Olaylar Ve Görüşler

YALIM ERALP - Trump ve hayal kırıklığı

25 Eylül 2017 Pazartesi

Trump, Türkiye’nin insan hakları sorununu önemsemese de kendine bağlı kurumlar eleştiriden geri kalmıyor. Seçildiğine neden seviniyoruz?

Bürokraside bulunduğum zamanlar Türk hükümetleri genelde ABD’deki Cumhuriyetçi adaylara meyletmişlerdir. Bunun başlıca nedenleri Cumhuriyetçilerin askeri işbirliği ve metotlara öncelik vermeleri ve insan hakları konularını ön plana çıkarmamalarıdır. Bizde insan hakları durumu parlak olmadığı için, hele şimdi, bu meylediş normal. Eskiden bizde askeri işbirliği ve silah alımları ön planda idi. Şimdi değil.

Benzerlik çok
ABD Başkanı Donald Trump, ABD’deki kurulu düzene karşı çıkarak ve yerel politikalara öncelik vererek seçildi. Trump, kurulu düzene karşı çıkarak seçilen ilk başkan değil. Ancak kendisine benzerlerinden de farklı. Birinci’si ABD global bir güç. Yerel politikalara çok öncelik vermek günümüz koşullarına ve küreselleşmeye aykırı. Gerçi her şeye karşı çıkmak ve dostlukları pekiştirmeme ve hatta bozma konusunda mevcut hükümetimize çok benziyor. Ancak bizim ve onun öncelik ve tutumları ters yönde. Trump ABD’nin en yakın dostları Avrupalılara, Kanada’ya ve hatta Avustralya’ya ciddi biçimde ters düştü. Meksika da bunlar arasında... Son zamanlara kadar ABD’nin en yakın dostlarından Almanya dahi artık ABD’yi fazla güvenilir bulmuyor. Buraya kadar beraberiz.
ABD ile aramızdaki en büyük fark orada ciddi ve bağımsız yargı ve basının bulunması, bürokrasinin dik durabilmesi ve ABD Kongresi’nin bizde olduğunun aksine tek adamın ağzına bakmaması. Seçilmişler, Başkan tarafından tayin edilmiyor. Bu nedenle de parti disiplini gevşek. ABD’deki establisment yani sistemin kurumları güçlü ve omurgalı. Geçim için devlet eline bakmıyor. Kısacası bizdeki durumun tam tersi.
Trump’ın bize benzer şekilde zikzaklar çizdiği ortada. Putin’e olan sempati kaybolmuş ve Suriye’de sınırlı işbirliği dışında ABD-Rusya arasında gerginlik artmış durumda. Bu, son zamanlarda Rusya’ya yanaşan Türkiye bakımından olumsuz bir gelişme.

Clinton olsaydı
Hillary Clinton’ın Türkiye’de istenmemesinin başlıca nedenleri Clinton’ın Fethullah Gülen’e yakın olduğu izlenimi ve parçası olduğu Obama yönetiminin Suriye’deki YPG/ PYD’ye yardım etmiş olması. Trump’ın seçilmesi ile bunların son bulacağı, Gülen’in iade edileceği ve YPG/PYD’ye yardımın biteceği gibi yüksek beklentiler vardı. Olmadı. Rıza Sarraf ve Halk Bank durumları da aynı. Obama zamanında başlayan bu politikalar, devam ediyor. Beşşar Esad da işbaşında. Amerika istemese de sanki Esad’ı kabullenecek. Türkiye tarafından savunma füzelerinin Rusya’dan alınma olasılığının yüksek oluşu, nükleer santralın Ruslar tarafından yapılması ABD ile olan işbirliğinin giderek azaldığının göstergeleri. Üstelik Erdoğan’ın korumaları hakkında ABD mahkemelerinde yargılamanın başlaması da var.

‘Uçak gemisi’
Türkiye bir zamanlar ABD’nin bölgede adeta rakipsiz “uçak gemisi” gibi idi. Artık değil. Romanya ve Bulgaristan, NATO üyeleri. Kuzey Irak yönetimi de uçak gemisi olmaya aday.
ABD’nin bu tutumlarının değiştirilmesi mümkün müydü? Belki. Rahmetli Adnan Menderes devrinde izlenen tamamen Amerikan yanlısı politika belki etkilerdi. Bugün ABD ve Batı, Türkiye’nin tam anlamıyla Batı’nın bir parçası olduğuna ve güvenilirliğine inanmıyor. Her ne kadar Trump insan hakları konusunu Türkiye bakımından öne çıkarmasa da kendisine bağlı kurumlar eleştiriden geri kalmıyor. İstanbul’daki Trump Towers, Trump’ın Türkiye yanlısı olmasına yetmiyor. Hemen her yerde o Towers’tan var. Trump’ın seçilmesine sevinildi de ne oldu.!  

YALIM ERALP
Emekli Büyükelçi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları