Olaylar Ve Görüşler

Toplumsal ahlak - Av. Erol TÜRK

15 Temmuz 2022 Cuma

Demokrasilerde halk egemenlik hakkını, yapılan adil, demokratik seçimlerle temsilcilerini seçerek kullanır ve yasama organını belirler. Diktatörlüklerde ise halktan, diktatörün ya da küçük bir azınlığın serbest iradesiyle belirlediği kişilerin seçilmesi istenir. Göstermelik bir seçimle yasama organı belirlenir.

Demokrasilerde seçimle birlikte toplumsal ahlak parlamentoya yansır. Toplumun büyük çoğunluğu evrensel hukuk normlarının uygulanmasını ve seçtiği temsilcilerinden kamu ahlakının korunmasını ister. Toplumsal ahlak toplumu toplum yapan en önemli unsurlardan biridir. Toplumsal ahlakın yitirilmesi düşmanlıkların artması, toplumun parçalanması ve hatta bölünmesiyle sonuçlanır.

Demokratik toplumlarda halkın seçtiği temsilciler, halk adına ve halk yararına kararlar alırlar. Öncelikle halkın ihtiyacı olan eşitlikçi, dil, din, mezhep, sosyal sınıf ve zümre farkı gözetmeyen yasalar hazırlar ve yürürlüğe koyarlar. Kişiye özel yasalar yapmazlar. Hazırlanan yasalarda toplumsal ahlakın evrensel hukuk normları tarafından korumaya alındığı görülür. Yasalar herkese eşit uygulanır. Kimseye ayrıcalık, üstünlük tanınmaz. Toplumsal ahlak, hukuk tarafından titizlikle korunur.

LAİKLİK NEFRETİ

Diktatörlüklerde, teokratik rejimlerde akıl ve bilim dışlanır. Çağdışı dini inançlar hatta değişik mezheplere, tarikatlara ait dogmalar toplumsal ahlakın önüne geçer. Onlar çağdaş dünyanın kabul ettiği laiklikten nefret ederler. Bu nedenle halka baskıyla seçtirdiği temsilciler halk adına ve halk yararına değil kendilerini seçtiren diktatör veya sultan adına kararlar alırlar. Hazırladıkları yasalar evrensel hukuk normlarından uzak, diktatörün veya sultanın ve küçük bir azınlığın çıkarını kollayan, eşitlikten uzak, halkı birbirine düşmanlaştıran ahlaksız yasalardır. Görünüşte yasa vardır ancak yasaların iç ahlakı yoktur. İnsanları diline, dinine, ırkına, rengine, mezhebine, cinsiyetine hatta eğitimine göre ayırırlar. Sınırı belli olmayan böyle hukuksuz bir gücün adaleti gerçekleştirmesi mümkün değildir.

HUKUKSUZ YASALAR

Toplumsal ahlakı korumak için hukukun yaptırımlarının kararlı bir şekilde uygulanması bunun için de otoriter ve totaliter rejimin yerini demokratik bir rejimin alması gerekir. 

Ülkemizde ilk meclis 1877 tarihinde açılmıştır. Daha sonra 1908’de İkinci Meşrutiyet dönemi başlamıştır. İlk anayasa 1876 tarihlidir. Böyle bir tarihe ve geleneğe sahip olan Türkiye ne yazık ki şu anda göstermelik, hiçbir işlevi olmayan, kendi başına karar alamayan, yasa çıkaramayan, bütçe hazırlayamayan ve bakanları denetleyemeyen bir Meclis’e sahiptir. Meclis bütün yetkilerini tek adama devretmiştir. Meclis onun istediği kararları almakta, onun hazırladığı yasa tasarıları noktasına virgülüne dokunulmadan kabul edilmektedir. Görevi bütçe hazırlamak olan Meclis, yetkisini Saray’a devrettiği için bütçe Saray’da hazırlanmakta ve kabul edilmesi için Meclis’e gönderilmektedir.

Mevcut yasama organının toplumsal ahlakı yansıttığını, hukukun iç ahlakını koruduğunu, ucu açık ve belirsiz yasaların eşitlikten uzak, evrensel hukuk normlarına uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Toplumsal ahlaktan yoksun, hukukun baskı aracı olarak kullanıldığı haksız hukuksuz yasalarla adalet gerçekleştirilemez. Adalet mülkün yani devletin temelidir. Adaletin yok edildiği devletler parçalanmaya, yıkılmaya mahkûmdur. Bu yıkımı durduracak olan da toplumsal ahlakın asıl sahibi olan halkımızdır. Unutmayalım tarihi gelişim daima insanlıktan yanadır.

AV. EROL TÜRK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları