Olaylar Ve Görüşler

Türkiye’nin yazgısı kendi elinde olmalıdır

29 Temmuz 2019 Pazartesi

“Türkiye’nin yazgısı ABD’nin iki dudağının arasındaysa, Türkiye bu durumda ulus devlet yapısını nasıl koruyacak?”
Aydınlanma bilgesi, Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, 29 Ocak 2009 tarihli yazısında can alıcı sorusuyla günümüzün güncel sorununu on yıl önce gündeme getirmişti.
Türk dış politikası günümüzde, küresel güçlerin etkisi ve denetimi altında sancılı bir dönem yaşıyor. Karmaşık bir coğrafyanın ortasında kalan Türkiye yaşamsal önemde gelişmelerle karşı karşıyadır.
ABD’nin kendi güvenliği için Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu, ülkemizi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirerek baskı altında tuttuğu biliniyor.
Türk dış politikasının manevra alanı her geçen gün daralırken ülkemizin geleceği için öngörülen yeni yol haritasında ulusal çıkarlarımız küresel güçlerin çıkarları ile örtüşmemektedir.
Ödün vermekle sorunlar çözümlenmiyor. Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve geleceğini yakından ilgilendiren yaşamsal önemdeki kozları yitirmişsek, uluslararası görüşmelerde ülkemizin çıkarlarına uygun sonuç almak olanaksızdır.
Emperyalizmin temsilcileri Türkiye’yi elinden kaçırmamak için ağırlaştırılmış koşulları ustalıkla gözden uzak tutmaya çalışıyorlar. Ancak büyük bir oyunun oynandığı açıkça bellidir.
Hiçbir ulus geleceğini yakından ilgilendiren yaşamsal önemdeki haklarından vazgeçemez. Vazgeçtiği takdirde Sevr, yani Türkiye’nin bölünme planı uluslararası gündemin başköşesinde yer alır.
Türkiye, ulusal bütünlüğünü ve ulus devlet yapısını tehdit eden çok tehlikeli bir süreçten geçiyor.
Ortadoğu’nun kaygan ve değişken zemininde güvenlik alanlarını genişletmek isteyen küresel güçlerin hazırladığı plan uygulama aşamasındadır.
Türkiye’yi denetim altında tutmak isteyen küresel proje ulus devleti kendine engel görmekte, sinsi plan Kurtuluş Savaşı öncesini anımsatmaktadır.
Ülkemiz için “uyumlu İslam devleti” modeli önerilirken Cumhuriyetin mirasının yok edilmesi istenmekte, Türkiye için ileride “bölünme” anlamına gelebilecek “federasyon” yapılanması öngörülmektedir.
Ortadoğu’da eyaletler sisteminin yerleşmesi küresel güçlerin vazgeçemeyeceği hedefler arasındadır.
Sözde müttefikimiz ABD’nin istek ve dayatmalarına “evet” denmesinin Türkiye’ye çok pahalıya mal olacağını şimdiden düşünmemiz gerekiyor. Unutulmamalıdır ki Türkiye ABD’nin stratejik ortağı değil, stratejik hedefidir.
Türk dış politikasının günümüzde manevra alanı ne yazık ki daralmıştır. Dış politikada yapılan yanlışlıklar bizi bu günlere getirmiştir. Türkiye’nin tam bir ateş çemberi içinde olduğunu da hatırda tutmamız gerekiyor.

Daver DARENDE
Emekli Diplomat-Yazar

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları