Geçen hafta, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, enflasyondaki risklere dikkat çekerek Merkez Bankası’nın yüzde 17 düzeyindeki politika faizinde indirimin bu yıl, uzun bir süre gündeme alınmasının mümkün olmadığını söyledi.

Burada anahtar nokta, “Uzun süre faiz indirimi yok” cümlesidir.

Merkez Bankası Başkanı Ağbal’ın bu açıklaması, iç ve dış ekonomi ve mali merkezleri için verilmiş önemli bir mesajdır. Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu ekonomik koşulların zorunlu kıldığı bir açıklama olarak değerlendirilmelidir.

Ancak, Merkez Bankası Başkanı Ağbal, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çelişkili bir noktaya gelmiş bulunuyor.

Geçen 2020 yılını anımsayalım.

Cumhurbaşkanı “Benim uzmanlık alanım ekonomidir” demedi mi?

Cumhurbaşkanı, ardından “Faiz sebep, enflasyon neticedir” demedi mi?

Bu söylemini, kamuoyu önünde defalarca tekrarlamadı mı?

Hatta geçen hafta, esnafla konuşurken yüksek faizin çok tehlikeli olduğunu söylemedi mi?

Bu durumda, Cumhurbaşkanı yüksek faizi yerden yere çalarken “Uzun süre faiz indirimi yok” diyen Merkez Bankası Başkanı arasında bir çelişki doğmuyor mu?

Aslında, Merkez Bankası Başkanı Ağbal ve ekibinin şu ana kadar ekonomi ve mali yönetimi, disiplin altına alma yönünde ekonomi biliminin temel kuralları içinde hareket ettiğini kabul ediyoruz.

Hiç kimse yüksek faiz politikasını onaylamaz. Ancak geçmiş yılların kötü ekonomi ve mali yönetimi, faizle oynayarak Merkez Bankası rezervlerini eritti. Enflasyonu artırdı. Yıllarca izlenen kötü mali politikaların yarattığı birikimi dengelemek için disiplinli bir mali yönetimin, ekonomi biliminin temel kurallarından ödün verilmeden uygulanması gerekiyor.

Ancak piyasalarda tedirginlik olduğu da açıktır. Şimdi bunun gerekçelerini ortaya koyalım.

Her konunun başı olan ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin de başı olan, “Benim temel alanım ekonomidir” diyen Sayın Cumhurbaşkanı, “faizi yüksek tutuyorsunuz” gerekçesiyle önceki Merkez Bankası başkanları Murat Çetinkaya ile Murat Uysal’a uyguladığı yöntemi Ağbal’a da uygularsa ne olacak?

Ekonominin düzelmesi için doğru ve gerekli kararların alınması, uygulanmaya konulması ne kadar önemliyse, ekonomiyi yönetenlerin de en üst makamdan Merkez Bankası ve Maliye Bakanı’na kadar, piyasaya güven vermesi o derece önemlidir.

Bugünlerde, “Benim alanım ekonomidir”, “Faiz sebep, enflasyon neticedir” cümleleri ne kadar az duyulursa ekonomi o derece iyiye doğru yürüyecektir.