Ergenekon Davası Final Aşamasında...

30 Kasım 2012 Cuma

Cumhuriyetin dünkü manşeti olmasaydı kaçımızınHayata Dönüş katliamını protesto amacıyla 2 yıl önce Galata Kulesine pankart açtıkları içinBaran Kuzey Yıldırım, Aygün Kumru ve Cihan Bilgin adlı delikanlıların F tipi hücrelerde tutukluolarak unutulmuş olduğundan haberi olacaktı ki?..

\n

Üyesi oldukları söylenilen DHKP-C Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesiadlı örgütün, şiddete yönelik eylemleriyle 12 Eylül 1980 öncesinin olaylarında etkili olduğu biliniyor. O terör olaylarına karışanların içinde yargılanıp suçlarını cezaevlerinde çekenlerin önemli bir bölümünün bu gençlik heveslerinden pişmanlık duydukları; günümüze aralarında boy vermiş işadamlarının olduğu da çoğumuzun anılarındadır.

\n

Özellikle 2006dan bu yana PKK dışında hiçbir örgütün şiddet eylemi yapmak için alanlara çıktığını görmüyoruz.

\n

Yazının başında sözünü ettiğim ve DHKP-Cli oldukları söylenilen gençlerin eylem için kullandıkları araç; silah hatta molotofkokteyli bile değildir.

\n

Kentin birçok yerinden görünebilsin diye çıktıkları Galata Kulesinden sarkıtılan protesto pankartları şiddet içermeyen, saldırı amaçlamayan tam anlamı ile görsel bir ifade özgürlüğü aracıdır.

\n

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türk yargıcı Işıl Karakaş geçen hafta sonunda İstanbulda bir otelde Fredrich Ebert adlı Alman Vakfınca düzenlenen panelde yaptığı konuşmada ülkemizde, terör suçlaması ile kişilerin ifade özgürlüğü haklarını ayıramayan savcı ve hâkimlerimize umarım yararlanacakları dersler vermiş...

\n

Ne yazık ki izleyemediğim bu panelden alıntılar değerli arkadaşım Sedat Erginin dünkü yazısında yer almıştı.

\n

Sayın Karakaş, konuşmasında AİHMnin İfade şiddet kullanmaya, silahlı direnişe teşvik etmiyorsa ceza hukuku ile kısıtlanmamalıdıriçtihadını hatırlatmış ve hemen ardından işlenmiş olan bir suçu ya da işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimsenin, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını öngören TCKnin 255inci maddesinin çok muğlakolduğundan söz etmiş.

\n

Adalet Bakanlığının bir süreden beri numaralayarak kamuoyuna açıkladığı yargı paketlerinde 255inci maddenin yerini muhafaza etmekte olduğunu öğrenmek, dikkat çekici olmalıdır. Böylesine karmaşa içinde bir madde yerini korurken yargıçların verecekleri karar sadece sanıkları değil, tarihi bir yargılamada karar sahibi olan hâkimleri de meslek sicilleri açısından etkileyecektir.

\n

Bazıları, bir AİHM yargıcı Türk yurttaşının, uzak diyarlardan içişlerimize bu kadar yakınlık duymasına anlam vermekte zorluk çekebilirler.

\n

Şayet önüne geleni Terörle Mücadele Kanunu kapsamına dahil ederek hadlerini bildirmealışkanlığımızın AB dünyasında ne kadar ayıplanmakta olduğunu bilerek kendimize çekidüzen vermek istiyorsak, Işıl Karakaş ve benzeri uyarıcıları can kulağı ile dinlemek Adalet Bakanlığının birincil görevleri arasında olmalıdır.

\n

Değerli AİHM yargıcımız görev yaptığı ...Sonuçta bir gazeteciyi, üçüncü kişinin söylediklerinden dolayı mahkûm ederek toplumda tartışmayı engellemiş oluyorsunuz. Bu da ifade özgürlüğü bakımından kabul edilemezşeklindeki 2010 Türkiye kararını hatırlatıyor.

\n

Olanların özeti yine Bayan Karakaşın sol örgütleriçin verilmiş olan yargı kararları için yapmış olduğu değerlendirmeden ...sert tonlar taşısa da bunlar basmakalıp sol sloganlar. Ceza ağır, orantılılık ilkesi yokşeklindeki alıntılardır.

\n

Silivride Ergenekon davasına bakan savcıların davayı sonuçlandırmak için hızlandırma gerekçesi ile sanıkların soruşturmanın genişletilmesi yolundaki isteklerinin topluca reddi yolunda harekete geçmiş olmalarının altında ne var?

\n

Bunu çözmek kolay, dahası olası da değil. Zira bu doğrultuda Basın Konseyi heyetleri olarak cezaevi ziyaretlerinde kendileri ile görüştüğüm Balbay ve Özkanın politik olan bu dava için çoktan karar verildi şeklindeki önyargılarını gidermek hâkimlerin görevidir.

\n

Önümüzdeki ilk duruşma cumhuriyet savcılarının esas hakkındaki görüşleri ile nasıl bir aşamaya girecektir. Şüpheliler arasındaki gazeteciler, hatta bugünkü hükümet kadroları ile omuz omuza çalışmış bir eski Genelkurmay Başkanının nerede, ne zaman ve hangi şiddet olaylarında parmağı bulundukları çok inandırıcı kanıtlar ile ortaya konmaz ise, söz konusu dava da nihayetinde AİHM yargıçlarının önüne gelecektir.

\n

Bu nedenle Ergenekon davasını yürüten hâkimlerin AİHMnin Türk yargıcının hatırlatmalarını dikkatle izlemiş olmaları, kendi mesleki sicilleri açısından da önemli olmalıdır.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları