Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yerel gazeteciliğin dünü, yarını - UMUT ÖZKAN
Ankara’da bir dönem yerel bir gazete çıkarıldı. Adı Ulus’tu. Sakın o tarihi Ulus ile karıştırılmasın. 1980’li yıllarda Ankara’da çıkan Günaydın grubuna ait bir yerel gazeteydi. Akşam 7-8 gibi erken baskı yapar, sabah da bayide satılırdı. Başkentin yerel sorunlarını okura taşırdı. İmardan ulaşıma kadar birçok soruna orada çözüm aranırdı. Geçen ay bir toplantıda, gazetenin okur köşesi “Karga Bana Dedi ki”nin yazarı eski RTÜK Başkanı gazeteci Nuri Kayış’a rastladım, biraz sohbet etme olanağı bulduk. Nuri Kayış, gazeteciliğe 1980 öncesi Son Havadis gazetesinde başlamış, daha sonra Haldun Simavi’nin sahibi olduğu Ankara’da çıkan yerel gazete olan Ulus’ta yöneticilik yapmış. O dönem Rüzgârlı’da ufak bir gazete bürosunda tirajı 20 binleri bulan bir gazeteymiş.
GEÇMİŞTEN BİR ANI
Gazeteci Kayış’a Ankara’da yerel gazeteciliği sordum, o anlattı. Kayış, Ulus gazetesinin o dönem Ankara’nın tek yerel gazetesi olduğunu, Ankara’da büyük bir hava kirliliği olduğunu, hatta elçilerin hava kirliliği tazminatı aldıklarını, şimdi böyle bir sorun bulunmadığını; Ankara’da ulaşımın metro ile sağlandığını, kanalizasyon sorunun o güne göre daha az olduğunu çünkü bugün her şeyin yenilenmiş durumda olduğunu söyledi. Kayış, o zamanlar kanalizasyon, ulaşım gibi şikâyetlerle çok fazla okur mektubu geldiğini, bugün o sorunların azaldığını gözlemlediğini; insanların sürekli siyaset haberleri dinlemekten bıktıklarını, insanların artık yerelde yeşil alan varlığını, ulaşımda getirilen yenilikleri, imar sorununun kalmadığı bir yaşamı, temiz bir çevre ile ilgili yaşadıkları yerdeki değişiklikleri görmek istediklerini ve bu yüzden yerel haberlerin çok önemli olduğunu söyledi ve devam etti, “Ulus gazetesinde haber müdürüydüm. ‘Karga Bana Dedi ki’ adlı bir köşe vardı. Bu köşe önce gazetenin ortak köşesiydi. Okur sorunları buraya aktarır, sorun burada yayımlanır, yayımlandıktan sonra okurun sorunu çözülürdü. Gazeteye bir açıklama gelirdi. Ben gazetede haber müdürü olduktan sonra köşe benim imzam ile çıkmaya başladı.”
Kayış, gazeteciliği sırasında Süleyman Önder’in, Mehmet Altınsoy’un ve Karayalçın’ın dönemlerine tanıklık etmiş. Unutamadığı bir anısını da şöyle anlattı: “Darbe olmuştu, Albay Süleyman Önder Ankara Belediye başkanı olmuştu. Belediye Basın Bürosu’ndan bize zaman zaman basın bildirisi gelirdi. Onu bir zabıta daktilo ile yazılmış bir metin ve bir siyah beyaz fotoğraf ile bize getirir, biz de onu haber yapardık. Ama bu sefer öyle olmadı. Albay Önder sabah tüm basını aramış, haber müdürlerinin katılacağı bir programı olduğunu söylemişti. Bu Ankara Hali ziyaretiydi. Hepimiz sabah 09.00’da Ankara Hali Ulus Kapısı girişinde olduk. Albay Süleyman Önder tek tek esnafı ziyaret ediyor. Etiket kontrolü yapıyordu. O sırada bir elma tezgâhında etiket görmedi. Orada pazarcıya ‘Neden etiket yok’ diye sordu. Pazarcı cevap vermeden Önder hızlıca iki tokat attı. Bağırmaya başladı. Gazeteciler fotoğraf çekmeye başladı. Hemen bir emirle fotoğraf makineleri toplandı. O filmler içinden alındı. O yüzden yerelde de demokrasiyi canımız gibi koruyalım.”
BASININ GÜCÜ
Kayış, “Bir anımı daha anlatayım” dedi, devam etti: “Bir belediye başkanı var. ANAP dönemi, yine bir okur mektubu geldi. Ankara’nın bir ilçe belediye başkanı köyüne yol ve ev yaptırıyor ihbarı geldi. Hemen bir muhabir görevlendirdik. Haberi yaptık. Yol, su ve bilumum hizmetler ilçesinin sınırlarında olmadığı halde kişiye özel bir hizmet yapılmıştı makam gücüyle. Bunu dönemin Başbakanı Turgut Özal duymuştu. Konu basında çıkınca o akşam başkan istifasını Özal’a sundu. O dönem görevden alınan başkan Mustafa Vural, Özal’ın sevdiği bir insandı. Yerel gazetecilik göreceğiz ki önümüzdeki günlerde zirveye çıkacak.
Yukarıda sözü edilen başkanlardan Mehmet Altınsoy ise inanın basına çok önem verirdi. Özel kaleminde beklemeden görüşürdük. Telefonumuza hemen dönerdi. ‘Atakule’ ismi için bir yarışma açıldı. Ama Altınsoy, Atakule ismini çoktan koymuştu. Bu isim yarışması bir formaliteden ibaretti.”
Şuna inanmak gerek, yerelde ne kadar başarılı olursanız olun genel politikalar geneli etkiliyor. Mehmet Altınsoy o günkü ANAP’ın politikaları yüzünden kaybetti. Siyaset yükselen ve hemen düşüşe geçen bir konumdayken anılar hep bir ders olmuştur.
UMUT ÖZKAN
EĞİTİMCİ, YAZAR
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki