Olaylar Ve Görüşler

Silivri hukuku!

22 Eylül 2019 Pazar

YAZAR:V. Murat TULGA
Emekli Kurmay Albay

Kumpas davalar süreci bir şekilde unutulmaya başlandı. Bu sürecin sonucu ve sorumluları takip edilmelidir. Tetikçiler, işbirlikçiler, yandaşlar iyi analiz edilmeli, bunlardan hesap sorulmalı, bunların hesap vermesi için her şey yapılmalıdır.

 

21 Eylül 2012. Türk hukuk literatürüne bu tarih ile birlikte “Silivri Hukuku” diye bir kavram girdi. Bu kavramın, hukuksuzlukla, adaletsizlikle eşdeğer bir anlamı var. “Silivri Hukuku” eşittir “siyasal gösteri yargılaması” aslında. Siyasal Gösteri Yargılaması, özel hal ve şartlarda yapılan bir yargılama türüdür. Prof. Dr. Ümit Özdağ, “siyasal gösteri yargılamaları”nı ve ana mantığını şu şekilde açıklıyor:
1. Siyasi gösteri yargılamalarının hukuki sürecin dışında duran bir mantığı vardır.
Bu tür yargılamalarda hedef, hukukun tesisi değil, gerçekleşmesi hedeflenen siyasal projenin önündeki başka bir siyasal kadronun temsil ettiği engelin tasfiye edilmesidir.
2. Siyasal gösteri yargılamaları sadece mahkeme salonlarında gerçekleşmez. Basın yargılamanın bir parçasıdır.
3. Siyasal gösteri yargılamaları yargı gücünden bağımsız gerçekleşen, arkasında yürütme gücünün olduğu yargılamalardır. Siyasal gösteri yargılamalarında siyasal iktidar yargı süresince etkin ve taraftardır.

Çıkarılması gereken dersler
Yani kısaca “iktidar-güdümlü yargı -yandaş medya” üçgeni olarak da adlandırabiliriz. Kumpas davalar süreci de bu sacayaklar üzerinde yürümedi mi? Daha iyi bir Türkiye, daha iyi bir demokrasi için kumpas davaların hiçbir şekilde unutulmaması, bu süreçten çıkarılan derslerin de bir kenara not edilmesi gerekiyor.
Kumpas davalar sürecinde zamanın siyasi iktidarının payı yadsınılamaz. Siyasi iktidar çanak tutmuş, tetikçiler görevlerini yapmışlardır. Siyasi iktidar ortamı şekillendirmiş, maşalar oyunu planlandığı şekilde oynamışlardır. Siyasi iktidarın bu süreci destekler tutumu asla unutulmamalıdır.

Kuvvetler Ayrılığı
Erkler ayrılığının önemi ortaya çıkmıştır. Güdümlü yargının siyasi iktidarın elinde ülkenin temeline nasıl dinamit koyabileceği örnekleriyle ortaya çıkmıştır. Ülke yönetiminde kuvvetler ayrılığı olmazsa olmaz bir prensiptir. Kuvvetlerin ayrılığına ve kuvvetlerin iç ve dış denetimine bir beka sorunu olarak bakılmalıdır. “Hukukun üstünlüğü” kavramı uluslar arası boyutta ülkenin temeli haline getirilmelidir. Dönemlere göre hukuk anlayışından ülke kurtarılmalı, her spesifik olay için evrensel hukuk anlayışı uygulanmalıdır.
Genel olarak namuslular, namussuzlar kadar cesur olamamışlar, ülke gerçeklerine duyarsız kalmışlar, korku ile sinmişlerdir. Ülke aydınları, basını, akademisyenleri, hukukçuları ve kurumlarıyla birlikte gerekli tepki, direniş ve toplumsal dayanışma hukuksuzluklara karşı gösterilememiştir. Başta TSK olmak üzere, ülkenin tüm kurumları süreç ile ilgili bir özeleştiri yapmak durumundadırlar.

Özgür Basın
Basın toplumsal vicdanın ve duyarlılığın sesidir. Basın ne olursa olsun, hangi şartlar altında çalışıyorsa çalışsın gerçekleri durmaksızın haykırmalıdır. Yandaş medya ile gerçeklerin nasıl çarpıtılabileceği ve toplumun gerçeklerden nasıl uzaklaştırılabileceği konusunda yeteri kadar örnek yaşanmıştır. Ders alınmalı ve “özgür basın” kavramı ispatlanmalıdır.

Unutmamalı, takip etmeli, hesap sormalı
Maalesef balık hafızalıyız. Kumpas davalar süreci bir şekilde unutulmaya başlandı. Bu sürecin sonucu ve sorumluları takip edilmelidir. Tetikçiler, işbirlikçiler, yandaşlar iyi analiz edilmeli, bunlardan hesap sorulmalı, bunların hesap vermesi için her şey yapılmalıdır. Yapanın yaptığı yanına kâr kalmamalı, “aldatıldık” teziyle kurtulunamayacağı hafızalara kazınmalıdır.
Alınan dersler bunlarla sınırlı değil tabii ki. Yoksa “Silivri Hukuku” kavramlarına yeni kavramlar ekler, hukuksuzluk sarmalını ülkenin kaderi yapar, siyasi iktidarın bize reva gördüklerinin kurbanı oluruz.
Bu vesileyle Kumpas Davalar sürecine kurban verdiğimiz, Cem Aziz Çakmak, Ali Tatar, Murat Özenalp olmak üzere tüm kumpas şehitlerimizi saygıyla anıyor, yapılan hukuksuzların takipçisi olduğumu belirtmek istiyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları