gündüzünü ekonomiyi durağanlıktan kurtarmanın çaresini bulmak için adeta seferber etmiş.

\n

Ne kadar azimli de olsa, bir ya da birkaç kişinin elinde o durağanlığı yeniden hareketli duruma getirmesinin gücü yetmez elbette.

\n

Esadın Baasçı olduğunu sanki yeni öğrenmiş gibi Suriye liderini kardeşlikten reddetmesi istenilen Başbakan, ABDnin bu isteğine de Eyvallah demiş. Ne ki Halep orada ise arşın burada hesabı, acımasız şiddet politikası ile Esad isyanı bastırmış durumda görünüyor.

\n

Varsayalım ki Esad yönetimi bıraktı. Yerine kimin geleceğini de gelecek olan kişinin El Kaideciler olmayacağını güvence altına alacak otorite hangi başkentin elindedir?

\n

Atatürkün kırk asırlık Türk yurdu olarak tanımladığı Hatayın politika penceresinde üç gün konuk izleyici olan bir gazetecinin izlenimleridir yukarıda okuduklarınız.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları