Olaylar Ve Görüşler

TBMM seçimlerin yenilenmesi kararı almalı - Dr. Mustafa Bayram MISIR

21 Ocak 2023 Cumartesi

Seçimli otoriter rejimlerden demokrasiye geçiş süreçleri, sancılı ve karşı çoğunlukların inşası halinde açık diktatörlüğe geçiş ile sonuçlanabilecek seçenekleri de içeren süreçlerdir. Seçimli otoriter rejimler, her biri anayasayı yok sayan, keyfi siyasi kararlar ve idari uygulamalar ile yapılanır. Bu siyasi kararların ve idari uygulamaların anayasa yargısı ve idari yargı denetiminden geçebilmesi, seçimli otoriter rejimlerin temel özelliklerinden biridir. Bu anayasasızlaşma süreci içinde, “adli yargı” da anayasal meşruiyet dışında bir güçler birliğinin yapılandığını gördüğünden, en güçsüz erk olarak, anayasal olmayan güç merkezinin sopası olarak iş görmeye başlar.

ANAYASASIZLAŞMA

TBMM’nin seçimlerin yenilenmesi kararı alarak “bir seçim yenilgisini onurlandırmayı reddedebilecek bir görevdeki kişi”nin kaybettiği seçimlerin anayasal ve yasal meşruiyeti tartışmalı bir seçimde değil şeklen de olsa anayasal meşruiyeti olan bir seçimde yenilmesinin demokrasiye geçiş süreci bakımından taşıdığı önemi vurgulamak gerekir. Anayasa hukukumuzun bilinen tüm ilkelerine ve saygıdeğer anayasa hukukçularımızın çoğunluğuna göre, görevdeki cumhurbaşkanı ikinci dönemindedir ve “anayasal meşruiyet” içinde aday olabilmesinin tek koşulu, TBMM’nin seçimleri yenileme kararı almasıdır.

MHP genel başkanı, yaptığı grup konuşmasında TBMM’nin seçimleri yenileme kararı almasının önünü açmıştır. Anayasasızlaşma süreci hayli ilerlemiş ve iktidardaki çoğunluk partisi ideolog, trol ve fanatik taraftarlarının diktatörlük yanlısı bir karşı çoğunluğu örgütlediği önümüzdeki seçim sürecinin, şeklen dahi “anayasal meşruiyeti” olmayan bir seçim olarak icra edilmesi, muhalefete değil bu karşı çoğunluğun anayasasızlaşma sürecini nihayete vardırması arayışına hizmet eder. Zira, kendisi seçimlerin yenilenmesi kararı aldığında ya da seçimler normal süresinde yapıldığında aday olması mümkün olmayan görevdeki cumhurbaşkanının aday olacağı seçim, YSK’nin anayasal ve yasal dayanağı olmayan bir dizi kararı ile icra edilecek, bu kararlar nedeni ile de tartışmalar seçimin meşruluğuna odaklanacaktır. Seçim, demokrasiye geçiş sürecinin bilince çıktığı bir süreç olmak yerine, karşı çoğunluğun örgütlendiği bir olumsallık dönemine dönüşecektir. Karşı çoğunluklar tarafından, şeklen de gayri meşru olan bir seçim sonucunun tanınmaması, şeklen meşru ve meşruluğunu TBMM kararından alan bir seçimin sonucunun tanınmamasından daha kolaydır.

DR. MUSTAFA BAYRAM MISIR

SİYASET BİLİMCİ VE HUKUKÇU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları