Olaylar Ve Görüşler

Türk dış politikası ve günümüz - Taner BAYTOK

29 Ağustos 2022 Pazartesi

Herkesin bizim topraklarımızda gözü vardır. Rusya, Akdeniz’e inmenin hayalini taşır. Yunanistan, bıkmadan usanmadan Megali İdea’yı sürdürür. İstanbul, Ege Bölgesi, hatta Anadolu’nun tümünün kendisine ait olduğunu öne sürer. Batı, kendi çıkarları doğrultusunda ayrılıkçı terör örgütlerini bize karşı kullanır, Doğu Anadolu’da onlara toprak sözü verir. Hatay, Suriye’nin rüyasıdır. Karabağ, Kars ve Ardahan Ermenistan’ın ağzını sulandırır. Bu strateji ve politikaları yöneten, onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanan büyük devletler vardır. 

ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİ

Atatürk, sınırlarımızı Lozan Antlaşması’yla 24 Temmuz 1923’te çizmiştir. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine dayanan stratejilerle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ise dünyanın en saygın ülkelerinden biri olarak bugünlere gelmiştir. Daha barut kokusu dinmeden, Yunanistan’ın da dahil olduğu Balkan Antantı’nı ve doğuda Sadabat Paktı’nı kurmuştur. İsmet İnönü, Atatürk’ün yolunda, ülkemizi, İkinci Dünya Savaşı’na sokmamak mucizesini göstermiştir. Daha sonra Türkiye, NATO’ya girmiş, ABD ve SSCB’nin elindeki nükleer güç dengesini sağladığı denge ortamından yararlanmıştır. Soğuk Savaş döneminde ülkemizin güvenliği korunmuştur.

Soğuk Savaş bitip, SSCB dağılınca iki bloklu dünya stratejisi değişmiştir. Tek başına süper güç olmaya gücü yetmeyen ABD de Kore ve Vietnam’dan, Fas ve Tunus’a kadar uzanan bölgeyi, büyük bir beceriksizlikle, yangın yerine çevirmiştir. ABD, Ortadoğu’da aktif rol almaları için, Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan’ı, ABD’nin yanında yer almaya razı etmiş ve ülkemize de en büyük kötülüğü yapmıştır. Böylece Türkiye, daha güvenli bölge olan Avrupa bütünleşmesinin parçası olmak yerine, İslam dünyası, Ortadoğu, Arap işbirliği gibi devamlı kaynayan bölgelerin içine itilmiştir. Bunlara alet olanlar yüzünden ülkemiz, ne olduğu belli olmayan entrikaların kurbanı olarak bugünlere gelmiştir. 

2002’de iktidara gelen AKP, bugünkü kargaşanın nedenidir. Batı’nın oyunlarını çözmeden, Rusya’nın ne olduğunu bilmeden uyguladığı veya uygulayamadığı politikalarla Türkiye’yi içeride yoksulluğa, dışarıda güvensizliğe itmiştir. AKP henüz iktidar olmadan, 1997’de Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı bir dergide, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu imzasını taşıyan yazılarda, Türk dış politikasına ilişkin akıllarından geçenleri yazmışlardır. İtiraz eden de olmamıştır. Atatürk ilkelerine, devlet, millet, cumhuriyet  kavramlarına, uluslararası kurallara karşıt görüşler bu makalelerde açıklıkla yer almıştır.

TEK KURTULUŞ YOLU

İktidarın stratejisinin, 1918’de çökmüş olan Osmanlı’yı, Cumhuriyetin yerine koymak olduğunu söyleyenler, eğitimi cemaat ve tarikatlara bırakmayı önerenler, bütçeyi dost ve akraba vakıflara ayıranlar, hilafet makamına kurulmayı arzulayanlar, halkımızı korkutmaktadır. Tek kurtuluş yolu, Cumhuriyetçi güçlerin seçimlere ağırlığını koymasıdır.

TANER BAYTOK

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları