Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yaşadıklarımızdan öğrendiklerimiz var!
YAZAR: Nihat Yurdakul
Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı
“Sendikalar, hiçbir partinin, legal ya da illegal yapının arka bahçesi olmamalı, sendikalar alın teri akıtan emekçinin hakkını hukukunu kazanmak ve savunmak dışında başka bir amaca hizmet etmemelidir.”
Hem ülkemiz hem emek dünyası açısından zor bir dönemden geçiyoruz. Ülke olarak uzun süren bir seçim döneminin ardından yeniden sorunlara odaklanabilme fırsatı yakaladık. İçinde bulunduğumuz dönem dış politikadan siyasete, ekonomiye birçok sorunun üst üste binerek çoğaldığı ve ne yazık ki faturanın dönüp dolaşıp emeğe, emekçiye çıkarıldığı bir dönem olarak anılacak.
Ekonominin krize girdiği, üretimin durma noktasına geldiği, mutfaktaki yangının bacayı sardığı, işsizliğin tarihi rekorlar kırdığı bir dönemde; çalışma hayatında hayati ve çözüm bekleyen birçok sorun da kapıda beklemektedir. Bu sorunlar yaşanan kriz nedeniyle ertelenemeyeceği gibi, bizim görüşümüze göre krizin aşılabilmesinin yegâne yolu da öncelikle emekçilerin sorunlarına çözüm bulunmasıdır. Zira yaşanan krizlerin sorumlusu emekçiler olmadığı gibi; aksine üretime dayanmayan, bir avuç azınlığa refah yaratan rant politikalarıdır.
Emek dünyasına yakınlık duyan herkesin bildiği gibi, bu dönem 696 sayılı KHK ile kamuya ve belediyelere geçirilen taşeron işçileri yüzde 4’lük sefalet ücretine mahkûm ederken, işçilerin 52 günlük ücret tutarında ilave tediyeleri de ödenmemiştir. Yine içinde bulunduğumuz dönemde işçinin geleceği, iş güvencesi kıdem tazminatının gaspı konusu yeniden pişirilip önümüze getirilmiştir. Bir oldubittiyle Orta Vadeli Programa da konulan kıdem tazminatının bireysel emeklilikle entegre edilerek fona devredilmesi, tıpkı işsizlik fonu gibi yeni bir düşük maliyetli ek kaynak sağlamanın ötesinde emekçilerin hiçbir anlamda ve bağlamda çıkarına olmayacaktır. Bu nedenle IMF’nin de dayatmalarından biri olan kıdem tazminatının fona devrine ve herhangi bir şekilde geriletilmesine net ve tavizsiz şekilde HAYIR diyoruz.
Unutmuyoruz
Yerel seçimler sonrasında gündemden düşmeyen bir başka konu ise yandaş sendikacılık. Yaşadıklarımızdan öğrendiklerimiz var diyoruz çünkü biz bunları daha önce yaşadık, neler olacağını gördük, söyledik, uyardık.
“Sendikalar, hiçbir partinin, legal ya da illegal yapının arka bahçesi olmamalı, sendikalar alın teri akıtan emekçinin hakkını hukukunu kazanmak ve savunmak dışında başka bir amaca hizmet etmemelidir” derken, bugün yaşadıklarımıza işaret ettik, ediyoruz.
Önceliği alın teri olmayanların yaşattığı acıların şahidi İstanbul’da, Ankara’da, Düzce’de, Kocaeli ve Kütahya’da ve daha birçok yerde Belediyeİş ailesinin üyeleridir. Bugün, geçmişte yaptıklarını yeniden devreye sokmaya kalkanlar oluyor. Bugün işçilerin kendi iradeleriyle seçtikleri sendikamız için feryadı basanlar, baskı, sürgün, tehdit, üyelikten istifa günlerini unutturmak istese de biz unutmuyoruz.
Yeni bir tablo
Biz yerel seçimleri, belediye başkanlarının seçiminin yanı sıra belediye emekçilerinin iradesinin serbest bırakılması için yeni bir başlangıç ve fırsat olarak gördük. Sendikaya üye olma baskısı üzerlerinden kalkan emekçiler, özgürce sendikalarını seçme şansına sahip olunca, yeni bir tablo şekillenmeye başladı.
Hayatın her alanında olduğu gibi emek mücadelesinde de hak, hukuk, adalet, demokrasi hava kadar su kadar önemli. Hiçbir hak mücadelesi hukuk, adalet ve demokrasiden ayrı yürütülemez ve var olamaz.
Belediye-İş Sendikası olarak defalarca her platformda dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Bizim bir siyasi partimiz yok. Kafamızın arkasında planlar, programlar yok. Girdiği virajlarda savrulan siyasetlerle kendine şekil veren sendikacılık yapmıyoruz. Sadece üyelerimizin gücüne dayanarak, insan gibi çalışıp üreterek çoluğumuzu çocuğumuzu namerde muhtaç ettirmeyecek bir ücret istiyoruz; sefalete teslim olmamak, insanca yaşamak istiyoruz; güvenceli bir iş, çocuklarımıza gelecek istiyoruz, iş istiyoruz, adaletin hâkim olduğu bir ülke istiyoruz, herkese eşit muamele eden hukuk düzeni istiyoruz, liyakate önem verilmesini istiyoruz, bilimsel düşüncenin egemen olduğu bir eğitim sistemi istiyoruz, nefes almak için demokrasi istiyoruz; farklılıkları düşmanlaştırmayan eşit yurttaşları olduğumuz bir Cumhuriyetin bireyi olmak istiyoruz.
Bu ülke bizim... Taşıyla toprağıyla ağacıyla insanıyla biz bu ülkenin iyi olmasını ister, bunun için çalışırız. Ancak bizler bir yandan da isteriz ki sofrada biri tıka basa doyarken, öbürü aç kalkmasın.
İşte bu noktada diyoruz ki, çözüm bekleyen sorunların hepsi ancak ve ancak yüzünüzü emekçiye dönerek çözülebilir! Emeğin gücünün işin içinde olmadığı, emekçinin göz ardı edildiği hiçbir çözüm gerçekçi değildir, uzun vadeli değildir. Bu ülkeyi birlikte geleceğe taşıyalım, evet hep birlikte sırtlanalım bu yükü ama refahı, zenginliği, huzuru, güveni, mutluluğu da birlikte paylaşalım.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- 'Asıl silmen gereken şeyi silmemişsin'
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Belediyelerden hastane adımı
- Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı
- Yavaş'tan 'istifa' iddialarına açıklama
- ‘Yediniz, içtiniz, geldiniz’
- Konserve ton balığında cıva tespit edildi
- Tuncer Bakırhan hakkında soruşturma
- Cumhuriyet düşmanı müdüre göstermelik soruşturma!
- CHP, Meclis’te kalacak