Olaylar Ve Görüşler

Üçlü jeopolitik kaos dairesi tezi - Nejat ESLEN

16 Şubat 2024 Cuma

30 Aralık 2023’te, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “2024 yılı ve sonrası: Küresel kaosa doğru” başlıklı yazımda, uluslararası sistemin içinde bulunduğu ve giderek büyüyen kaosu anlatmaya çalışmıştım.

6 Şubat 2024’te, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı önemli ikaz konuşmasında, dünyanın “kaos çağına” girdiğini ifade etmişti.

İçinde bulunduğumuz süreçte, Türkiye’nin üçlü kaos etkisi altında olduğunu anlamak gerekmektedir. Bu düşünce, iç içe geçmiş üç daire biçiminde ifade edilebilir. Dıştaki en büyük daire küresel kaosu; ikinci daire kaos içindeki Ortadoğu’yu, en içteki daire ise Türkiye ile ilgili potansiyel kaosu temsil etmektedir. 

KÜRESEL KAOS

Kısa süren tek kutuplu düzende, 11 Eylül olayından sonra ABD’nin başlattığı jeostratejik hamleler, küresel kaosun da başlangıcı olmuştur. ABD bu süreçte, Avrupa’da NATO’yu doğuya doğru genişletirken Afganistan’dan Libya’ya kadar uzanan geniş Ortadoğu coğrafyasında, askeri gücünü savaşlarda kullanarak, “renkli devrimler” planlayarak ve Arap Baharı ile bölge ülkelerinde hâlâ devam eden derin istikrarsızlıklar oluşturarak tüm bölgeyi kaosa sokmuştu.

ABD’nin giderek azalan siyasi, ekonomik ve askeri güç potansiyeli ve bu nedenle azalan etkinliği, küresel kaosun en önemli nedenini oluşturmaktadır. 

Küresel kaosun genişlemesinin ikinci önemli nedeni ise ABD’nin liderliğini yapmaya çalıştığı sözde kurallara dayalı dünya düzeninin ve başta BM olmak üzere bu düzenin kurumlarının yozlaşması ve bu çağın ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş olmasıdır. 

Ayrıca, başta Çin ve Rusya olmak üzere, yükselen güçler, ABD’nin korumaya çalıştığı düzene ve bu düzenin liderliğine karşı çıkmakta, çok kutuplu ve adil dünya düzeni arzu ettiklerini vurgulamaktadır.

İşte bu ortamda küresel jeopolitik şu sorulara cevaplar aramaktadır:

Küresel Güney’den kuzeye başlayan göçler nasıl gelişecektir, önlenebilecek midir? Küresel gelir dağılımındaki adaletsizlik hangi küresel sorunlara neden olacaktır? İklim değişikliği dünyayı ve uluslararası sistemi nasıl etkileyecektir? ABD-Çin rekabeti nasıl gelişecektir? Küresel para rezervi değişecek midir? Küresel ekonomi ve ticaret bundan nasıl etkilenecektir? Nükleer silahlar kullanılacak mıdır? Yeni dünya düzeni kurulacak mıdır; ne zaman, kimler tarafından, nasıl kurulacaktır? ABD bu değişim sürecini nasıl karşılayacaktır?

Ciddi küresel sorunların ve belirsizliklerin neden olduğu güvensizlik ortamı ile yeni dünya düzeni için süregelen küresel güç mücadelesi küresel kaosu giderek derinleştirmektedir.

Kritik coğrafi bölgede konuşlanmış ve kritik coğrafyaya sahip olan Türkiye, küresel kaostan etkilenmektedir ve küresel kaosun şiddeti arttıkça daha da şiddetle etkilenecektir.

KAOS İÇİNDE ORTADOĞU

Ortadoğu ikinci kaos dairemizi oluşturmaktadır. Ortadoğu coğrafyasındaki istikrarsız ülkeler, farklı etnik, mezhep yapılarından oluştukları için ancak otoriter yönetimler ile birliklerini, bütünlüklerini idame ettirebiliyorlardı. 11 Eylül sonrasında ABD’nin girişimleri ile bu düzen bozuldu; ABD hem bölge ülkelerini ve hem de bölgeyi hedef yaptı; kendi çıkarlarına göre şekillendirmek ve İsrail’in güvenliğini pekiştirmek amacı ile bilinçli olarak bölge ülkelerini ve bölgeyi kaosa soktu. Bu süreçte, çok sayıda terör örgütü üretildi, desteklendi. Günümüzde Ortadoğu’da kaosu genişleten vekâlet savaşları devam etmektedir. İsrail, Gazze Savaşı’nı bölgeye yaymak, ABD’yi de savaşa dahil ederek İran ile hesaplaşmak ve bölgede kaosu derinleştirmek istemektedir. 

BM Güvenlik Konseyi, Gazze Savaşı’nı ve bu savaşın neden olduğu katliamı durdurma başarısını gösterememiş; bu durum, sözde kurallara dayalı düzene şiddetli bir darbe indirerek küresel kaosu daha da görünür hale getirmiştir.

Husiler, küresel güç ABD’ye meydan okuyarak Kızıldeniz’de dünyanın en önemli deniz ticaret yolunu ve küresel ticareti etki altına almış, ABD donanmasının küresel deniz ticaretini tanzim etmekteki zafiyetini ortaya çıkarmış, küresel kaosu deniz ticaret yollarına yaymıştır.

Türkiye, askeri gücü ile Suriye’de ve Irak’ta kaotik Ortadoğu’ya angaje olmuş durumdadır. Ortadoğu’daki kaos Türkiye’yi etkilemektedir, etkilemeye devam edecektir.

POTANSİYEL KAOS VE HEDEF ÜLKE TÜRKİYE

Merkezdeki üçüncü dairemiz ise Türkiye ile ilgilidir. Türkiye, Cumhuriyetin kurucu değerlerinden giderek uzaklaşmakta, siyaset, adalet, eğitim sistemlerindeki yozlaşma devam etmektedir. Türkiye, ciddi ekonomik-finansal kriz içinde iken gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk artmaktadır. Siyasi ve toplumsal kutuplaşma genişlemekte, ana muhalefet partisi kendi içinde sorunlar yaşamaktadır. Kırk yıldır süregelen terör hâlâ sona erdirilememiştir. Sığınmacılar ciddi demografik sorunlara neden olurken sığınmacılar içinde sızan terör örgütü hücreleri ile potansiyel eylemler için ülke içine yerleşmiş durumdadır. Marmara depreminin neden olabileceği insan ve ekonomi kayıplarına karşı yeterli önlemler hâlâ alınamamış, iklim değişikliğinin büyüyen etkilerine karşı ciddi önlemler üretilememiştir.

SON SÖZ 

Küresel ve Ortadoğu kaynaklı kaosun etkisi ile birlikte bütün bu olumsuzluklar, Türkiye içinde de kaos ortamı oluşturma potansiyeli taşımakta, gelişmeler iç cephenin bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır.

Türkiye’nin, kaotik süreci kapsamlı bir direnç stratejisi ile karşılaması gerekmektedir. Önümüzdeki süreçte, Türkiye’nin güvenliği ve refahı bu kapsamlı direnç stratejisinin başarısına bağlı olacaktır. 

NEJAT ESLEN

EMEKLİ TUĞGENERAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları