Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türk-iş’in unutulan 24 ilkesi
Yazar: Dr.Engin Ünsal
Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Sendikalar demokratik düzenin vazgeçilemez temel unsurlarından biridir. Bu nedenle demokratik toplumlarda özgür sendikacılığın varlığı çok önemlidir. İşçi ve işveren sendikaları bir yandan kendi üyelerinin çıkarlarını korurken diğer yandan ezilenin ve ezenin olmayacağı bir toplumsal yapının oluşması, adil bir ekonomik düzenin kurulmasından da sorumludurlar. Ülkemizde işçi sendikaları 1980 öncesinde bu konuda çok başarılı örnekler vermiştir ama günümüz sendikaları o yılların sendikacılık anlayışının çok gerisinde kalmıştır. Bu konuda verilecek en güzel örnek Türk-İş’in 24 ilkesidir. Bu ilkelerin ilk 23 maddesi 21 Nisan 1968 de yapılan Türk-İş’in 7. Genel Kurulunda kabul edilmiş, sonuncu madde ise 11 Mayıs 1970 de toplanan 8. Genel Kurulda listeye eklenmiştir.
İşçi Hareketimizin Fabrika Ayarları
Türk-İş’in 24 ilkesi işçi hareketimizin bir onur belgesi niteliğindedir. Türk-İş bu belge ile ülkemizde adil, insan onuruna yakışan bir sosyo-ekonomik düzenin kurulmasını amaçlamıştır. Bu belgenin içeriği çok çarpıcıdır. Bazı maddelerine kısaca değinmekte günümüz sendikacıları için sayısız yarar vardır:
• Türk-İş Türkiye’nin hızlı,dengeli ve adil kalkınmasını işçilerin refahı, huzur ve güvenliği için şart sayar.
- Türk-İş Anayasa’nın sosyal ve iktisadi haklar ve ödevler bölümünün kısa zamanda tam olarak uygulanmasını sağlamak için etki gücünü kullanmayı ödev bilir.
• Atatürk devrimlerinin ve demokrasinin tahribi amacına yönelen her türlü akıma karşı bütün gücü ile mücadele etmek Türk-İş’in görevlerinin başında gelir.
• Türk-İş cehaletle mücadeleyi ve halkın kültür seviyesini yükseltmeye yardımcı olmayı görevleri arasında sayar.
• Türk-İş sınıflar arasında denge, barış ve kaynaşma sağlayıcı bir politika izleyecektir.
• İşçilerin bütün işyerlerinde yönetime etkili olarak katılması, kârdan ve verim artışından pay almalarının sağlanması konusunda güçlüklerin bertaraf edilmesini sağlamayı Türk-İş ilkeleri arasında sayar.
• Mümkün olduğu kadar bütün işçilerin İş Kanunu kapsamına alınmaları Türk-İş’ce sağlanacaktır.
• Topraksız köylünün toprağa kavuşması ve tarımsal verimliliği arttırıcı toprak ve tarım reformunun yapılmasını Türk-İş başlıca görev sayar.
• Üretici, köylü, sanayiciler ve devletin kendi ithalat ve ihracatını kendi kuruluşları yolu ile aracısız olarak yapmaları için ilgililer nezdinde tüm ağırlığı ile gereken girişimleri yapacaktır. Petrollerimiz ve madenlerimizin geniş ölçüde devlet eliyle işletilmesi konusunda takipcilik görevini eksiksiz yerine getirecektir.
• Yerli sermayenin başarabileceği işler için yabancı sermayenin yurda sokulmaması, yabancı sermayenin yurt dışına büyük kâr transferleri yapmasının önlenmesi için Türk-İş gerekli çalışmaları yapacaktır.
• İşsizliği azaltıcı ve lüks tüketim harcamalarını önleyici yatırımlara öncelik tanınması konularında çalışmak Türk-İş’in görevleri arasındadır.
• Türk-İş ulusal harp sanayinin kurulması için gerekli bütün çabayı gösterecektir.
12 Eylülden Sonra Sendikacılık Anlayışı Değişti
Türk-İş 18 Temmuz 1983 de tüzüğünde değişiklik yapmış ve 24 ilkeye ilişkin hükmü tüzüğünden çıkarmıştır. Bunda 12 Eylül darbesinin demokrasiye ve emekcilere karşı oluşunun etkisi açıktır. Türk-İş ve işçiler 12 Eylül girişiminin sonuçlarına karşı mücadele edeceğine 12 Eylül’e yenik düşmüştür. 12 Eylül 2821 ve 2822 sayılı yasalarla işçi hareketinin tırnaklarını sökmüş ve ILO’nun evrensel ilkelerini yok saymıştır. Hele AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana özgür sendikacılığın üstüne şal örtülmüş ve biat sendikacılığı başlamıştır. Bugün sendikacılığımız omurgasız ve dik duramayan bir görüntü vermektedir. İşçiler ve sendikalar ücret sendikacılığının batağına saplanmış ve Türk-İş’in 1980 öncesi sergilediği sosyal sendikacılık tamamen unutulmuştur. Toplumun, medyanın, siyasi partilerin işçi sendikalarına karşı duyarsızlığı hep bu unutkanlığın sonucudur. İşçi sendikaları bugün üyelerine ve işçi sınıfına karşı olan görevlerini yerine getirememektedir. Demokrasinin ve Parlâmenter düzenin tek adam yönetimine dönüşmesinde işçi sendikalarının büyük kusuru vardır. Bu düzen böyle devam edemez ve işçi sendikaları kendilerini sorgulayarak demokratik düzene ve işçi sınıfına olan borçlarının ayırdına varmalıdır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Cumhuriyet Savcısı açığa alındı!
- Zam oranı belli oldu: Hepsi artacak!
- Real Madrid Arda Güler için son noktayı koydu!
- Aile hekimleri 5 gün iş bırakacak
- 'LBGT faaliyeti içinde olan bir derneğin...'
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yanıt
- İktidar harekete geçti
- O marka listede: Hamburgerden 'at eti' çıktı
- Milli Savunma Bakanı'ndan 'teğmenler' açıklaması!
- Narin'in cesedini böyle saklamış!