Olaylar Ve Görüşler

Tüzük kurultayının hedefi - Hüseyin Mert

04 Eylül 2024 Çarşamba

CHP tüzük kurultayına doğru hızla süreç ilerlerken genel durumu ele alalım. Ülkemizin karşı karşıya olduğu tablo ortadadır. Ülkenin bütün varlıkları yağmalanmış, halkımız yoksullaşıyor, gençlerimiz umutsuzluk içinde ülkeyi terk ediyor. Gelecekle ilgili hepimiz kaygılıyız. CHP güç kaybettikçe ülkede yağma artmış, halkımız yoksullaşmış, hukuk devleti ve demokrasi ayaklar altına alınmış ve çağdaş dünyadan yalıtılmış durumdayız.

CHP, tüzük kurultayını bu yönüyle fırsata ve gelişime dönüştürmek zorundadır. Partinin sorunu kişisel değil; ideolojik ve yapısaldır. Sorun kişisel olmadığına göre, çözümü kişilerden arayan yaklaşımlar da doğru değildir. Çözüm, partinin demokratikleştirilmesidir.

Düzeni değiştirmenin, ülkemize çağdaş demokrasiyi getirmenin, adaletli-insanca bir düzeni kurmanın yolu örgütlü mücadele, birlik ve dayanışmadır. Partide hâkim olan “yönetimde kalıcılığın” sorumlusu, parti örgütleri ve halk değil; parti üst yönetimleridir. Bu durum parti örgütlerinde çalışma isteğini, motivasyon ve üretkenliği olumsuz yönde etkilemiştir.

Sosyal demokrasi tepeden inmeci solculuk anlayışı değildir, temelden yükselen solculuk anlayışıdır. Sosyal demokrat bir partide her konuda karar verici ve belirleyici parti örgütü olmalıdır.  CHP, özüne dönmek ve sosyal demokrasinin evrensel değerleri üzerine yeni örgüt kültürünü geliştirmek zorundadır. 

NE YAPMALI?

1. CHP’nin siyasi tercih ve hedefleri gereği bilinçli ve güçlü bir örgüte sahip olması gerekir. Üye yapısı düzeltilmeli; “Aday üyelik” ve “üyelik” modeline geçilmelidir. Aday üye temel eğitim programı ve faaliyetlere katılarak üye olabilmeli ve seçme hakkını kullanabilmeli; üye ise yenileme eğitimine ve parti faaliyetlerine katılarak seçilebilme hakkını kullanabilmeli.

2. Partide bitmek tükenmek bilmeyen iç kavgaların ve kutuplaşmaların nedeni, blok liste yöntemidir. Blok liste yöntemi partide, bilgi, proje, ideoloji ve amaçlara yönelik siyaset yapma kültürünün oluşumunu, seçme ve seçilebilme hakkının özgürce kullanılmasını engellemekte ve örgütün belirleme hakkı gasp edilmektedir. Bu nedenle yöntem, çarşaf liste olmalıdır.

3. Partide, “seçimlerde aday olacak kadroların” tüm üyelerin katılımına dayalı önseçim yoluyla belirlenmesi gerekir. Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri gereği; söz ve karar yetkisi parti örgütünde olmalıdır. Parti örgütünün yetkin kılınması, çalışmalarda motivasyon, üretkenlik ve verimliliği artıracaktır ve örgüt kültürünün gelişmesine dönüşecektir. 

4. Kontenjan milletvekilliği sayısı 20’yi geçmemelidir. Kontenjan kotası; SPK gereği siyasi faaliyetlerin dışında tutulan akademisyen, bürokrat, sendika ve meslek odaları yöneticileri vs., kullanılmalı; önseçime katılmış ve seçilememiş parti kadroları bu haktan faydalanamamalıdır. Bir seçim çevresinde bu kapsamda yalnızca bir milletvekilliğine yer verilmelidir. Kontenjan kapsamında seçilecek milletvekillerini ve seçim çevreleri ile sıralamadaki yerleri belirleme konusunda yetki parti meclisinde olmalıdır.

5. Partide seçimle gelinen görevlerde kişi en fazla iki dönem görev yapmalıdır. Partide, temel sorun yönetimde kalıcılıktır. Rekabetin olmadığı yerde gelişme olmaz. Partide yedi dönem milletvekili olan birçok yönetici bulunmaktadır. Sosyal demokrat bir partide bu durum kabul edilemez.

6. Buyurgan yönetim anlayışı özgür iradenin kullanımını, üretkenliği olumsuz yönde etkilemekte ve kişilik bozukluklarına neden olmaktadır. Her konuda imtiyazlar kaldırılmalı ve örgüt iradesi belirleyici olmalıdır. MYK üyeleri kurultayda seçilmeli; MYK, il ve ilçe yönetimlerinde seçilenler kurullar tarafından seçilmelidir.

7. Partide örgütsel etkinlik ve verimliliğin artırılması, daha güven veren ve güçlü kurumsal bir düzenin kurulması ve işleyişine süreklilik kazandırmak için il ve ilçe örgütlerinin denetlenmesi, bu konuda eğitim programlarının hazırlanması ve organizasyonlarının yapılması amacıyla teftiş kurulu kurulmalıdır.

8. PM’de illerin asgari temsil hakkı sağlanmalı, dağılım temsilde adalet ilkesine göre düzenlenmeli ve gücün belirli illerde yoğunlaşmasına izin verilmemelidir. Bu doğrultuda parti meclisi üye sayısı 120’ye çıkartılmalı ve MYK üyeleri PM’nin doğal üyeleri olmalıdır. 

TEMEL AMAÇ

CHP’nin temel amacı; ülkeyi içten içe tüketen bu çürümüş düzeni yıkıp yerine halk egemenliğine dayanan demokratik bir düzen kurmaktır. CHP’nin bu amaçla kendisini örgütsel olarak yenilemesi ve geliştirmesi gerekli ve önemlidir.

Üst yöneticiler yıllar boyu bu statükocu yönetim anlayışının sorumlularıdır. Değişim ve yenileşmenin önünde engel oluşturmuşlardır. Her konuda karar verici otorite olmanın avantajını sürdürebilmek için örgütten yükselen değişim yönündeki talepleri görmezden gelmişlerdir. Ülkemizin ve halkımızın dayanacak gücü kalmamıştır. Partinin emekçileri, kurultay delegeleri ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğine sorumluluk duygusuyla; partide devrim projesi olarak tüzük değişikliğini gerçekleştirmek durumundadır. Hiçbir biçimde yalnızca günü kurtarmaya yönelik tutumlara izin verilmemelidir. CHP’nin halkçı ve devrimci kimliği bunu başarmayı tarihsel bir görev ve fırsat olarak önüne koymaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları