Olayların Ardındaki Gerçek

TÜSİAD’ın Önemli Görüşü ‘Sistem Çöktü’

15 Şubat 2025 Cumartesi

Türkiye’nin en büyük şirket ve sermaye gruplarının temsilcisi Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) genel kurulunda iktidarın karar ve uygulamaları sert bir biçimde eleştirildi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras, konuşmalarında “sistem çöktü” mesajını verdiler.

Kartalkaya yangını, İliç madenindeki aymazlıklar, kayyum atamaları, tutuklamalar, ihraç edilen teğmenler ve Devlet Denetleme Kurulu’na verilen son yetkiler dahil tartışmalı konulara değinen TÜSİAD temsilcileri, iktidarın uygulamalarını eleştirdiler. Yapılan konuşmalarda Türkiye’de hukuka karşı güvenin sarsıldığı da belirtildi.

TÜSİAD’ın toplantısında başkanların konuşmalarında ileriye sürdükleri konuların temel özeti şöyledir:

* Yanan, çöken binalar değil sistemdir.

* Tutukluluk istisna değil kural haline geldi.

* Politikacılar, iş insanları ve gazeteciler sorgulanıyor, tutuklanıyor. Teğmenler ordudan ihraç ediliyor.

* Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) verilen yetkiler hukuka aykırıdır.

* Kadın cinayetleri ve çocuk tacizlerinin sonu gelmiyor. 

* Eğitim sistemi siyasetin ve tarikatların etkisinden kurtarılmalıdır.

* Suiistimal ve kayırmacılık yaygınlaştı.

* Liyakat, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı şarttır.

* Hukukun üstünlüğü oluşmadan ne ekonomide ne toplumda ne de iç ve dış politikada sorunlar çözülemez.

AKP siyasal iktidarı, hukuk devletine aykırı olan uygulamalara karşı eleştirilerin sadece muhalefet partileri tarafından yapılmasını istiyor. Demokrasi savunmasının genişlemesi, sivil toplum örgütleri tarafından ele alınmasından rahatsız oluyor.

Bu nedenle TÜSİAD’ın bu önemli çıkışına karşı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hiç beklemeden “Türkiye eski Türkiye değildir” diye karşılık verdi. Tunç’un açıklamasında Türkiye’de kuvvetler ayrılığı olduğunu belirtmesi, tüm dünyada ve konuyu bilenler nezdinde bir “gülümseme”ye neden oldu.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise TÜSİAD’ın eleştirilerinden memnun olmadığını belirtti ve TÜSİAD’ın “kötü sicilini geride bırakmak için çaba gösterdiğini” ileriye sürdü. Oysa TÜSİAD’ın 1980 öncesi o çıkışlarının üzerinden neredeyse yarım asıra yakın bir zaman geçmiştir. Köprülerin altından çok su akmıştır. AKP iktidarının temel politikalarını eleştiren TÜSİAD’a karşı şiddetli saldırının devam edeceği anlaşılıyor.

Dün TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras hakkında jet hızıyla “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “gerçeğe aykırı bilgiyi yaymak” suçlarından soruşturma başlatıldı.

Yandaş gazeteler, TÜSİAD’ı adeta topa tutuyorlar. Bakanlar konuşmalarına TÜSİAD’ı eleştirmekle başlıyorlar.

Demokrasi sadece belli aralıklarla yapılan seçimler değildir. Demokrasi güçler ayrılığı ilkesi gereği yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrıldığı ve birbirini denetlediği, hak ve özgürlüklerin hukukun koruması altına alındığı, hukukun üstünlüğü ilkesinin her konuda titizlikle uygulandığı bir siyasal rejimdir.

Demokrasi sadece muhalefet partilerinin, aydınların ve gazetecilerin savunması ile ayakta kalamaz. Demokrasiyi sivil toplum kuruluşları, sendikalar, aydınlar ve özellikle toplum içinde yer alan burjuva sınıfının savunması gerekir. Çağdaş toplumlarda demokrasiyi savunmak, halkın ve tüm sivil toplum kuruluşlarının görevidir.

Demokratik hakların korunması için yapılan her konuşma, her savunma, her hareket temelde demokrasinin güçlenmesini sağlar. Demokrasi: Onu koruyan ve savunan fertler, kuruluşlar eliyle güçlenir ve yaşar.

İşin özü şudur: TÜSİAD, iktidarın uygulamalarına etkin ve cesur bir tavırla eleştiri yapmıştır. Hukukun üstünlüğünün sağlanmasını istemiştir. Tutukluluğun istisna olması gerekirken kural haline geldiğini belirtmiştir. Seçilmişler yerine atanmışların göreve getirildiğini, eğitim sisteminin, siyasetin ve tarikatların etki alanı içine girdiğini, liyakat ilkesinin dışlandığını ve nepotizmin yaygınlaştığını belirtmiş, kamu ihalelerinin denetiminin ve adaletinin titizlikle sağlanmasını istemiştir.

Bu cesurca savunma karşısında şimdi TÜSİAD’ı desteklemenin zamanıdır. Batı demokrasilerinde herkes, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, barolar ve özellikle burjuva sınıfı demokrasiyi savunur. Hukuk dışı davranışları eleştirirler. Şimdi hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmek için birlikte olma zamanıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları